Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 311
(1-445)
560- «Bir vakit, İmam-ı Ali Radıyallahü Anh, bir kâfiri yere atmış. Kılıncını çekip keseceği zaman, o
kâfir ona tükürmüş. O kâfiri bırakmış, kesmemiş. O kâfir, ona demiş ki: "Neden beni kesmedin?" Dedi:
"Seni Allah için kesecektim. Fakat bana tükürdün, hiddete geldim. Nefsimin hissesi karıştığı için ihlâsım
zedelendi. Onun için seni kesmedim." O kâfir ona dedi: "Beni çabuk kesmen için seni hiddete getirmekti.
Madem dininiz bu derece sâfi ve hâlistir; o din haktır" dedi.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 268 ve daha Nur'un Müdafaalar gibi yerlerinde de bulunabilir.
Me'hazler: Menakıb-ı Cihâr-ı Yâr-ı Güzîn - Şeyh Şemseddin-i Sivasî (yeni yazıyla olan nüshası) sh:
(Not: Bu kitapta, gerçi sahih olmayan bazı mes'eleler de bulunabiliyor. Amma ekser mes'eleleri,
hadîslere ve doğru rivayetlere dayanan sabit ve sahih şeylerdir. Bu noktadan kitapta bir kaç tane gayr-i
sahih mes'ele bulunsa da, onu toptan reddedip atanların mesleğinde değiliz.)
561- «Ehadîs-i şerifede gelmiş ki: "Âhir zamanın Süfyan ve Deccal gibi nifak ve zendeka başına
geçecek eşhas-ı müdhişe-i muzırraları, İslâmın ve beşerin hırs ve şikakından istifade ederek az bir
kuvvetle nev'-i beşeri hürcümerc eder ve koca Âlem-i İslâmı esaret altına alır.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 270 ve Nur'un sair yerlerinde varsa...
Me'hazler: Müstedrek-ül Hâkim 4/529, 530, iki kanalla; Müsned-i Firdevs
5/510; Cem'-ül Fevaid 1/595 ve 5/454; Ed-Dürr-ül Mensur - Tefsir-i Suyutî 2/242; Müsned-i Ahmed
3/367; El-Musannef - San'anî 11/394; Sahih-i İbn-i Hibban 8/286; Mecma-uz Zevaid 8/349
Zabıt şekli: Müstedrek-ül Hâkim'in hadîsi:
Müsned-ül Firdevs'teki bir hadîs:
Meâlleri: "Deccal öyle bir zamanda çıkacak ki insanlar birbirlerine karşı buğz ve şikak içinde oldukları
ve dinde hafiflik geçirdikleri ve aralarındaki musalâha işinin kötüleştiği bir vakitte olacaktır."
İkinci hadîsin meâli: "Deccal, insanların dînen hafiflik geçirdikleri ve ilimden uzaklaştıkları bir
vakitte gelecek. Ona kırk gün vardır..."
562- Risalede yeri: Mektubat sh: 270, 274, 345 ve daha Nur'un sair yerlerinde varsa...
Me'hazler: Sahih-i Buharî 1/129, 3/169 ve 8/14; Sahih-i Müslim 4/1999; Tirmizî 4/325; Sahih-i İbn-i Hibban 1/228 ve 288 iki kanalla rivayet; Kitab-üz Zühd - İbn-ül Mübarek 1/118; Şerh-üs Sünne - Begavî 13/42; Cem'-ül Fevaid 2/357; Ed-Dürer-ül Müntesire - Suyutî sh: 155; Müsned-ül Firdevs 4/182; Feyz-ül Kadir hadîs no: 9143; Nesaî Zekât bab: 67; Müsned-i Ahmed 4/404 ve 409; Mişkât-ül Masabih hadîs no: 1955; El-Feth-ül Kebir 1/49 ve 153, 3/250; Müsned-ül Humeydî hadîs no: 172; Ed-Duafa'-ül Kebir - Akilî 1/49
Zabıt şekli: (Hadîs me'hazlerinde da "Mersus" kelimesi bulunmadıysa da; fakat âyette ifadesi
vardır.)
