Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 247
(1-445)
279/72- «Nakl-i sahih-i kat'î ile Gavze-i Bedir'de Hazret-i Abbas (R.A.) Sahabelerin eline esir düştüğü vakitte; fidye-i necat istenmiş. O da demiş: "Param yok!" Hazret-i Resul-i Ekrem (A.S.M.) ferman etmiş ki: "Zevcen Ümm-ü Fadıl yanında bu kadar parayı filân yere bırakmışsın." Hazret-i Abbas tasdik edip; "İkimizden başka kimsenin bilmediği bir sır idi." O vakit kemâl-i imanı kazanıp İslâm olmuş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 109
Me'hazler: Tabakat-ı İbn-i Sa'd 4/Birinci kısım sh: 9; Cem'-ül Fevaid 2/100; Eş-Şifa 1/343; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/698; keza Nesim-ür Riyad - Hafacî 3/206-207; Mecma-uz Zevaid 6/85; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 5/75
Zabıt şekli: Me'hazlerde aynen Üstad'ın kaydettiği tarzda olduğu için, tekrar etmeye gerek görmedik.
279/72- «Nakl-i sahih-i kat'î ile Gavze-i Bedir'de Hazret-i Abbas (R.A.) Sahabelerin eline esir düştüğü vakitte; fidye-i necat istenmiş. O da demiş: "Param yok!" Hazret-i Resul-i Ekrem (A.S.M.) ferman etmiş ki: "Zevcen Ümm-ü Fadıl yanında bu kadar parayı filân yere bırakmışsın." Hazret-i Abbas tasdik edip; "İkimizden başka kimsenin bilmediği bir sır idi." O vakit kemâl-i imanı kazanıp İslâm olmuş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 109
Me'hazler: Tabakat-ı İbn-i Sa'd 4/Birinci kısım sh: 9; Cem'-ül Fevaid 2/100; Eş-Şifa 1/343; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/698; keza Nesim-ür Riyad - Hafacî 3/206-207; Mecma-uz Zevaid 6/85; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 1/516; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/476; Müsned-i Ahmed - Tahkik-i Ahmed Şâkir hadîs no: 3310; Feth-ül Bârî - İbn-i Hacer 8/324; El-Hasais-ül Kübra 1/516
Zabıt şekli: Mecma-uz Zevaid'deki rivayet, aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzda olup, rivayet İbn-i Abbas'dan gelmiştir. Ayrıca bir şey yazmaya gerek duymadık.
280/73- «Nakl-i sahih-i kat'î ile muzır bir sâhir olan Lebid-i Yahudî, Resul-i Ekrem'i (A.S.M.) rencide etmek için acib ve muzır bir sihir yapmış; bir tarağa saçları sarmış, üstünde sihir yapmış, bir kuyuya atmış, Resul-i Ekrem'in (A.S.M.) Hazret-i Ali'ye ve Sahabelere ferman etmiş: "Gidiniz filân kuyuda bu çeşid sihir âletlerini buluf getiriniz!." Gitmişler, aynen öyle bulup getirmişler.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 110
Me'hazler: Sahih-i Buharî 4/418; Sahih-i Müslim 4/1720, hadîs no: 2189; El-Feth-ül Kebir 3/396, İbni Hanbel ve Şeyheyn ve İbn-i Mace'den nakil; Cem'-ül Fevaid 2/237; Müsned-ül Humeydî 1/259; ElHasais-ül Kübra - Suyutî 2/373; İbn-i Mace hadîs no: 3545; Müsned-i Ahmed 4/367, 6/57, 63 ve 97; Şerh-üş Şifa, Aliyy-ül Karî 1/706; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/247
Zabıt şekli: Uzun olan Sahih-i Müslim'in bir hadîsi: Meâli: (Bu uzun hadîsin hepsinin meâlini vermek uzun olacağından, sadece kısa bir hülâsasını veriyoruz.)
Hazret-i Âişe naklediyor: Benî-Zürayk Yahudilerinden Lebid bin A'sam, Resulullah'a sihir yaptı... Hayli rahatsızlandı. Sonra bir gece çok dua etti. Sonra bana dedi ki: "Ey Âişe! Cenab-ı Hak bana bildirdi ki, benim hastalığımın sihir olduğunu ve bunu Yahudi Lebid'in yaptığı anlaşıldı. Lebid-i Yahudî'nin yaptığı o sihirleri bir tarağa yaparak, Zi-Ervan kuyusuna bıraktığı anlaşıldı." Hazret-i Âişe diyor: "Sonra Resululllah kalktı, Sahabelerin bazılarının yanına geldi ve mes'eleyi onlara da bildirdi."
