Tarihçe-i Hayat | Üçüncü Kısım - Eskişehir Hayatı | 227
(215-280)

Sâlisen: Benim gibi pek ciddî bir muhabbetle Türk Milletini seven; ve Kur’ânın senasına mazhariyetleri cihetiyle Türk Milletini pek çok takdir eden; ve altı yüz senedenberi bütün dünyaya karşı koyan ve Kur’ânın bayraktarı olan bu millete karşı gâyet şiddetli taraftar bulunan; ve bin Türkün şehadetiyle, bin milliyetçi Türkçüler kadar Türk Milletine bilfiil hizmet eden ve kıymettar otuz-kırk Türk gençlerini, namazsız otuz bin hemşehrilerine tercih etmekle bu gurbeti ihtiyar eden ve hocalık haysiyetiyle izzet-i ilmiyeyi muhafaza eden ve hakâik-i îmaniyeyi pek vâzıh bir sûrette ders veren bir insanın; on sene ve belki yirmi-otuz sene zarfında, yirmi-otuz değil, belki yüz, belki binler talebesi, sırf îman ve hakîkat ve âhiret noktasında onunla fedakârane bağlansa ve âhiret kardeşi olsalar çok mudur ve zararı mı var? Hiç ehl-i vicdan ve insaf bunları tenkide cevaz verir mi? Ve bunlara cem’iyyet-i siyasiye nazariyle bakabilir mi?

Rabian: On sene zarfında yüz banknot ile idare eden ve günde, ba’zan kırk para ile geçinen ve yetmiş yamalı bir abayı yedi sene giyen bir adam hakkında: “Nereden para alıp yaşıyorsun ve teşkilât yapıyorsun?” diyenler, ne kadar insaftan uzak düştüklerini ehl-i insaf anlar.

İkinci Madde: Menemen Hâdisesinin bir yalancı taklidini yapıp; millete dehşet verip, serbestî kanunları kolayca tatbik etmek desîsesiyle hükümeti iğfal ederek, gûya “Hükümetin serbestî kanunlarını kabul ettirmesine yardım ediyor” entrikasiyle, beni Barla’dan Ispartaya cebren celbettiler. Baktılar; ben, öyle fitnelere âlet olamıyorum ve öyle her cihetçe vatana, millete, dine zararlı olan akîm teşebbüslere hiçbir meylim yoktur, anladılar ki o vakit plânlarını değiştirdiler. Benim beğenmediğim bir şöhret-i kâzibemden istifade edip, hiç hatır ve hayâlimize gelmeyen entrikalarla başımıza Menemen hâdise-i mazlûmesinin bir mevhum taklidini geçirdiler. Hem millete, hem hükümete, hem ma’sûm, mevkuf birçok efrad-ı millete büyük zarar verdiler. Şimdi yalanları meydana çıktıkça, kurdun keçiye bahâne bulması nev’inden bahâneleri bulup, me’murîn-i adliyeyi şaşırtmak istiyorlar. Adliye me’murlarının bu mes’elede çok dikkate ve ihtiyata muhtaç olduklarını müdafaa-i milliye hukukum noktasında hatırlatıyorum. Asıl ittiham edilecek onlardır ki, hükümetin bâzı erkanına dalkavukluk edip ve sahtekârlıkla,

Dinle
-