Tarihçe-i Hayat | Sekizinci Kısım - Isparta Hayatı | 731
(612-740)

Beşinci Fark: Nur Talebeleri içinde çok muhtelif tabakalar var. Yedi-sekiz yaşındaki camilerde Kur’ân okumak için elifbâyı ders almakta olan çocuklardan tut, tâ seksen-doksan yaşındaki ihtiyarlara varıncaya kadar kadın-erkek hem bir köylü hammal adamdan tut, tâ büyük bir vekile kadar; ve bir neferden, büyük bir kumandana kadar tâifeler Nurcularda var. Bütün Nurcuların bu çok tâifelerinin umumen bütün maksatları, Kur’ân-ı Mecîd’in hidayetinden ve hakâik-ı îmaniye ile nurlanmaktan ibârettir. Bütün çalışmaları, ilim ve irfan ve hakâik-ı îmaniyeyi neşretmektir. Bundan başka bir şeyle iştigal ettikleri bilinmiyor. Yirmi sekiz seneden beri dehşetli mahkemeler, dessas ve kıskanç muarızlar, bu kudsî hizmetten başka onlarda bir maksat bulamadıkları için onları mahkûm edemiyorlar ve dağıtamıyorlar. Ve Nurcular, müşterileri ve kendilerine taraftarları aramıya kendilerini mecbûr bilmiyorlar... “Vazifemiz hizmettir, müşterileri aramayız, onlar gelsinler bizi arasınlar, bulsunlar” diyorlar. Kemiyete ehemmiyet vermiyorlar. Hakîki ihlâsı taşıyan bir adamı, yüz adama tercih ediyorlar.

Amma İhvan-ı Müslimîn ise : Gerçi onlar da Nurcular gibi ulûm-u İslâmiye ve mârifet-i İslâmiye ve hakâik-ı îmaniyeye temessük etmek için insanları teşvik ve sevkediyorlar; fakat vaziyet, memleket ve siyasete temas iktizasıyle, ziyâdeleşmeğe ve kemiyete ehemmiyet veriyorlar, tarafdarları arıyorlar.

Altıncı Fark: Hakîki ihlâslı Nurcular, menfaat-ı maddiyeye ehemiyet vermedikleri gibi bir kısmı âzamî iktisat ve kanâatla ve fakîr-ül-hâl olmalarıyle beraber, sabır ve insanlardan istiğna ile ve hizmet-i Kur’âniyede hakîki bir ihlâs ve fedakârlıkla; ve çok kesretli ve şiddetli ehl-i dalâlete karşı mağlûb olmamak için ve muhtaçları hakîkata ve ihlâsa dâvet etmekte bir şüphe bırakmamak için ve rızâ-yı İlâhîden başka o hizmet-i kudsiyeyi hiçbir şey’e âlet etmemek için bir cihette hayat-ı içtimaiye faidelerinden çekiniyorlar.

Amma İhvan-ı Müslimîn ise: Onlar da hakîkaten maksat i’tibâriyle aynı mâhiyette oldukları halde, mekân ve mevzu ve ba’zı esbab sebebiyle Nur Talebeleri gibi dünyayı terkedemiyorlar âzamî fedakârlığa kendilerini mecbûr bilmiyorlar.

İSA ABDÜLKADİR

Dinle
-