Son Şahitler | Isparta Şâhitleri(II) | 38
(1-47)

MEHMED SOYMEN

 

1950-1961 yılları arasında Isparta'da müftülük yapmıştır. Milyonun üzerinde basılan Cep İlmihali isimli eseri, İngilizce ve Almanca'ya tercüme edilmiştir.

 

Elimde bir adres ve Isparta sokaklarında eskilerden bir zat arıyorum. Pîr Mehmed Mahallesinde arayıp soruşturduğumuz Mehmed Soymen'i bulmak pek zor olmuştu.

Mehmed Soymen, Diyanet İşleri Yayınlarından çıkan ve rağbet-i âmmeye mazhar olan Cep İlmihali adlı eserin yazarı. 1954 senesinde Diyanet İşlerince açılan bir müsabakaya bütün müftülerin iştirak etmesi söylenmiş. Bu arada müsabakaya iştirak eden son iki müftü arasında Mehmed Soymen'in eseri birincilik kazanmış ve neşredilmiş. İlk baskısını 1954 senesinde yapan kitap bugüne kadar devamlı neşredilmektedir.

1973 senesinde bu küçük Cep İlmihali, Ekmeleddin İhsan tarafından İngilizce'ye, Ahmed Sehmid tarafından da Almanca'ya tercüme edilerek yine Diyanet tarafından neşredilmiştir.

Pîr Mehmed Mahallesinde kendisini ziyaret ettiğimiz zaman, mütevazi, ehl-i takva, bir pir-i fâni ile karşılaştık. Bizi içeri evine davet etti. Çok rahat ve gayet net, çalışmalarımızla ilgili bildiklerini anlattı.

 

"Üstadı ilk ziyaretim"

Ak sakallı emekli Isparta Müftüsü Mehmet Soymen, Bediüzzaman'ı ilk ziyaretinin Isparta Valisi Mustafa Bağrıaçık'ın arzusuyla olduğunu söyledi.

Şunları anlatıyordu:

"Bediüzzaman'ın Bey Mahallesindeki evinin önünde devamlı bir polis beklerdi. On iki saatte bir devamlı değişen bu polislerden kendisi rahatsız oluyordu.

"Vali Mustafa Bey beni çağırtmıştı. Gittiğimde Bediüzzaman ile görüşmemi istedi. Sık sık dışarıya çarşıya, pazara çıkmasını; namazlarda camiye gelmesini istiyordu. Valinin düşüncesi, böylece halkı kendisine alıştırarak izdihamı ve tehacümü bu şekilde önlemek istiyordu.

"Halk ilk defa duyduğu, ilk defa gördüğü kimseyi daha çok merak eder. Ama daima gördüğü ve görüştüğü bir kimseyi, pek fazla merak etmezdi. Bu düşünce ile, Bediüzzaman'ı sık sık  halkın arasına çıkmasını istiyordu.

"Ben ziyaretimde kendilerine Valinin bu arzularını söyledim. Vali Bey size selâm ve hürmetler ediyor, 'Dışarıya çıksın, gezsin, serbestçe çarşı pazarda dolaşsın, halkın dikkatini çekmesin diyor' dedim.

"Valinin bu ricasını söyleyince, dertlendi. 'Ben nereye gidebilirim ki, kiminle görüşebilirim?' diye konuştu.

"Kucaklaştık.. Beni kapıya kadar yolcu etti.

 

"O bahtiyar bir mücahitti"

"İkinci görüşmeyi ise, ben kendi arzumla yapmıştım. O büyük bir insandı. Ona düşman olanlar, dine aykırı olan insanlardır. Müslümanların uyandırılmasını istemeyenler, ona düşmanlık etmektedirler. Biz zavallı insanlarız. O ise mesud, bahtiyar bir mücahitti.

"Evinden dışarı çıkmasından korkuyorlar, kapısında polis bekletiyorlardı. İslâmiyete düşmanlıklarını, Bediüzzaman'ın şahsında gösteriyorlardı.

"Büyükler çok mütevazi oluyorlar. İnsan kendisini ne kadar büyük görürse, o kadar küçülür. Ama büyükler tevazu gösterdikçe büyüyorlar. Bediüzzaman'ın alçak gönüllülüğüne ben hayranımdır.

"İstisnadır bu tevazu... Yalnız bize karşı tevazu göstermiyordu... Onun tevazuu istisnadır. Herkese karşı mütevaziydi"

Ses Yok