Hem nev’-i beşerin ehemmiyetli bir kısmı, hastalar ve mazlûmlar ve bizim gibi musîbetzedeler ve fakirler ve ağır ceza alan mahpuslar; eğer îman-ı âhiret onların imdâdına yetişmezse, her vakit hastalığın ihtariyle gözü önüne gelen ölüm ve intikamını alamadığı ve namusunu elinden kurtaramadığı zalimin mağrûrâne ihâneti ve büyük musîbetlerde boşu-boşuna malını, evlâdını kaybetmekle gelen elîm me’yusiyeti ve bir-iki dakika veya bir-iki saat keyif yüzünden beş-on sene böyle bir hapis azabını çekmekten gelen kederli sıkıntı, elbette o biçârelere dünyayı zindan ve hayatı bir işkenceli azaba çevirir. Eğer âhirete îman imdâdlarına yetişse, birden onlar nefes alırlar; sıkıntıları, me’yusiyetleri ve endişeleri ve intikam hiddetleri derece-i îmanına göre kısmen ve ba’zan tamamen zâil olur.
Hatta diyebilirim ki: Benim ve bir kısım kardeşlerimin bu sebebsiz hapsimizde ve dehşetli musîbetimizde, eğer îman-ı âhiret yardım etmese idi, bir gün dayanmak ölüm kadar te’sir edip bizi hayattan istifa etmeğe sevkedecekti. Fakat hadsiz şükür olsun, benim canım kadar sevdiğim pek çok kardeşlerimin bu musîbetten gelen elemlerini de çektiğim ve gözüm kadar sevdiğim binler Risâle-i Nur risâleleri ve benim yaldızlı ve süslü ve çok kıymetdar kitablarımın ziyâ’ları ve ağlamalarından teessüflerini çektiğim ve eskiden beri az bir ihâneti ve tahakkümü kaldıramadığım halde, sizi kasemle te’min ederim ki: Îman-ı Bil’âhiret nûru ve kuvveti bana öyle bir sabır ve tahammül ve teselli ve metanet, belki mücahidane, kârlı bir imtihan dersinde daha büyük mükâfatı kazanmak için bir şevk verdi ki; ben bu risâlenin başında dediğim gibi, kendimi Medrese-i Yusufiye ünvanına lâyık bir güzel ve hayırlı medresede biliyorum. Ara-sıra gelen hastalıklar ve ihtiyarlıktan neş’et eden titizlikler olmasa idi, mükemmel ve rahat-ı kalb ile derslerime daha ziyâde çalışacaktım. Her ne ise.. bu makam münâsebetiyle saded harici girdi, kusura bakılmasın.
Hem her insanın küçük bir dünyası, belki küçük bir Cenneti dahi kendi hânesidir. Eğer îman-ı âhiret o hânenin saadetinde hükmetmezse, o âile efradı, herbiri şefkat ve muhabbet ve alâkadarlığı derecesinde elîm endişeler ve azablar çeker. O Cenneti, Cehenneme döner.