Halbuki ben de çoktan beri buna taaccüb ve hayret ile bakıyordum, ve hiç bir cihetle lâyık olmadığım halde, dehşetli kusurlarımla beraber, teveccüh-ü âmmenin hikmetini şimdi bildim. Hikmeti de şudur:
Risâle-i Nur’un hakîkatı ve şâkirdlerinin şahs-ı ma’nevîsi, bu zaman ve zeminde o şiddetli ihtiyacın yüzünü kendine çevirmiş; benim şahsımın hizmet îtibariyle binden bir hissesi ancak bulunduğu halde, o hârika hakîkatın ve o hâlis muhlis şahsiyetin bir mümessili zannedip, o teveccühü gösteriyorlar. Gerçi bu teveccüh hem bana zarar, hem ağır geliyor, hem de hakkım olmadığı halde hakîkat-ı Nuriyenin ve şahsiyet-i ma’nevîyesinin hesabına sükût edip, o ma’nevî zararlara razı olurdum; hatta İmâm-ı Ali Radiyallahu Anhu ve Gavs-ı A’zam (K.S.) gibi ba’zı evliyanın ilham-ı İlâhî ile bu zamanımızda Kur’ân-ı Hakîm’in mu’cize-i ma’nevîyesinin bir âyinesi olan Risâle-i Nur’un hakîkatına ve hâlis talebelerinin şahs-ı ma’nevîsine işâret-i gaybiye ile haber verdikleri içinde, benim ehemmiyetsiz şahsımı o hakîkata hizmetim cihetiyle nazara almışlar. Ben hatâ etmişim ki; onların şahsıma âid bir parçacık iltifatlarını, ba’zı yerde te’vil edip Risâle-i Nur’a çevirmemişim. Bu hatamın sebebi de zâfiyetim ve yardımcılarımı ürkütecek esbâbın çoğaltılmaması ve sözlerime îtimadı kazanmak için, zâhiren, şahsıma bir kısmını kabul etmiştim. Size ihtar ediyorum ki: Fâni, kabir kapısındaki çürük şahsımı çürütmeğe ihtiyaç yok ve bu kadar ehemmiyet vermeğe de lüzum yok. Fakat, Risâle-i Nur’la mübareze edemezsiniz.. ve etmeyiniz. O’nu mağlûb edemezsiniz. Mübarezede, millet ve vatana büyük zarar edersiniz; fakat şâkirdlerini dağıtamazsınız. Çünkü; hakîkat-ı Kur’âniyenin muhafazası yolunda kırk-elli milyon şehid veren bu vatandaki geçmiş ecdatlarımızın ahfadlarına, bu zamanda hakîkat-ı Kur’âniyenin muhafazası ve âlem-i İslâm’ın nazarında, eskisi gibi, dindarâne kahramanlıkları terk ettirilmeyecek. Zâhiren çekilseler de, o hâlis şâkirdler, ruh u câniyle o hakîkata bağlıdırlar; ve o hakîkatın bir âyinesi olan Risâle-i Nur’u terkedip, o terk ile vatan ve millet ve âsâyişe zarar vermiyeceklerdir. Son sözüm: