Şualar | OnDördüncü Şuâ | 384
(384-508)
OnDördüncü Şuâ

İFADEMİN KISACIK BİR TETİMMESİ

Afyon Mahkemesine beyân ediyorum ki:

Nazarınıza ve kanun adâletine takdim edilen ifademde bulunan; üç vecihle kanunsuz menzilimi basmak, beni sorguya çekmek ve tevkif etmek; üç büyük mahkemelerin hürmetlerini kırmak ve haysiyet ve adâletlerine ilişmektir, belki istihfaf etmektir.

Çünkü, üç mahkeme ve üç ehl-i vukufun, iki sene, yirmi senelik kitablarımı ve mektublarımı inceden inceye tedkikinden sonra; ittifakla hem bize beraat verildi, hem kitablarımız ve mektublarımız iade edildi. Ve beraatten sonra üç sene, fevkalâde bir inziva ve şiddetli bir tarassud altında haftada yalnız zararsız bir mektub ba’zı dostlarıma yazardım. Dünya ile alâkam kesilmiş gibi idi ki, serbestiyet verildiği halde memleketime gitmedim. Şimdi aynı mes’elede o üç mahkemenin âdilâne hükümlerini hiçe saymak gibi mes’eleyi tazelendirmek, onların şerefini kırıyor. Benim hakkımda adâlet eden o mahkemelerin haysiyetini muhafaza için mahkemenizden rica ederim. O aynı mes’ele olan “Risâle-i Nur” ve “cemiyetçilik” ve “tarîkatçılık” ve “ihlâl-i emniyet ve âsâyişi bozmak” ihtimâlinden başka bir sebeb, bir mes’ele bulunuz, beni onunla muahaze ediniz. Benim kusurlarım çoktur. Ben de size mes’uliyetime dâir yardım edeceğime dâir karar verdim. Çünkü hapsin haricinde hapisten çok ziyâde azab çektim. Şimdi benim için medâr-ı rahat; ya kabir, ya hapistir. Hakîkaten hayattan usandım. Bu yirmi sene haps-i münferiddeki tazib ve işkenceli tarassudlar, ihânetler artık yeter.

Ses Yok