Tarihçe-i Hayat | Birinci Kısım - İlk Hayatı | 64
(30-149)

Herhangi bir nutuk irad ettim ise; herbir kelimesine kimsenin bir îtirazı varsa, bürhan ile isbata hazırım. Ve dedim ki: “Asıl Şeriâtın meslek-i hakîkisi, hakîkat-ı meşrûtiyet-i meşrûadır.” Demek meşrûtiyeti, delâil-i şer’iyye ile kabul ettim. Başka medeniyetçiler gibi taklidî ve hilâf-ı Şeriât telâkki etmedim. Ve Şeriâtı rüşvet vermedim. Ve ulemâ ve Şeriâtı, Avrupa’nın zünûn-u fâsidesinden iktidarıma göre kurtarmaya çalıştığımdan cinâyet ettim ki, bu tarz muamelenizi gördüm!

ÜÇÜNCÜ CİNAYET: İstanbul’da yirmi bine yakın hemşehrilerimi, hammal ve gafil ve safdil olduklarından ba’zı particiler onları iğfal ile Vilâyat-ı Şarkiyeyi lekedar etmelerinden korktum. Ve hammalların umum yerlerini ve kahvelerini gezdim. Geçen sene anlıyacakları sûrette meşrûtiyeti onlara telkin ettim. Şu mealde:

“İstibdât, zulüm ve tahakkümdür. Meşrûtiyet, adâlet ve Şeriâttır. Pâdişâh, Peygamberimizin emrine itaat etse ve yoluna gitse halifedir. Biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa; Peygambere tâbi olmayıp zulüm edenler, pâdişâh da olsalar, haydutturlar. Bizim düşmanımız cehalet, zarûret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı sanat, mârifet, ittifak silahiyle cihâd edeceğiz. Ve bizi bir cihette teyakkuza ve terakkiye sevkeden hakîki kardeşlerimiz Türklerle ve komşularımızla dost olup elele vereceğiz. Zîra husûmette fenalık var, husûmete vaktimiz yoktur. Hükümetin işine karışmayacağız; zîra, hikmet-i hükümeti bilmiyoruz...

İşte o hammalların, Avusturya’ya karşı (benim gibi bütün Avrupa’ya karşı) (1) boykotları ve en müşevveş ve heyecanlı zamanlarda âkılâne hareketlerinde bu nasihatın te’siri olmuştur. Pâdişâha karşı irtibatlarını tâdil etmeye ve boykotajlarla Avrupa’ya karşı harb-i iktisadî açmaya sebebiyet verdiğimden demek cinâyet ettim ki bu belâya düştüm!

DÖRDÜNCU CİNAYET: Avrupa, bizdeki cehalet ve taassup müsaadesiyle; Şeriâtı (hâşâ ve kellâ) istibdâda müsait zannettiklerinden, nihayet derecede kalben üzülmüştüm.


(1): Bediüzzamana zurefâdan biri, bir gün, irfaniyle mütenasip bir esvap giymesi lüzumundan bahseder. Müşarünileyh de: “Siz, Avusturya’ya güya boykot yapıyorsunuz, hem onun gönderdiği kalpakları giyiyorsunuz. Ben ise, bütün Avrupa’ya boykot yapıyorum, onun için yalnız memleketimin maddî ve ma’nevî mâmulâtını giyiyorum” buyurmuştur.

[/]
Dinle
-