— Şeriat-ı Ahmediye’nin (A.S.M.) tazammun ettiği ve emrettiği medeniyet ise.. ki, medeniyet-i hâzıranın inkişâından inkişaf edecektir. Onun menfi esasları yerine müsbet esaslar vaz’ eder. İşte nokta-i istinâd, kuvvete bedel haktır ki; şe’ni, adalet ve tevazündür. Hedefde, menfaat yerine fazilettir ki: şe’ni, muhabbet ve tecazübdür. Cihet-ül-vahdet de unsuriyet ve milliyet yerine; râbıta-i dîni, vatanî, sınıfîdir ki; şe’ni samimi uhuvvet ve müsalemet ve haricin tecavüzüne karşı yalnız tedafü’dür. Hayatta düstûr-u cidal yerine düstûr-u teavündür ki; şe’ni ittihad ve tesanüttür. Heva yerine hüdadır ki; şe’ni, insaniyeten terakki ve ruhen tekâmüldür. Hevayı tahdid eder, nefsin hevesât-ı süfliyesinin teshiline bedel, ruhun hissiyat-ı ulviyesini tatmin eder.
Demek biz mağlûbiyetle ikinci cereyana takıldık ki, mazlumların ve cumhurun cereyanıdır. Başkalarından yüzde seksen fakir ve mazlumsa; İslâmdan doksan, belki doksan beştir. Âlem-i İslâm şu ikinci cereyana karşı lâkayd veya muârız kalmakla; hem istinâdsız, hem bütün emeğini heder, hem onun istilâsiyle istihaleye ma’rûz kalmaktan ise, âkılâne davranıp onu İslâmî bir tarza çevirip kendine hâdim kılmaktır. Zîra düşmanın düşmanı, düşman kaldıkça dosttur; nasılki düşmanın dostu, dost kaldıkça düşmandır. Şu iki cereyan birbirine zıt, hedefleri zıt, menfaatleri zıt olduğundan; birincisi dese: “Öl”, diğeri diyecek: “Diril!” Birinin menfaatı; zarar, ihtilâf, tedenni, zaaf, uyumamızı istilzam ettiği gibi; ötekinin menfaatı dahi kuvvetimizi, ittihadımızı bizzarure iktiza eder.
Şark husûmeti, İslâm inkişafını boğuyordu. Zâil oldu ve olmalı... Garb husûmeti, İslâmın ittihadına, uhuvvetin inkişafına en müessir sebebdir, baki kalmalı...
Birden meclisden tasdik emâreleri tezahür etti. Dediler:
— Evet ümitvar olunuz.. şu istikbâl inkılâbı içinde en yüksek gür sadâ, İslâmın sadâsı olacaktır!.
Tekrar biri sordu:
— Musîbet, cinâyetin neticesi, mükâfatın mukaddemesidir. Hangi fiilinizle Kadere fetva verdiniz ki şu musîbetle hükmetti. Musîbet-i âmme, ekseriyetin hatasına terettüb eder. Hâzırda mükâfatınız nedir?