Nur Çeşmesi | Nurçesmesi | 16
(6-173)

Hem mâdem, gündüz bedahetle Güneşi gösterdiği gibi; zemîn yüzünde, mevsimlerin tebeddülünde küllî ölmek ve dirilmekte, perde arkasında bir mutasarrıf gâyet intizamla koca Küre-i Arzı bir bahçe, belki bir ağaç kolaylığında ve intizamında ve azametli baharı bir çiçek suhûletinde ve mîzanlı zînetinde ve zemîn sahifesinde üç yüz bin haşr ve neşrin nümûne ve misâllerini gösteren üç yüz bin kitab hükmündeki nebâtât ve hayvânât tâifelerini (onda) yazar; beraber ve birbiri içinde şaşırmayarak, karışık iken karıştırmayarak, birbirine benzemekle beraber iltibassız, sehivsiz, hatasız, mükemmel, muntazam, ma’nidar yazan bir kalem-i kudret, bu azameti içinde hadsiz bir rahmet, nihayetsiz bir hikmet ile işlediği gibi; koca kâinatı bir hânesi misillü insana müsahhar ve müzeyyen ve tefriş etmek ve o insanı, halife-i zemîn ederek ve dağ ve gök ve yer tahammülünden çekindikleri emanet-i kübrâyı ona vermesi ve sâir zîhayatlara bir derece zâbitlik mertebesiyle mükerrem etmesi ve hitabat-ı Sübhâniyesine ve sohbetine müşerref eylemesi ile fevkalâde bir makam verdiği ve bütün semâvî fermanlarda ona saadet-i ebediyeyi ve beka-i uhreviyeyi kat’i va’d ve ahdettiği halde, elbette ve hiçbir şüphe olmaz ki: Bahar kadar kudretine kolay gelen dâr-ı saadeti o mükerrem ve müşerref insanlar için açacak ve yapacak ve haşir ve kıyameti getirecek diye Muhyî ve Mümit ve Hayy ve Kayyûm ve Kadîr ve Alîm isimleri, Hâlıkımızdan sormamıza cevab veriyorlar.

Evet her baharda, bütün ağaçları ve otların köklerini aynen ihya ve nebâtî ve hayvânî üç yüz bin nevi haşrin ve neşrin nümûnelerini îcad eden bir kudret, Muhammed ve Mûsa Aleyhimessalâtü Vesselâmların herbirinin ümmetinin geçirdiği bin senelik zaman, karşı karşıya hayâlen getirilip bakılsa, haşrin ve neşrin bin misâlini ve bin delilini iki bin baharda (1) gösterdiği görülecek. Ve böyle bir kudretten haşr-i cismanîyi uzak görmek, bin derece körlük ve akılsızlıktır.

Hem mâdem nev’-i beşerin en meşhurları olan yüz yirmi dört bin peygamberler ittifak ile saadet-i ebediyeyi ve beka-yı uhrevîyi Cenâb-ı Hakk’ın binler va’d ve ahidlerine istinâden ilân edip mu’cizeleriyle doğru olduklarını isbat ettikleri gibi, hadsiz ehl-i velâyet,

---------------------------------
(1)Sabık herbir bahar,kıyameti kopmuş,ölmüş ve karşısındaki bahar onun haşri hükmündedir.
Ses Yok