281/74- «Nakl-i sahih-i kat'î ile, Ebu Hüreyre ve Huzeyfe (R.A.) gibi mühim zâtlar bulunduğu bir hey'ette, Resul-i Ekrem ferman etmiş ki:
Ebu Hüreyre der: "O hey'etten, ben bir adamla ikimiz kaldık. Ben korktum... Sonra öteki adam, Yemame Harbi'nde Müseylime tarafından bulunup mürted olarak katledildi.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 110
Me'hazler: Sahih-i Müslim 4/2189, Cehennem'de kâfirlerin bir dişinin Uhud Dağı kadar olacağı hakkındaki hadîs-i şerif; Eş-Şifa 1/342; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/298; Nesim-ür Riyad - Hafacî 3/203; Mecma-uz Zevaid 9/289-290; Mişkât-ül Masabih 3/103, kâfirlerin dişlerinin Cehennem'de dağ kadar olacağı hakkında; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 4/4434 " "
Zabıt şekli: Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî'nin kitabındaki hadîs ve rivayet; Taberanî'den nakil; "Ebu Hüreyre ve Fırat bin Hassan-ül İclî ve İbn-i Ankavet El-Yemamî'den bazı adamlar Resulullah'ın yanında oturdukları bir sırada, ferman etmiş: Birinizin dişi, Cehennem'de Uhud Dağı'ndan daha büyük olacaktır." Ve hâdisenin devamı, aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği gibidir.
282/75- «Nakl-i sahih-i kat'î ile, Umeyr ve Safvan müslüman olmadan evvel mühim bir mala mukabil Peygamber'in (A.S.M.) katline karar verip; Umery ise, Peygamber'in katlini niyet ederek Medine'ye gelmiş. Resul-i Ekrem (A.S.M.) Umeyr'i görmüş, yanına çağırdı, dedi: "Safvan ile maceranız budur." Elini Umeyr'in göğsüne koydu. Umeyr "Evet!" dedi, müslüman oldu.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 110
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/342 ve 443; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/698; Mecma-uz Zevaid 8/284-286; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 3/313; El-Hasais-ül Kübra 1/519
Zabıt şekli: Aliyy-ül Karî'nin Şerh-üş Şifa eserindeki hadîs: Umeyr bin Vehb bin Halef ile, Safvan bin Umeyye bin Halef, kendi aralarında bazı şartlar çerçevesinde Peygamber'in katli hususunda ittifak edip anlaştılar. Umeyr, mezkûr niyetle Medine'ye gelir.. ve Üstad'ın kaydettiği şekilde Resul-i Ekrem'le karşılaştılar. Resul-i Ekrem (A.S.M.) gizli kurduğu plânını kendisine açıkladıktan sonra, müslüman olur... Safvan ise, Huneyn Harbi'nden sonra İslâmiyeti kabul eder. Bu hadîsi Halimî, İbn-i İshak ve Beyhakî ve Taberanî'den nakletmiştir.
Risalede yeri: Mektubat sh: 109
Me'hazler: Tabakat-ı İbn-i Sa'd 4/Birinci kısım sh: 9; Cem'-ül Fevaid 2/100; Eş-Şifa 1/343; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/698; keza Nesim-ür Riyad - Hafacî 3/206-207; Mecma-uz Zevaid 6/85; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 5/75
Zabıt şekli: Me'hazlerde aynen Üstad'ın kaydettiği tarzda olduğu için, tekrar etmeye gerek görmedik.
279/72- «Nakl-i sahih-i kat'î ile Gavze-i Bedir'de Hazret-i Abbas (R.A.) Sahabelerin eline esir düştüğü vakitte; fidye-i necat istenmiş. O da demiş: "Param yok!" Hazret-i Resul-i Ekrem (A.S.M.) ferman etmiş ki: "Zevcen Ümm-ü Fadıl yanında bu kadar parayı filân yere bırakmışsın." Hazret-i Abbas tasdik edip; "İkimizden başka kimsenin bilmediği bir sır idi." O vakit kemâl-i imanı kazanıp İslâm olmuş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 109
Me'hazler: Tabakat-ı İbn-i Sa'd 4/Birinci kısım sh: 9; Cem'-ül Fevaid 2/100; Eş-Şifa 1/343; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/698; keza Nesim-ür Riyad - Hafacî 3/206-207; Mecma-uz Zevaid 6/85; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 1/516; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/476; Müsned-i Ahmed - Tahkik-i Ahmed Şâkir hadîs no: 3310; Feth-ül Bârî - İbn-i Hacer 8/324; El-Hasais-ül Kübra 1/516
Zabıt şekli: Mecma-uz Zevaid'deki rivayet, aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzda olup, rivayet İbn-i Abbas'dan gelmiştir. Ayrıca bir şey yazmaya gerek duymadık.
