Eğer, bir saati beş farz namaza sarfetsek; o halde hapis ve musîbet müddetinin herbir saati, ba’zan bir gün ibâdet ve fâni bir saati bâki saatler hükmüne geçebilmesi ve kalbî ve ruhî me’yusiyet ve sıkıntıların kısmen zeval bulması ve hapse sebebiyet veren hatalara keffareten afvettirmesi ve hapsin hikmeti olan terbiyeyi alması ne derece kârlı bir imtihan, bir ders ve musîbet arkadaşlarıyla tesellidarane bir hoşsohbet olduğu düşünülsün...
Dördüncü Söz’de denildiği gibi, bin lira ikramiye kazancı için, bin adam iştirak etmiş bir piyango kumarına yirmi dört lirasından beş-on lirayı veren ve yirmi dörtten birisini ebedî bir mücevherat hazinesinin biletine vermeyen: Halbuki dünyevî piyangoda o bin lirayı kazanmak ihtimali binden birdir. Çünkü bin hissedar daha var. Ve uhrevî mukadderat-ı beşer piyangosunda, hüsn-ü hâtimeye mazhar ehl-i îman için kazanç ihtimali binden dokuz yüz doksan dokuz olduğuna -yüz yirmi dört bin enbiyanın ona dâir ihbârını keşf ile tasdik eden evlîyâdan ve asfiyâdan- hadd ü hesaba gelmez sâdık muhbirler haber verdikleri halde, evvelki piyangoya koşmak, ikincisinden kaçmak ne derece maslahata muhalif düşer mukayese edilsin.
Bu mes’elede hapishâne müdürleri ve ser-gardiyanları ve belki memleketin idare müdebbirleri ve âsâyiş muhafızları Risâle-i Nur’un bu dersinden memnun olmaları gerektir. Çünkü bin mütedeyyin ve Cehennem hapsini her vakit tahattur eden adamların idâre ve inzibâtı, on namazsız ve itikadsız, yalnız dünyevî hapsi düşünen ve haram-helâl bilmeyen ve kısmen serseriliğe alışan adamlardan daha kolay olduğu, çok tecrübelerle görülmüş.