Nur Çeşmesi | Nurçesmesi | 119
(6-173)

NETİCE: Mâdem dünyada hayat var, elbette insanlardan hayatın sırrını anlayanlar ve hayatını sû-i isti’mal etmeyenler, Dârı Bekada ve Cenneti bâkiyede, hayatı bâkiyeye mazhar olacaklardır. Âmenna.

Ve hem nasılki yeryüzünde bulunan parlak şeylerin Güneş’in akisleriyle parlamaları ve denizlerin yüzlerinde kabarcıkları ziyanın lem’alariyle parlayıp sönmeleri, arkalarından gelen kabarcıklar yine hayalî Güneşciklere âyinelik etmeleri bilbedahe gösteriyor ki; o lem’alar, yüksek bir tek Güneş’in cilve-i in’ikâsıdırlar ve Güneş’in vücûdunu muhtelif diller ile yâdediyorlar ve ışık parmaklariyle ona işâret ediyorlar... Aynen öyle de: Zâtı Hayyı Kayyûm’un Muhyî isminin cilve-i a’zamı ile berrin yüzünde ve bahrin içinde zîhayatların kudreti İlâhîyye ile parlayıp, arkalarından gelenlere yer vermek için “Ya Hayy!” deyip perde-i gaybda gizlenmeleri; bir hayatı sermediye sâhibi olan Zâtı Hayyı Kayyûm’un hayatına ve vücubu vücûduna şehâdetler, işâretler ettikleri gibi.. umum mevcûdâtın tanziminde eseri görünen ilmi İlâhîye şehâdet eden bütün deliller ve kâinata tasarruf eden kudreti isbat eden bütün bürhanlar ve tanzim ve idare-i kâinatta hükümfermâ olan irâde ve meşieti isbat eden bütün hüccetler ve kelâm-ı Rabbânî ve vahyi İlâhînin medârı olan risâletleri isbat eden bütün alâmetler, mu’cizeler ve hâkezâ yedi sıfâtı İlâhîyyeye şehâdet eden bütün delâil; bil’ittifak Zâtı Hayyı Kayyûm’un hayatına delâlet, şehâdet, işâret ediyorlar. Çünkü, nasıl bir şeyde görmek varsa, hayatı da var; işitmek varsa, hayatın alâmetidir; söylemek varsa, hayatın vücûduna işâret eder; ihtiyar, irâde varsa hayatı gösterir..

Aynen öyle de; bu kâinatta âsâriyle vücûdları muhakkak ve bedihî olan kudreti mutlaka ve irâde-i şâmile ve ilmi muhit gibi sıfatlar bütün delâilleriyle Zâtı Hayyı Kayyûm’un hayatına ve vücubu vücûduna şehâdet ederler


Ses Yok