Tarihçe-i Hayat | Sekizinci Kısım - Isparta Hayatı | 730
(612-740)

İkinci Fark: Nurcular, Üstadlariyle içtima etmiyorlar ve etmeğe de mecbûr değiller. Kendilerini Üstadlariyle içtimâa mecbûriyet hissetmiyorlar; ders almak için beraber bulunmağa lüzum görmüyorlar. Belki; koca bir memleket bir dershâne hükmünde, Risâle-i Nur kitapları onların eline geçmekle, üstad yerine onlara bir ders verir. Her bir risâle, bir Said hükmüne geçer.

Hem ellerinden geldiği kadar ücretsiz istinsah ederler. Muhtaçlara mukabelesiz veriyorlar ki, okusunlar ve dinlesinler. Bu sûretle büyük bir memleket, büyük bir dershâne hükmünde oluyor.

İhvan-ı Müslimîn ise: Umûmî merkezlerde mürşid ve reisleriyle görüşmek ve emirler ve dersler almak için ziyaretine giderler. Ve o umûmî cem’iyyetin şubelerinde de o büyük üstadla ve naibleriyle ve vekilleri hükmündeki zatlarla yine görüşürler, ders alırlar, emir alırlar.

Hem umûmî merkezlerde çıkan ceride ve mecellelerin fiatını verip, alıp, onlardan ders alıyorlar.

Üçüncü Fark: Nur Talebeleri, aynen, âlî bir medresenin ve bir üniversite dâr-ül-fünûnunun talebeleri gibi, ilmî muhabere vasıtasiyle ders alıyorlar. Büyük bir vilâyet bir medrese hükmüne geçer. Birbirlerini görmedikleri, tanımadıkları ve uzak oldukları halde birbirine ders veriyorlar ve beraber ders okuyorlar.

Amma İhvan-ı Müslimîn ise: Memleketleri ve vaziyetleri iktizasiyle mecelleleri ve kitapları çıkarıyorlar, aktar-ı âleme neşrediyorlar; onunla birbirini tanıyıp ders alıyorlar.

Dördüncü Fark: Nur Talebeleri, bu zamanda ve bugünde ekser bilâd-ı İslâmiyede intişar etmişler ve çoklukla vardırlar. Bu intişarlarında ayrı ayrı hükümetlerde bulundukları halde hükümetlerden izin almaya muhtaç olmuyorlar ki tecemmu’ edip toplansınlar ve çalışsınlar. Çünkü, meslekleri siyaset ve cem’iyyet olmadığından hükümetlerden izin almaya kendilerini mecbûr bilmiyorlar.

Amma İhvan-ı Müslimîn ise: Vaziyetleri i’tibâriyle siyasete temas etmeye ve cem’iyyet teşkiline ve şûbeler ve merkezler açmaya muhtaç bulunduklarından, bulundukları yerlerdeki hükümetten icazet ve ruhsat almaya muhtaçtırlar ve Nurcular gibi bilinmiyor değiller. Ve bu esas üzerine, kendilerine umûmî merkezleri olan Mısır’da, Suriye’de, Lübnan’da, Filistin’de, Ürdün’de, Sudan’da, Mağrib’de ve Bağdat’ta çok şubeler açmışlar.

Dinle
-