Sözler | OtuzBirinci Söz | 567
(559-589)

Hem mâdem, şu mevcûdâtın tabakatı, bir ordudan bin def’a daha muntâzam bir emir ile hareket ettiği bilbedâhe görünüyor. Yıldızların, güneş ve kamerin muntâzaman hareketlerinden tut, tâ bâdem çiçeklerine kadar, herbir tâife o kadar muntâzam, o kadar mükemmel bir surette Kadîr-i Ezelînin o tâifeye verdiği nişanları, formaları, güzel libasları ve tâyin ettiği harekâtı, bin def’a ordudan daha muntâzam bir tarzda izhar ediyor. Öyle ise: Şu kâinatın (mevcûdâtı O’nun emrine bakar ve imtisal eder) perde-i gayb arkasında bir Hâkim-i Mutlakı vardır. Hem mâdem o Hâkim, bütün yaptığı icraat-ı hakîmane şehadetiyle, hem gösterdiği âsâr-ı haşmetle bir Sultan-ı Zülcelâldir. Hem gösterdiği ihsanat ile, gayet Rahîm bir Rabdir. Hem izhar ettiği güzel san’atlarıyle san’atperver ve san’atını çok sever bir Sâni’dir. Hem gösterdiği tezyinat ve merak-aver san’atlarıyle zîşuurların nazar-ı istihsanını âsârına celbetmek isteyen bir Hâlık-ı Hakîmdir. Hem hilkat-i âlemde gösterdiği muhayyir-ül ukûl tezyinatın ne demek olduğunu ve mahlûkat nereden gelip, nereye gideceğini, Rubûbiyyetinin hikmetiyle zîşuura bildirmek istediği anlaşılıyor. Elbette bu Hâkim-i Hakîm ve Sâni-i Alîm, Rubûbiyyetini göstermek ister.

Hem mâdem bu kadar gösterdiği âsâr-ı lûtuf ve merhamet ve garâib-i san’at ile zîşuura kendini tanıttırmak ve sevdirmek ister. Elbette, zîşuurlardan arzularını ve onlardaki marziyyatı ne olduğunu bir mübelliğ vasıtasıyla bildirecektir. Öyle ise; zîşuurlardan birisini tâyin edip, onun ile o Rubûbiyyetini ilân edecektir. Ve sevdiği san’atlarını teşhir için, bir dellâlı kurb-u huzuruna müşerref edip teşhire vasıta edecektir. Ve o ulvî makasıdını sâir zîşuurlara bildirmekle kemalâtını izhar etmek için, birisini muallim tâyin edecekdir. Ve şu kâinatta dercettiği tılsımı ve şu mevcûdâtta gizlediği muamma-i Rubûbiyyeti mânasız kalmamak için, herhalde bir rehber tâyin edecekdir. Ve gösterdiği ve enzarın temâşâsına neşrettiği mehasin-i san’at; faidesiz ve abes kalmamak için, onlardaki makasıdı ders verecek bir rehber tâyin edecektir. Hem marziyyatını zîşuurlara tebliğ etmek için, birisini bütün zîşuurların fevkinde bir makama çıkaracak ve marziyyatını ona bildirecek, onlara gönderecektir.

Mâdem hakîkat ve hikmet böyle iktiza ediyor ve şu vezaife en elyak Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır. Çünki; bilfiil en mükemmel bir sûrette o vazifeleri yapmıştır. Teşkil ettiği âlem-i İslâm ve gösterdiği nur-u İslâmiyyet, bir şahid-i âdil ve sâdıktır. Öyle ise O Zât, doğrudan doğruya bütün kâinatın fevkine çıkıp, bütün mevcûdâttan geçip, bir makama girmek lâzımdır ki:Bütün mahlûkatın Hâlıkı ile umumî, ulvî, küllî bir sohbet etsin. İşte Mi’rac dahi, bu hakîkatı ifade ediyor.

Səs yoxdur