Sözler | Onuncu Söz | 117
(48-119)

İkinci: Veya ziyâ metâını neşretmek ve zeminin kafasına ziyâyı zulmetle münâvebeten sarmakla muvazzaf bir memur olduğunu ve her akşam o memura metâını dahi toplattırıp gizlendiği gibi, kâh olur bir bulut perdesiyle alışverişini az yapar. Kâh olur; Ay onun yüzüne karşı perde olur; muamelesini bir derece çeker. Metâını ve muamelât defterlerini topladığı gibi elbette o memur bir vakit o memuriyetten infisal edecektir. Hattâ hiç bir sebeb-i azl bulunmazsa, şimdilik küçük, fakat büyümeye yüz tutmuş yüzündeki iki leke büyümekle, güneş, yerin başına izn-i ilâhî ile sardığı ziyâyı, emr-i Rabbânî ile geriye alıp, güneşin başına sarıp “Haydi yerde işin kalmadı!” der. Cehenneme git, sana ibâdet edip senin gibi bir memur-u Mûsahharı sadakatsizlikle tahkir edenleri yak” der.



fermanını lekeli siyah yüzüyle yüzünde okur.


* * *
Səs yoxdur