Meâli: "Mü'minler birbirleriyle, kurşunla perçinleştirilmiş bir binaya benzerler ve birbirlerini takviye
ve tahkim eylerler."
563- (Hazret-i Üstad bu söz için darb-ı mesel demiştir.)
Risalede yeri: Mektubat sh: 272, 280; Lem'alar sh: 122; Tercüme Mesnevî (Abdülmecid) sh: 160;
Tercüme Mesnevî (Abdülkadir) sh: 324
Me'hazler: Keşf-ül Hafâ - Aclunî 1/355 hadîsini, Taberanî'den nakletmiş.
Emsal-i Hazret-i Ali sh: 25 ifadesiyle, İmam-ı Ali'nin bir sözü vardır. Ve daha sabra dair hadîslerde,
bu mânaya yakın ifadeler vardır.
Meâlleri: 1- "Harîs odur ki, helâl olmayan kazanç peşine düşendir."
2- "Harîsin katili, onun kendi hırsıdır."
564- «Tertib-i eşyada bir teenni-i hikmet vardır. Hırs sebebiyle teennî ile hareket etmediği için, o
tertipli eşyadaki manevî basamakları müraat etmez. Ya atlar düşer veyahut bir basamağı noksan bırakır,
maksada çıkamaz.» Ve «Cenab-ı Hak Hakîm ismi muktesazı olarak vücud-u eşyada bir tertib vaz'etmiş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 272 ve 280
Me'hazler: Ed-Dürer-ül Müntesire - Suyutî sh: 112; El-Feth-ül Kebir 1/92; Mişkât-ül Masabih 2/625
hadîs no: 5055; Hukuk-u İslâmiye - Ömer Nasuhî 1/289, Şeriaat kaidesi olarak: ifadesiyle.. Yani: "Bir
kimse bir şeyi olgunlaşmadan evvel acele edip almak istese, onun mahrumiyeti ile cezalandırılır."
Zabıt şekli: Hadîs olarak:
Meâli: "Eğer işlerinde teenni etsen, ona ulaşır veyahut muvaffakiyete yakın bir halde olursun. Amma
eğer acelelik ile ona gitsen, hata eder, yahut da muvaffakiyetsizlikle hata etmiş gibi olursun."
kâfir ona tükürmüş. O kâfiri bırakmış, kesmemiş. O kâfir, ona demiş ki: "Neden beni kesmedin?" Dedi:
"Seni Allah için kesecektim. Fakat bana tükürdün, hiddete geldim. Nefsimin hissesi karıştığı için ihlâsım
zedelendi. Onun için seni kesmedim." O kâfir ona dedi: "Beni çabuk kesmen için seni hiddete getirmekti.
Madem dininiz bu derece sâfi ve hâlistir; o din haktır" dedi.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 268 ve daha Nur'un Müdafaalar gibi yerlerinde de bulunabilir.
Me'hazler: Menakıb-ı Cihâr-ı Yâr-ı Güzîn - Şeyh Şemseddin-i Sivasî (yeni yazıyla olan nüshası) sh:
(Not: Bu kitapta, gerçi sahih olmayan bazı mes'eleler de bulunabiliyor. Amma ekser mes'eleleri,
hadîslere ve doğru rivayetlere dayanan sabit ve sahih şeylerdir. Bu noktadan kitapta bir kaç tane gayr-i
sahih mes'ele bulunsa da, onu toptan reddedip atanların mesleğinde değiliz.)
561- «Ehadîs-i şerifede gelmiş ki: "Âhir zamanın Süfyan ve Deccal gibi nifak ve zendeka başına
geçecek eşhas-ı müdhişe-i muzırraları, İslâmın ve beşerin hırs ve şikakından istifade ederek az bir
kuvvetle nev'-i beşeri hürcümerc eder ve koca Âlem-i İslâmı esaret altına alır.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 270 ve Nur'un sair yerlerinde varsa...
