Nur Çeşmesi | Nurçesmesi | 54
(6-173)

Hem nasılki, bütün o yüz binler muhbir-i sâdıklar, mu’cizatlarına ve keramatlarına ve hüccetlerine istinâd ederek, senin varlığına ve birliğine şehâdet ederler, öyle de; herşey’e muhit olan Arş-ı A’zam’ın külliyat-ı umûrunu idareden, ta kalbin gâyet gizli ve cüz’î hatıratını ve arzularını ve duâlarını bilmek ve işitmek ve idare etmeye kadar cereyan eden Rubûbiyetinin derece-i haşmetini ve gözümüz önünde hadsiz muhtelif eşyayı birden îcad eden; hiçbir fiil bir fiile, bir iş bir işe mâni olmadan, en büyük bir şeyi en küçük bir sinek gibi kolayca yapan kudretinin derece-i azametini icmâ ile, ittifak ile ilân ve ihbar ve isbat ediyorlar.

Hem nasılki, bu kâinatı, zîruha, husûsan insana mükemmel bir saray hükmüne getiren ve Cenneti ve saadet-i ebediyeyi cin ve inse ihzâr eden ve en küçük bir zîhayatı unutmayan ve en âciz bir kalbin tatminine ve tâltifine çalışan rahmetinin hadsiz genişliğini.. ve zerrâttan tâ seyyarata kadar bütün enva’-ı mahlûkatı emirlerine itaat ettiren ve teshir ve tavzif eden hâkimiyetinin nihayetsiz vüs’atini haber vererek, mu’cizat ve hüccetleriyle isbat ederler, öyle de; kâinatı, eczaları adedince risâleler içinde bulunan bir kitab-ı kebir hükmüne getiren ve Levh-i Mahfûz’un defterleri olan İmâm-ı Mübin ve Kitab-ı Mübin’de bütün mevcûdâtın bütün sergüzeştlerini kaydedip yazan ve umum çekirdeklerde umum ağaçlarının fihristlerini ve proğramlarını ve zîşuurun başlarında bütün kuvve-i hâfızalarda, sâhiblerinin tarihçe-i hayatlarını yanlışsız, muntazaman yazdıran ilminin herşeye ihâtasına ve herbir mevcûda çok hikmetleri takan, hatta herbir ağaçta meyveleri sayısınca neticeleri verdiren; ve herbir zîhayatta âzaları, belki eczaları ve hüceyratları adedince maslahatları ta’kib eden; hatta insanın lîsanını çok vazifelerde tavzif etmekle beraber, taamların tatları adedince zevkî olan mîzancıklar ile teçhiz ettiren hikmet-i kudsiyenin herbir şeye şümûlüne;

Ses Yok