Hatta parmağını da bir âb-ı kevser memesi gibi yapar; ondan âb-ı hayat içiriyor. Bak, şu sarayın kubbe-i âlîsinde mühim lâmba, (Hâşiye-21) onun işâretiyle, bir iken ikileşiyor.
Demek, bu memleket bütün mevcûdâtiyle onun me’muriyetini tanıyor. Onu “gaybî bir zât-ı mu’ciznümanın en has ve doğru bir tercümanıdır, bir dellâl-ı saltanatı ve tılsımının keşşafı ve evâmirinin tebliğine emin bir elçisi” olduğunu biliyor gibi, O’nu dinleyip itaat ediyorlar. İşte bu zâtın her söylediği sözü, etrafındaki bütün aklı başında olanlar: “Evet, evet doğrudur” derler, tasdik ederler. Belki şu memlekette dağlar, ağaçlar, bütün memleketleri ışıklandıran büyük nur lâmbası, (Hâşiye-22) o zâtın işâret ve emirlerine baş eğmesiyle, “Evet, evet her dediğin doğrudur” derler.
İşte ey sersem arkadaş! Şu pâdişâhın hazine-i hassasına mahsus bin nişan taşıyan şu nurânî ve muhteşem ve pek ciddî zâtın bütün kuvvetiyle, bütün memleketin ileri gelenlerinin taht-ı tasdikinde bahsettiği bir Zât-ı Mu’ciznümâdan ve zikrettiği evsâfından ve tebliğ ettiği evâmirinde, hiçbir vecihle hilaf ve hile bulunabilir mi? Bunda hilaf-ı hakîkat kabilse; şu sarayı, şu lâmbaları, şu cemâati; hem vücûdlarını, hem hakîkatlarını tekzib etmek lâzım gelir. Eğer haddin varsa buna karşı i’tirâz parmağını uzat gör, nasıl parmağın bürhan kuvvetiyle kırılıp, senin gözüne sokulacak...
--------------------------------------------(Hâşiye-21): Mühim lâmba Kamer’dir ki, onun işâretiyle iki parça olmuş. Yâni: Mevlâna Câmî’nin dediği gibi; “Hiç yazı yazmayan o ümmi zât, parmak kalemiyle sahife-i semâvîde bir elif yazmış; bir kırkı, iki elli yapmış.” Yâni; şaktan evvel, kırk olan mime benzer; şaktan sonra iki hilâl oldu, elliden ibaret olan iki nuna benzedi.
(Hâşiye-22): Büyük bir nur lâmbası Güneş’tir ki; arzın şarktan geri dönmesiyle yeniden Güneş’in görünmesi, kucağında Peygamber’in (A.S.M.) yatmasiyle ikindi namazını kılmayan İmâm-ı Ali (R.A.) o mu’cizeye binâen ikindi namazını edâen kılmış.(A.S.M.) yatmasiyle ikindi namazını kılmayan İmâm-ı Ali (R.A.) o mu’cizeye binâen ikindi namazını edâen kılmış.