Me'hazler: Müstedrek-ül Hâkim 4/529, 530, iki kanalla; Müsned-i Firdevs
5/510; Cem'-ül Fevaid 1/595 ve 5/454; Ed-Dürr-ül Mensur - Tefsir-i Suyutî 2/242; Müsned-i Ahmed
3/367; El-Musannef - San'anî 11/394; Sahih-i İbn-i Hibban 8/286; Mecma-uz Zevaid 8/349
Zabıt şekli: Müstedrek-ül Hâkim'in hadîsi:
Müsned-ül Firdevs'teki bir hadîs:
Meâlleri: "Deccal öyle bir zamanda çıkacak ki insanlar birbirlerine karşı buğz ve şikak içinde oldukları
ve dinde hafiflik geçirdikleri ve aralarındaki musalâha işinin kötüleştiği bir vakitte olacaktır."
İkinci hadîsin meâli: "Deccal, insanların dînen hafiflik geçirdikleri ve ilimden uzaklaştıkları bir
vakitte gelecek. Ona kırk gün vardır..."
562- Risalede yeri: Mektubat sh: 270, 274, 345 ve daha Nur'un sair yerlerinde varsa...
Me'hazler: Sahih-i Buharî 1/129, 3/169 ve 8/14; Sahih-i Müslim 4/1999; Tirmizî 4/325; Sahih-i İbn-i Hibban 1/228 ve 288 iki kanalla rivayet; Kitab-üz Zühd - İbn-ül Mübarek 1/118; Şerh-üs Sünne - Begavî 13/42; Cem'-ül Fevaid 2/357; Ed-Dürer-ül Müntesire - Suyutî sh: 155; Müsned-ül Firdevs 4/182; Feyz-ül Kadir hadîs no: 9143; Nesaî Zekât bab: 67; Müsned-i Ahmed 4/404 ve 409; Mişkât-ül Masabih hadîs no: 1955; El-Feth-ül Kebir 1/49 ve 153, 3/250; Müsned-ül Humeydî hadîs no: 172; Ed-Duafa'-ül Kebir - Akilî 1/49
Zabıt şekli: (Hadîs me'hazlerinde da "Mersus" kelimesi bulunmadıysa da; fakat âyette ifadesi
vardır.)
Meâli: "Mü'minler birbirleriyle, kurşunla perçinleştirilmiş bir binaya benzerler ve birbirlerini takviye
ve tahkim eylerler."
563- (Hazret-i Üstad bu söz için darb-ı mesel demiştir.)
Risalede yeri: Mektubat sh: 272, 280; Lem'alar sh: 122; Tercüme Mesnevî (Abdülmecid) sh: 160;
Tercüme Mesnevî (Abdülkadir) sh: 324
Me'hazler: Keşf-ül Hafâ - Aclunî 1/355 hadîsini, Taberanî'den nakletmiş.
Emsal-i Hazret-i Ali sh: 25 ifadesiyle, İmam-ı Ali'nin bir sözü vardır. Ve daha sabra dair hadîslerde,
bu mânaya yakın ifadeler vardır.
Meâlleri: 1- "Harîs odur ki, helâl olmayan kazanç peşine düşendir."
2- "Harîsin katili, onun kendi hırsıdır."
564- «Tertib-i eşyada bir teenni-i hikmet vardır. Hırs sebebiyle teennî ile hareket etmediği için, o
tertipli eşyadaki manevî basamakları müraat etmez. Ya atlar düşer veyahut bir basamağı noksan bırakır,
maksada çıkamaz.» Ve «Cenab-ı Hak Hakîm ismi muktesazı olarak vücud-u eşyada bir tertib vaz'etmiş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 272 ve 280
Me'hazler: Ed-Dürer-ül Müntesire - Suyutî sh: 112; El-Feth-ül Kebir 1/92; Mişkât-ül Masabih 2/625
hadîs no: 5055; Hukuk-u İslâmiye - Ömer Nasuhî 1/289, Şeriaat kaidesi olarak: ifadesiyle.. Yani: "Bir
kimse bir şeyi olgunlaşmadan evvel acele edip almak istese, onun mahrumiyeti ile cezalandırılır."
Zabıt şekli: Hadîs olarak:
Meâli: "Eğer işlerinde teenni etsen, ona ulaşır veyahut muvaffakiyete yakın bir halde olursun. Amma
eğer acelelik ile ona gitsen, hata eder, yahut da muvaffakiyetsizlikle hata etmiş gibi olursun."
Ses Yok