Şualar | OnBirinci Şuâ | 214
(205-299)

İşte o çocuk gibi sevdiğin ve ciddî alâkadar olduğun milyonlar sence mahbub insanlar o mazi mezaristanında -senin nazarında- çürüyüp mahvolmak üzere iken, birden hakîkat-ı îman, Hakîm-i Lokman gibi o büyük i’damhâne tevehhüm edilen mezaristana kalb penceresinden bir ışık verdi. Onunla baştan başa bütün ölüler dirildiler. Ve “Biz ölmemişiz ve ölmiyeceğiz, yine sizinle görüşeceğiz” lîsan-ı hâl ile dediklerinden aldığın hadsiz sevinçler ve ferahları, îman bu dünyada dahi vermesiyle isbat eder ki: Îman hakîkatı öyle bir çekirdektir ki, eğer tecessüm etse, bir Cennet-i husûsiye ondan çıkar; o çekirdeğin şecere-i tûbâsı olur dedim. O muannid döndü dedi:

“Hiç olmazsa hayvan gibi hayatımızı keyif ve lezzetle geçirmek için sefâhet ve eğlencelerle bu ince şeyleri düşünmeyerek yaşayacağız.” Cevaben dedim:

“Hayvan gibi olamazsın. Çünkü, hayvanın mâzi ve müstakbeli yok. Ne geçmişten elemler ve teessüfler alır ve ne de gelecekten endişeler ve korkular gelir. Lezzetini tam alır. Rahatla yaşar, yatar. Hâlıkına şükreder. Hatta kesilmek için yatırılan bir hayvan, bir şey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister, fakat o his dahi gider. O elemden de kurtulur. Demek en büyük bir rahmet, bir şefkat-i İlâhîye, gaybı bildirmemektedir. Ve başa gelen şeyleri setretmektedir. Husûsan ma’sûm hayvanlar hakkında daha mükemmeldir. Fakat ey insan, senin mazi ve müstakbelin akıl cihetiyle bir derece gaybîlikten çıkmasıyla, setr-i gaybdan hayvana gelen istirahattan tamamen mahrumsun. Geçmişten çıkan teessüfler, elîm firaklar ve gelecekten gelen korkular ve endişeler; senin cüz’î lezzetini hiçe indirir. Lezzet cihetinde yüz derece hayvandan aşağı düşürür. Mâdem hakîkat budur. Ya aklını çıkar at, hayvan ol kurtul!.. veya aklını îmanla başına al, Kur’ânı dinle... Yüz derece hayvandan ziyâde bu fâni dünyada dahi safi lezzetleri kazan!..” diyerek onu ilzam ettim.

Yine o mütemerrid şahıs döndü dedi: “Hiç olmazsa ecnebi dinsizleri gibi yaşarız.”

Cevaben dedim: “Ecnebi dinsizleri gibi de olamazsın. Çünkü onlar bir Peygamberi inkâr etse, diğerlerine inanabilirler. Peygamberleri bilmese de, Allah’a inanabilir.

Dinle
-