Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 308
(1-445)
544- «Eğer perde-i gayb açılsa yakînim ziyadeleşmeyecek.» (Hazret-i Ali R.A.)
Risalede yeri: Mektubat sh: 220 ve Âyet-ül Kübra gibi risalelerde dahi...
Me'hazler: Mektubat-ı İmam-ı Rabbanî 1/119; El-Esrar-ül Merfua' - Aliyy-ül Karî, Tahkik-i
Muhammed Sabbağ sh: 193; El-Feth-ür Rabbanî - Abdülkadir-i Geylanî sh: 183; İs'âf-ür Ragıbîn sh: 178;
Şerh-u Fıkh-ul Ekber - Aliyy-ül Karî sh: 204; Tefsir-i Ruh-ul Beyan - Burusevî 2/74 ve 4/337
Zabıt şekli: Hazret-i Üstad'ın Türkçesini yazdığı İmam-ı Ali'nin Arabça olan sözü aynen şöyledir:
Ve meâli aynen Üstad'ın kaydettiği gibidir.
545- «Yerde iken Arş-ı A'zam'ı ve İsrafil'in azamet-i heykelini temaşa eden Gavs-ı A'zam Şeyh
Abdülkadir-i Geylanî...»
Risalede yeri: Mektubat sh: 220 ve Âyet-ül Kübra gibi Nur'un sair yerleri...
Me'haz: Mecmuat-ül Ahzab- Şeyh Ahmed Gümüşhanevî 2/561
Zabıt şekli: Geylanî Hazretleri ile başlayan kasidesinin onikinci beytinde şöyle diyor:
Kısaca meâli: "Ben İsrafil'i, Levh-i Mahfuz'u ve Rıza Makamlarını gözümle gördüm. Bunun yanında
sahib-i celâl ve hakikî azametin sahibi olan Cenab-ı Allah'ın Nurlarını müşahede eyledim. Hem
Semavatın üstlerinde ne ki varsa, hepsini müşahede ettim, keza Arş ve Kürsî ve saire hepsi benim daire-i nazarımdadır."
546- «Amca ve hala, peder hükmündedir; teyze ve dayı ana hükmündedir.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 259
Me'hazler: El-Feth-ül Kebir 1/45, 61, 182 ve 251, Buharî ve Müslim'den nakil; yine El-Feth-ül Kebir
2/105; Tirmizî asıl metin hadîs no: 1904; Ebu Davud Talak bab: 35; Müsned-ül Bezzar hadîs no: 891;
Künûz-ül Hakaik - Abdurrauf El-Menavî 1/128
Zabıt şekli: (Not: Bu hüküm bütün hadîs kitaplarında aynı mâna fakat az değişik lafızlarla mevcuddur:)
Meâli: Şâyet kız yetim kalırsa teyzesinin yanında kalması, çünki teyze annedir.
İkinci rivayette: Teyze, anne makamındadır. Amme, yani hala baba makamındadır.
547- Vâlide hayatını evlâdına feda eder. «Hayatını, senin hayatına feda edenin zeval-i hayatını arzu
etmek, ne kadar çirkin bir zulüm ve bir vicdansızlık olduğunu anla!..»
Risalede yeri: Mektubat sh: 260 (Yirmibirinci Mektub) ve Nur'un sair yerlerinde varsa...
Me'hazler: Kitab-ül Kebair Zehebî sh: 44
Zabıt şekli: Resul-i Ekrem (A.S.M.) zamanında bir genç vardı. İsmi Alkame idi. Çok ibadet ederdi.
Öleceği zaman dili kelime-i şehadeti söylemiyordu. Resul-i Ekrem (A.S.M.) sordu: "Bunun anne ve
babasından sağ olanı var mıdır?" Dediler: "Bir ihtiyar annesi var." Resul-i Ekrem (A.S.M.) annesini
çağırdı, sordu. Oğlundan râzı değildi ve râzı olamıyordu. Resul-i Ekrem (A.S.M.) dedi: "Ben şimdi senin
oğlunu ateşle yakacağım, razı olur musun?" Ve arkasından Bilâl'e emretti: "Bolca odun topla, hazırla!"
Gencin annesi sordu: "Ne yapacaksın ya Resulallah?" Dedi: "Ben oğlunu burada yakacağım." Annesi bunu duyunca acıma hissi galeyana geldi ve "Kalbim tahammül edemez, ya Resulallah!" dedi. Bunun üzerine Peygamber (A.S.M.) dedi: "Öyle ise, yâ Alkame'nin annesi! Sen biliyor musun, Allah'ın azabı, şurada yakacağımız ateşten daha çok şiddetlidir. Eğer sen hakkını helâl etmez ve râzı olmazsan, âhirette aynen o ateşin içine girecektir." dedi. Bunun üzerine gencin annesi hakkını helâl etti ve oğlundan razı olduğunu ilân etti. Bu hâdiseden hemen sonra, Alkame'nin dili açıldı ve kelime-i şehadet getire getire ruhunu teslim etti.
548- Risalede yeri: Mektubat sh: 261; Lem'alar sh: 235
Me'hazler: Kenz-ül Ummal 9/167; Şerh-üs Siyer-il Kebir - İmam-ı Muhammed 3/1012; El-Feth-ül
Kebir Suyutî 3/53, Taberanî ve Beyhakî'den nakil; El-Makasıd-ül Hasene - Sahavî sh: 341; Buharî, İstiska
Babı Mukaddemesi; Keşf-ül Hafâ 2/163; İhya-u Ulûm-id Din 1/204; Tenbih-ül Gafilîn - Ebu-l Leys Es
Semerkandî sh: 139; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 22/785; El-Kâmil Fid-Duafa' - İbn-i Ady 4/1622, ...
Zabıt şekli: Me'hazlerde, aynı mânada fakat az değişik lafızlarla gelmiştir. Ebu Davud-u Tayalisî,
Taberanî, İbn-i Mende ve İbn-i Ady ve diğerleri; Mâlik bin Ubeyde'den, o da babasından, babası da kendi
babasından merfu' hadîs olarak... Ebu Ya'lâ El-Mûsilî ise, Ebu Hüreyre'den yine merfu' olarak rivayet
etmişlerdir. Mânaca aynı şey olduğundan, bir zabıt vermedik.
Ses Yok