(Bu ders; zâhiren küçük, hakîkaten pek büyük ve çok kuvvetli ve çok geniş bir risâledir. Hem benim tefekkürî hayatımın, hem Nur’un tahkikî hayat-ı ma’nevîyesinin ilmelyakîn, aynelyakîn ittihadından çıkan bir meyve-i îmaniye ve firdevsî bir semere-i Kur’âniyedir.)
Said Nursî
[Yirminci Mektub’un hulâsat-ül hulâsası, Üçüncü Medrese-i Yusufiye’de verilen dersin Birinci Kısmı’dır.]
Afyon hapsinde on bir ay tecrid-i mutlakta bulunduğuma dâir mahkeme-i temyiz’e yazdığım istida bahânesiyle otuz beş sene inzivada, husûsan gecelerde dünyayı unutmakta bulunan ve garazkârane tarassutlarla yirmi üç sene sıkıntı çekmesinden insanlardan tevahhuş edip yalnız tek başına kalarak, hizmetçisinden ve Nur dersini iştiyakla arzulayandan başka kimse ile bir saat beraber bir yerde bulunmasından çok sıkılan benim gibi bir biçâreyi, beşinci koğuşa cebren nakil ve kardeşlerimin yanıma gelmelerini yasak ettiler.