280/73- «Nakl-i sahih-i kat'î ile muzır bir sâhir olan Lebid-i Yahudî, Resul-i Ekrem'i (A.S.M.) rencide etmek için acib ve muzır bir sihir yapmış; bir tarağa saçları sarmış, üstünde sihir yapmış, bir kuyuya atmış, Resul-i Ekrem'in (A.S.M.) Hazret-i Ali'ye ve Sahabelere ferman etmiş: "Gidiniz filân kuyuda bu çeşid sihir âletlerini buluf getiriniz!." Gitmişler, aynen öyle bulup getirmişler.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 110
Me'hazler: Sahih-i Buharî 4/418; Sahih-i Müslim 4/1720, hadîs no: 2189; El-Feth-ül Kebir 3/396, İbni Hanbel ve Şeyheyn ve İbn-i Mace'den nakil; Cem'-ül Fevaid 2/237; Müsned-ül Humeydî 1/259; ElHasais-ül Kübra - Suyutî 2/373; İbn-i Mace hadîs no: 3545; Müsned-i Ahmed 4/367, 6/57, 63 ve 97; Şerh-üş Şifa, Aliyy-ül Karî 1/706; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/247
Zabıt şekli: Uzun olan Sahih-i Müslim'in bir hadîsi: Meâli: (Bu uzun hadîsin hepsinin meâlini vermek uzun olacağından, sadece kısa bir hülâsasını veriyoruz.)
Hazret-i Âişe naklediyor: Benî-Zürayk Yahudilerinden Lebid bin A'sam, Resulullah'a sihir yaptı... Hayli rahatsızlandı. Sonra bir gece çok dua etti. Sonra bana dedi ki: "Ey Âişe! Cenab-ı Hak bana bildirdi ki, benim hastalığımın sihir olduğunu ve bunu Yahudi Lebid'in yaptığı anlaşıldı. Lebid-i Yahudî'nin yaptığı o sihirleri bir tarağa yaparak, Zi-Ervan kuyusuna bıraktığı anlaşıldı." Hazret-i Âişe diyor: "Sonra Resululllah kalktı, Sahabelerin bazılarının yanına geldi ve mes'eleyi onlara da bildirdi."
281/74- «Nakl-i sahih-i kat'î ile, Ebu Hüreyre ve Huzeyfe (R.A.) gibi mühim zâtlar bulunduğu bir hey'ette, Resul-i Ekrem ferman etmiş ki:
Ebu Hüreyre der: "O hey'etten, ben bir adamla ikimiz kaldık. Ben korktum... Sonra öteki adam, Yemame Harbi'nde Müseylime tarafından bulunup mürted olarak katledildi.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 110
Me'hazler: Sahih-i Müslim 4/2189, Cehennem'de kâfirlerin bir dişinin Uhud Dağı kadar olacağı hakkındaki hadîs-i şerif; Eş-Şifa 1/342; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/298; Nesim-ür Riyad - Hafacî 3/203; Mecma-uz Zevaid 9/289-290; Mişkât-ül Masabih 3/103, kâfirlerin dişlerinin Cehennem'de dağ kadar olacağı hakkında; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 4/4434 " "
Zabıt şekli: Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî'nin kitabındaki hadîs ve rivayet; Taberanî'den nakil; "Ebu Hüreyre ve Fırat bin Hassan-ül İclî ve İbn-i Ankavet El-Yemamî'den bazı adamlar Resulullah'ın yanında oturdukları bir sırada, ferman etmiş: Birinizin dişi, Cehennem'de Uhud Dağı'ndan daha büyük olacaktır." Ve hâdisenin devamı, aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği gibidir.
282/75- «Nakl-i sahih-i kat'î ile, Umeyr ve Safvan müslüman olmadan evvel mühim bir mala mukabil Peygamber'in (A.S.M.) katline karar verip; Umery ise, Peygamber'in katlini niyet ederek Medine'ye gelmiş. Resul-i Ekrem (A.S.M.) Umeyr'i görmüş, yanına çağırdı, dedi: "Safvan ile maceranız budur." Elini Umeyr'in göğsüne koydu. Umeyr "Evet!" dedi, müslüman oldu.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 110
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/342 ve 443; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/698; Mecma-uz Zevaid 8/284-286; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 3/313; El-Hasais-ül Kübra 1/519
Zabıt şekli: Aliyy-ül Karî'nin Şerh-üş Şifa eserindeki hadîs: Umeyr bin Vehb bin Halef ile, Safvan bin Umeyye bin Halef, kendi aralarında bazı şartlar çerçevesinde Peygamber'in katli hususunda ittifak edip anlaştılar. Umeyr, mezkûr niyetle Medine'ye gelir.. ve Üstad'ın kaydettiği şekilde Resul-i Ekrem'le karşılaştılar. Resul-i Ekrem (A.S.M.) gizli kurduğu plânını kendisine açıkladıktan sonra, müslüman olur... Safvan ise, Huneyn Harbi'nden sonra İslâmiyeti kabul eder. Bu hadîsi Halimî, İbn-i İshak ve Beyhakî ve Taberanî'den nakletmiştir.
Ses Yok