Tarihçe-i Hayat | Sekizinci Kısım - Isparta Hayatı | 628
(612-740)

Memleketin her tarafında bulunan bu yüz binlerce Risâle-i Nur talebesinden hiçbirinin, hiçbir yerde âsayişi muhil hiçbir hareketi, hiçbir vak’ası yoktur. Her Nur talebesi, hükûmetin, nizam ve intizamın tabiî birer muhafızıdır; âsâyişin ma’nevî bekçisidir.

İstanbul seyahatinden muztarip olup olmadığını sordum:

— Bana ıztırab veren, dedi, yalnız İslâmın ma’rûz kaldığı tehlikelerdir. Eskiden tehlikeler hariçten gelirdi; onun için mukavemet kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içine girdi. Şimdi, mukavemet güçleşti. Korkarım ki cem’iyyetin bünyesi buna dayanamaz.. çünkü düşmanı sezmez. Can damarını koparan, kanını içen en büyük hasmını dost zanneder. Cem’iyyetin basiret gözü böyle körleşirse, îman kalesi tehlikededir. İşte benim ıztırabım, yegâne ıztırabım budur. Yoksa şahsımın ma’rûz kaldığı zahmet ve meşakkatleri düşünmeğe bile vaktim yoktur. Keşke bunun bin misli meşakkate ma’rûz kalsam da îman kalesinin istikbali selâmette olsa!

— Yüz binlerce îmanlı talebeleriniz size âtî için ümit ve teselli vermiyor mu?

— Evet, büsbütün ümitsiz değilim...

...

Dünya, büyük bir ma’nevî buhran geçiriyor. Ma’nevî temelleri sarsılan garb cem’iyyeti içinde doğan bir hastalık, bir veba, bir taûn felâketi gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sârî illete karşı İslâm cem’iyyeti ne gibi çârelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi? Yoksa İslâm cem’iyyetinin ter ü taze îman esaslariyle mi? Büyük kafaları gaflet içinde görüyorum. Îman kalesini, küfrün çürük direkleri tutamaz. Onun için, ben yalnız îman üzerine mesaimi teksif etmiş bulunuyorum.

Risâle-i Nur’u anlamıyorlar. Yahut anlamak istemiyorlar. Beni, skolastik bataklığı içinde saplanmış bir medrese hocası zannediyorlar. Ben, bütün müsbet ilimlerle, asr-ı hazır fen ve felsefesiyle meşgul oldum. Bu hususta en derin mes’eleleri hallettim. Hattâ bu hususta da ba’zı eserler te’lif eyledim. Fakat ben, öyle mantık oyunları bilmiyorum. Felsefe düzenbazlıklarına da kulak vermem. Ben, cem’iyyetin iç hayatını, ma’nevî varlığını, vicdan ve îmanını terennüm ediyorum.

Dinle
-