Nur Çeşmesi | Nurçesmesi | 154
(6-173)

Asliye Ceza Mahkemesi Yüksek Makamına

Urfa

Muhterem hey’et-i hâkime!

Bizlere yapılan gizli mekteb zan veya ittihamı bütün bütün hakî-kat hilâfınadır. Çünkü; bulunduğumuz cami önünde çeşmeler var, buraya ve câmiye günde iki yüz kişinin gelmesi, böyle bir yerin gizli olamıyacağı çocukların dahi bileceği bir hakîkattır. Hem bizim şehrin en işlek bir yerinde kalmamız gösteriyor ki: Gizlilikle ve gizli şeylerle alâkamız yoktur.

Mektep açmışsınız sözü de büsbütün yanlış bir şayiadır. Bunu işitenler gülüyorlar. Biz KUR’ÂN-I KERÎM’in gâyet parlak ve yüksek tefsiri RİSÂLE-İ NUR’a çalışan talebeleriz. Evet aslâ inkâr etmeyiz. Biz okurken gelip dinleyenler oluyor, bu bir mekteb midir? Şâhidlerin görüşleri doğrudur, fakat hükümleri yanlıştır, hakîkat hi-lâfınadır.

Biz o gün arkadaşımla kendi elimizle yazdığımız iki aded “ÂYET-ÜL KÜBR” Risâlesini tashih etmek için beraber okuyorduk ve o iki arkadaş da dinliyordu, bu vaziyette, sanki komünistlerin ve dinsizlerin eserlerini okuyormuşuz gibi hem adliyeyi, hem zabıtayı, hem mahkemeyi bizimle meşgul ederek bir bahâne ile mahkemelere sevkettiriyorlar.

Hem sizlerin de bildiğiniz gibi Urfa’nın ekseri evlerinde dinî bir kitabı biri okuyup diğerleri dikkatle dinliyorlar hem bir yerde yasak olmayan bir eseri okuyup başkalarının dinlemesiyle bir mekteb mi açılmış olur, sadece kitab okumak ve dinlemekten ibarettir.

Bu vaziyetten anlaşılıyor ki; biz yalnız bu asırda KUR’ÂN’ın yüksek ve parlak bir tefsiri ve kainatta en yüksek olan îman hakîkatlarını beyân eden RİSÂLE-İ NUR’u okuyoruz.

Ses Yok