Nur Çeşmesi | Nurçesmesi | 96
(6-173)

Ayrı ayrı her masnûa girip işliyorum, bütün o vezâifi bana gördürecek, sende ilim ve kudret varsa.. hem, benim gibi had ve hesaba gelmeyen zerrât içinde beraber gezip (Hâşiye) iş görüyoruz. Eğer bütün emsâlim o zerreleri de istihdam edip emir tahtına alacak bir hüküm ve iktidar sende varsa.. hem kemâl-i intizam ile cüz olduğum mevcûdlara, meselâ: Kandaki küreyvât-ı hamraya hakîki mâlik ve mutasarrıf olabilirsen, bana Rab olmak da’va et; beni, Cenâb-ı Hak’tan başkasına isnâd et. Yoksa sus! Hem bana Rab olamadığın gibi, müdâhale dahi edemezsin. Çünkü vezaifimizde ve harekâtımızda o kadar mükemmel bir intizam var ki; nihayetsiz bir hikmet ve muhit bir ilim sâhibi olmayan bize parmak karıştıramaz. Eğer karışsa, karıştıracak. Halbuki senin gibi câmid, âciz ve kör ve iki eli tesâdüf ve tabiat gibi iki körün elinde olan bir şahıs, hiçbir cihette parmak uzatamaz.”

O müddeî, Maddiyyunların dedikleri gibi dedi ki: “Öyle ise sen kendi kendine mâlik ol. Neden başkasının hesabına çalışmasını söylüyorsun?” Zerre ona cevaben der: “Eğer, Güneş gibi bir dimağım ve ziyası gibi ihâtalı bir ilmim ve harareti gibi şümûllü bir kudretim ve ziyasındaki yedi renk gibi muhit duygularım ve gezdiğim her yere ve işlediğim her mevcûda müteveccih birer yüzüm ve bakar birer gözüm ve geçer birer sözüm bulunsa idi,

-----------------------------------------------------
(Hâşiye): Evet müteharrik herbir şey, zerrâttan seyyarata kadar, kendilerinde olan sikke-i Samediyet ile vahdeti gösterdikleri gibi, harekâtlariyle dahi, gezdikleri bütün yerleri vahdet nâmına zabtederler. Kendi mâlikinin mülküne idhâl ederler. Hareket etmeyen masnûat ise, nebâtâttan nücum-u sevâbite kadar, birer mühr-ü vahdâniyet hükmündedirler ki; bulunduğu mekânı, kendi Sâniinin mektubu olduğunu gösterirler. Demek herbir nebât, herbir meyve, birer mühr-ü vahdâniyet, birer sikke-i vahdettirler ki; mekânlarını ve vatanlarını, vahdet nâmına Sâni’lerinin mektubu olduğunu gösterirler.
Elhâsıl: Her bir şey, hareketiyle bütün eşyayı vahdet nâmına zabteder. Demek bütün yıldızları elinde tutmayan, birtek zerreye Rab olamaz.
Ses Yok