Zülfikar Risalesi | Zülfikar Birinci Makamı | 81
(1-134)

İşte şu, âyet nasılki “Tûr-i Sina’da ikbâl-i Hak” fıkrasiyle Nübüvvet-i Mûseviyyeyi ve Şam Dağları’ndan ibaret olan “Sâîr’den tulû-u Hak” fıkrasiyle, Nübüvvet-i İseviyyeyi ihbar eder. Öyle de, bil’ittifak Hicaz Dağları’ndan ibaret olan Fâran Dağları’ndan zuhûr-u Hak fıkrasıyla, bizzarure risâlet-i Ahmediyyeyi (A.S.M.) haber veriyor. Hem Sûre-i Feth’in âhirinde

hükmünü tasdikân, Tevrat’ta Fâran Dağları’ndan zuhûr eden Peygamberin sahâbeleri hakkında şu âyet var: “Kudsîlerin bayrakları beraberindedir ve O’nun sağındadır.” “Kudsîler” nâmiyle tavsif eder. Yâni: “O’nun sahâbeleri kudsî, sâlih evliyâlardır.”

Eş’iya Peygamber’in kitabında, Kırk İkinci Bâbında şu âyet vardır: “Hak Sübhânehû; âhir zamanda, kendinin ıstıfâgerde ve bergüzîdesi kulunu ba’s edecek ve ona Rûhu’l-Emîn Hazret-i Cibrîl’i yollayıp, Dîn-i İlâhîsini ona ta’lim ettirecek. Ve o dahi, Ruhü’l-Emîn’in ta’limi veçhile nâsa ta’lim eyliyecek ve beynennâs hak ile hükmedecektir. O bir nurdur, halkı zulümattan çıkaracaktır. Rabbin, bana kabl-el-vuku’ bildirdiği şeyi, ben de size bildiriyorum.”

İşte şu âyet gâyet sarih bir sûrette, Âhir zaman Peygamberi olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’ın evsâfını beyân ediyor.

Mişâil nâmiyle müsemma Mihâil Peygamber’in kitabının Dördüncü Bâbında şu âyet var: “Âhir zamanda bir ümmet-i merhûme kaim olup, orada Hakk’a ibâdet etmek üzere, mübârek dağı ihtiyar ederler. Ve her iklimden orada birçok halk toplanıp, Rabb-ı Vâhid’e ibâdet ederler. Ona şirk etmezler.”

İşte şu âyet, zâhir bir sûrette dünyanın en mübârek dağı olan Cebel-i Arafat ve orada her iklimden gelen hacıların tekbir ve ibâdetlerini ve ümmet-i merhume nâmıyla şöhret-şiâr olan ümmet-i Muhammediyyeyi târif ediyor.

Zebûr’da Yetmiş İkinci Bâbında şu âyet var:

“Bahirden bahire mâlik ve nehirlerden, Arz’ın makta’ ve müntehasına kadar mâlik ola.. ve kendisine Yemen ve Cezayir Mülûkü hediyeler götüreler.. ve pâdişâhlar O’na secde ve inkıyad edeler.. ve her vakit O’na salât ve her gün kendisine bereketle duâ oluna.. ve envârı Medine’den münevvir ola.. ve zikri ebedü’l-âbâd devam ede.. O’nun ismi, şemsin vücûdundan evvel mevcûddur. Onun adı, Güneş durdukça münteşir ola...”

Ses Yok