Evet, ba’zı muhakkikîn-i İslâmiyenin bu yolda te’lifatları var. Bu sekizinci dehşetli mânianın zir ü zeber olacağına dâir emâreler görünüyor.
Evet, şimdi olmasa da otuz-kırk sene sonra fen ve hakîki mârifet ve medeniyetin mehâsini, bu üç kuvveti tam techiz edip, cihazatını verip, o sekiz mânileri mağlûp edip dağıtmak için taharri-i hakîkat meyelânını ve insafı ve muhabbet-i insaniyeti, o sekiz düşman tâifesinin sekiz cephesine göndermiş, şimdi onları kaçırmaya başlamış. İnşâallah, yarım asır sonra onları darmadağın edecek. Evet, meşhurdur ki: En kat’i fazilet odur ki, düşmanları dahi o faziletin tasdikine şehâdet etsin.
.........................................................................................
Bediüzzaman; misâl olarak, İslâmiyetin hakkaniyeti hakkında takdirkâr ifadelerde bulunan “Prens Bismark” ile “Mister Karlayl”ın sözlerini naklettikten sonra diyor:
“İşte Amerika ve Avrupa’nın zekâ tarlaları, Mister Karlayl ve Bismark gibi böyle dâhî muhakkikleri mahsulât vermesine istinâden, ben de bütün kanaatımla derim ki: Avrupa ve Amerika, İslâmiyetle hâmiledir; günün birinde bir İslâmî devlet doğuracak. Nasılki Osmanlılar, Avrupa ile hâmile olup bir Avrupa devleti doğurdu.
Ey Câmi-i Emevîdeki kardeşlerim ve yarım asır sonraki Âlem-i İslâm câmiindeki ihvanlarım! Acaba başdan buraya kadar olan mukaddemeler, netice vermiyor mu ki: İstikbalin kıt’alarında hakîki ve ma’nevî hâkim olacak ve beşeri, dünyevî-uhrevî saadete sevkedecek, yalnız İslâmiyettir ve İslâmiyete inkılâb etmiş ve hurafattan, tahrifattan sıyrılacak İsevîlerin hakîki dînidir ki, Kur’âna tâbi olur, ittifak ederler.
İkinci Cihet: Yâni, maddeten İslâmiyetin terakkisinin kuvvetli sebebleri gösteriyor ki: İslâmiyet, maddeten dahi istikbâle hükmedecek. “Birinci Cihet”, ma’nevîyat cihetinde terakkiyatı isbat ettiği gibi; bu “İkinci Cihet” dahi, maddî terakkiyatını ve istikbâldeki hâkimiyetini kuvvetli gösteriyor. Çünkü: Âlem-i İslâmın şahs-ı ma’nevîsinin kalbinde gâyet kuvvetli, kırılmaz beş kuvvet içtima ve imtizac edip yerleşmiş.