Demek, bil’iltizam ve herhalde beni mes’ul etmek arzusunda bulunuyorlar. Ben de, aleyhimizdeki mülhid zâlimleri, siyaseti dinsizliğe âlet etmeleri ile itham ediyorum. Ve onların medâr-ı ittihamı olan bu müdhiş ma’nayı bildirmemek için bana isnad ettikleri: “Said, dini siyasete alet ediyor” cümlesiyle setre çalışıyorlar. Mâdem öyledir, her halde beni mahkûm etmek istiyorlar. Ben de ehl-i dünyaya derim: Bu ihtiyarlıktaki bir-iki senelik ömür için lüzumsuz tezellüle tenezzül etmem.
.........................................................................................
Beşinci Umde: “Dört Nokta” dır..
Birinci Nokta: Kararnamede, kelimeler üzerinde oynanılıyor. Bir kelimenin, kasdî olmadığı halde, bir ma’nasında târiz çıkarıyorlar. Halbuki, Risâle-i Nur’da hedef bütün bütün ayrı olduğundan; kelimatındaki kasde makrun olmayan târizler değil, belki tasrihler de bulunsa şayan-ı afv ve müsamahadır. Bu noktayı îzah eden bu misal mikyasdır. Meselâ:
Ben bir maksadımı hedef ederek yoluma koşup gidiyorum. İhtiyarsız, yolumda koşarken büyük bir adama çarpıp, o adam yere düşse. Desem: “Efendim, Affet! Ben, maksadıma gidiyordum. Bilmeyerek çarpıldım.” Elbette affeder ve gücenmez. Eğer kasdî olarak bir parmağı o adama taciz sûretinde kulağına iliştirsem, hakaret telâkki edecek ve benden gücenecek.
.........................................................................................
Risâle-i Nur’un hedefi îman ve âhiret olduğundan, harekât-ı ilmiye ve fikriyesinde ehl-i dünyanın siyasetine çarpsa ve şiddetli kelimat bulunsa, şayan-ı afv ve müsamahadır. Maksadımız size ilişmek değildir, hedefimizde yürüyoruz.
.........................................................................................
Dünyada hiç misli görülmemiş bir haksızlığa mâruz kaldım.
Şöyleki:
Son müdafaatım ve üç itiraznamem ile, yirmi cihetle kat’i delillerle yüz altmış üçüncü maddenin bana temas etmediğini ve yirmi senede yazılan yüz yirmi risâlemin içinde, kendilerince medâr-ı tenkid yirmi kelimeden aşağı mahdud bir kaç nokta bulunmasiyle, ayrı ayrı zamanda yazılmış kıymetdar ve menfaatli ve uhrevî ve Avrupa feylesoflarının dinsiz ve mülhid şâkirdlerine karşı,