Tarihçe-i Hayat | Üçüncü Kısım - Eskişehir Hayatı | 254
(215-280)

-Dâr-ül-Hikmet-il- İslâmiyenin azalığı münâsebetiyle- hakîki ve ilmî müdafaatım; çok zaman sonra ilcaat-ı zamana göre kabul edilen Kanun-u Medeninin ba’zı maddelerine, yüz bin kelimat içinde on - on beş kelimenin muvafık gelmemesi sebebiyle hem benim mahkûmiyetim taleb edilmiş; hem mühim keşfiyat-ı ma’nevîyeyi havi yüz yirmi kitab olan Risâle-i Nur’un elde bulunan nüshaları müsadere edilmiş ve indelmuhakeme bütün ilmî ve mantıkî ve kanunî iddia ve müdafaatım esbab-ı mûcibe gösterilmeksizin sebebsiz ve kanunsuz reddedilmiştir. Yüz altmış üçüncü madde-i kanuniye asayişi ihlâl edebilecek hissiyat-ı diniyeyi tahrik edenler mealinde bulunan şu kanunun, elbette bu hadsiz genişlik içinde bir tefsiri var. Elbette kuyud-u ihtiraziyesi bulunacak. Yoksa; bu madde, bu geniş ma’na ile beni mahkûm ettiği gibi, bütün ehl-i diyaneti ve başta Diyanet Riyaseti olarak, bütün vaizlere ve bütün imamlara, bana teşmil edildiği gibi teşmil edilebilir. Çünkü; yüz sahifeden fazla müdafaat-ı kat’iyye ve hakîkiyem ile beraber; bana temas ettirilebilecek bir ma’na veriliyor ki, o ma’na her nasihat eden kimseye ve hatta bir dostunu iyiliğe sevketmek için irşad eden herkesi dâire-i hükmü altına alabilir. Bu madde-i kanuniyenin ma’nası şu olmak gerektir ki; taassub perdesi altında muhalif bir siyaseti takib ve terakkiyat-ı medeniyeye sed çekenlere sed çekmek içindir. Bu maddenin bu ma’nada çok kat’i delillerle isbat etmişiz ki, bize bir cihet-i temâsı yoktur.

Evet bu madde, bu ma’nada, tefsirsiz ve kuyud-u ihtiraziyesiz ve garazkâr, istediği adamları onunla çarpmasına müsait hududsuz bir ma’nada olamaz. Evet ben on sene nezaret ve dikkat altında ve yirmi senede te’lif ettiğim yüzyirmi risâle ile bu kadar hakkımdaki tedkikat-ı amîka neticesinde cüz’i bir derece asayişi ihlâl etmiş bir emâre, ne bende ve ne de o risâleleri okuyanlarda bulunmadığı halde ve yirmi vechile isbat ettiğim ve beni yakından tanıyan zatların şehadetiyle, on üç senedenberi şeytandan kaçar gibi siyasetten kaçtığımı ve hükümetin işine karışmadığımı ve tahammül-ü beşer fevkinde işkencelere tahammül edip dünyaya karışmadığım ve îman hizmetini bu dünyada en büyük maksad telâkki ettiğim halde; “Said dini siyasete âlet edip, asayişi ihlâle teşebbüse niyet ediyor” diye, beni yüz altmış üçüncü maddeye temas ettirmek mahkûm etmek bütün rûy-i zemindeki adliye ve mahkemelerin haysiyetine ilişecek ve nazar-ı dikkati celbedecek hiç görülmemiş bir hadise-i adliyedir kanaatindeyim.

Dinle
-