Son Şahitler | Emirdağ Şâhitleri(II) | 23
(1-75)

AHMED RAMAZAN

 

Tarihçe'nin "Bediüzzaman Said Nursî ve Hariç Memleketler" kısmında Paikistan'la alâkalı bir mektubu bulunan Ahmed Ramazan, 1927'de Malatya'da doğdu. 1950'lerde Büyük Doğu mecmuasında çalıştı. Emirdağ, Eskişehir ve Isparta'da Üstadla görüşmeleri oldu.

 

Üstadın Hasan Benna'ya mektubu

1950'den evvel Üstadı Eskişehir ve Emirdağ'da ziyaret eden Ahmed Ramazan, daha sonra da Isparta'da ziyaret etmişti, Gençlik Rehberi dâvâsı esnasında ise, Şam'a hicret etmişti.

Üstad kendisine, Hasan Benna'ya verilmek üzere bir mektup vermişti. Fakat Benna şehit olduğu için bu mektubu verememişti. Zübeyir Gündüzalp Şam'a gelip bir hafta kadar kendisine misafir olmuştu. Birlikte, Üstadın eniştesi Molla Said'in kardeşi Molla Abdülmecid ile görüşmüşlerdi. Kayınpederinin de Üstadla alâkalı hatırası olduğunu ifade eden Ahmed Ramazan kısa görüşmemizde şunları anlattı:

"1947'de İstanbul'da askerliğimi yapıyordum. Askerliği bitirdikten sonra tâbi olacak, bağlanacak mürşid ve şeyh arıyordum. Bu maksatla Elazığ'ı ve Diyarbakır'ı dolaşmıştım. Bu esnada Üstadın ismini duydum, bana tavsiye etmişlerdi. Mezkûr maksatla Emirdağ'a, Üstadın ziyaretine gittim. İlk ziyaretimde, huzurunda bir buçuk saat kadar kaldım.

 

"Bana onların iyi taraflarını anlat"

"Ben içimdeki niyet ve arzumu daha söylemeden, Üstad bana, 'Kardaşım, ben senin aradığın adam değilim' diyerek, 'zamanın tarikat zamanı değil, imanı kurtarmak zamanı' olduğunu beyan etti.

"Irak, Suriye ve Mısır'ı dolaşmış ve Üstadın ziyaretine gitmiştim. Gezdiğim yerlerdeki Müslümanların, İslâma uymayan, gayri İslâmi hallerini  üzülerek görmüştüm. Bunları Üstada anlatmak istedim. Daha ilk cümlede, Üstad eliyle 'Sus' işareti yaparak, 'Kardaşım, bana onların iyi taraflarını anlat, fena vaziyetlerini anlatma' diyerek beni ikaz etti.

 

"Mustafa Sabri Üstadı anlattı"

"Kahire'de Mustafa Sabri Efendiyi aradım. Sonra İskenderiye'de buldum. Evinde görüştüğümüzde yaşlı gözlerle, ağlayarak, bana Üstadın ilmini, faziletin ve yüksek dehasıyla alâkalı hatıralarını anlattı.

"Aradan zaman geçtiği için unutmuşum.

"Uzun seneler  Suriye'de kaldım. Türkiye'ye  1961'de geldim. 1950'lerde Büyük Doğu mecmuasında çalışırken, Necip Fazıl, Üstaddan sitayişle bahsederdi. Mecmuada, Nur'lardan parçalar  neşrederdi."

 

Ahmed Ramazan'ın mektubu

Tarihçe'nin "Hariç Memleketler" bölümünde Ahmed Ramazan'ın şu mektubunu okumaktayız:

"Pakistan'daki Nur talebelerinin Üstad Said Nursi'den istedikleri mesaj münasebetiyle, Irak'taki bir Nur talebesinin gönderdiği mektup:

"Bundan birkaç gün evvel, Pakistan'da talebeler konferansı vardı. Hazret-i Üstaddan bir mesaj istemişlerdi ve bunun tarihî bir tesiri olacaktı. Haber aldık ki, Salih (Özcan) Nur talebeleri namına bir mesaj göndermiş, sizlere yazmışlar ki, acele Hazret-i Üstad bildiriniz. Konferansta, Hazret-i Üstad ve Nur'lar çok methedilmiş. Komünistler tarafından itirazlar yapılmış. Fakat reis hepsini reddetmiş. Hazret-i Üstadın fotoğrafları teşhir edilmiş. Yakında Nur ve Nur'a ait uzun ve resimli bir yazı ile bir mecmua çıkaracaklarmış. Sonsuz selâm ve dualar."

Ses Yok