ve çok iltibas yerleri ve cümleleri ile beraber çocukların nâzik ve basit kafalarında mükemmel yerleşmesi; ve hastaların ve az sözden müteessir olan ve sekeratta olanların kulağında mâ-i zemzem misillû hoş gelmesi gibi kudsî imtiyazları kazanır ve iki cihanın saadetlerini kendi şâkirtlerine kazandırır. Ve tercümanın ümmiyet mertebesini tam riayet etmek sırriyle hiçbir tekellüf ve hiçbir tasannu, ve hiçbir gösterişe meydan vermeden selâset-i fıtriyesini ve doğrudan doğruya semâdan gelmesini ve en kesretli olan tabakat-ı avâmın basit fehimlerini tenez-zülât-ı kelâmiye ile okşamak hikmetiyle en ziyade semâ ve arz gibi en zâhir ve bedihî sahifelerini açıp o âdiyat altındaki harikulâde mu’cizat-ı kudretini ve mânidar sutûr-u hikmetini ders vermekle lûtf-u irşadda güzel bir i’câz gösterir.
Tekrarı iktiza eden dua ve dâvet, zikir ve tevhid kitabı dahi olduğunu bildirmek sırriyle güzel, tatlı tekraratıyle birtek cümlede ve birtek kıssada ayrı ayrı çok mânaları, ayrı ayrı muhatab tabakalarına tefhim etmekte ve cüz’î ve âdî bir hâdisede en cüz’î ve ehemmiyetsiz şeyler dahi nazar-ı merhametinde ve daire-i tedbir ve iradesinde bulunmasını bildirmek sırriyle te’sis-i İslâmiyet’te ve tedvîn-i Şeriatta,