Meyve Risalesi | Sekizinci Mesele | 68
(60-88)

Fakat hadsiz şükür olsun, benim canım kadar sevdiğim pek çok kardeşlerimin bu musibetten gelen elemlerini de çektiğim ve gözüm kadar sevdiğim binler Risale-i Nur risaleleri ve benim yaldızlı ve süslü ve çok kıymettar kitaplarımın ziya’ları ve ağlamalarından teessüflerini çektiğim ve eskiden beri az bir ihaneti ve tahakkümü kaldıramadığım halde, sizi kasemle te’min ederim ki: Îman-ı Bil’âhiret nûru ve kuvveti bana öyle bir sabır ve tahammül ve teselli ve metânet, belki mücâhidâne, kârlı bir imtihan dersinde daha büyük mükâfatı kazanmak için bir şevk verdi ki, ben bu risalenin başında dediğim gibi, kendimi medrese-i Yûsufiye unvanına lâyık bir güzel ve hayırlı medresede biliyorum. Ara sıra gelen hastalıklar ve ihtiyarlıktan neş’et eden titizlikler olmasa idi, mükemmel ve rahat-ı kalb ile derslerime daha ziyâde çalışacaktım. Her ne ise... Bu, makam münasebetiyle saded hârici girdi, kusura bakılmasın.

Hem, her insanın küçük bir dünyası, belki küçük bir Cenneti dahi kendi hânesidir. Eğer îman-ı âhiret o hânenin saadetinde hükmetmezse, o âile efradı, her biri şefkat ve muhabbet ve alâkadarlığı derecesinde elîm endişeler ve azablar çeker. O Cenneti, Cehennem’e döner. Veyahut muvakkat eğlenceler ve sefâhetlerle aklını tenvim edip uyutur.

Ses Yok