Müdafalar | Müdafalar | 72
(1-190)

(Kastamonulu İhsan Sırrı'nın Müdafaasıdır.)
Denizli Ağır Ceza Mahkemesi Yüksek Reisliğine
Dinî hissiyatı alet ederek, devletin emniyetini ihlâle ma'tuf cem'iyyete dahil olmak suçuyla mevkufen yüksek huzurunuza çıkarıldım. Makam-ı iddia tarafından geçenki celsede okunmuş olan ittihamnâme müfâdine nazaran bendenizin, cem'iyete dahil bulunmuş olduğum kabul olunarak Türk Ceza Kanununun 163. maddesi delâletiyle 313 ve 173. maddeleri hükümleriyle tecziye edilmekliğim taleb edilmiştir. İddiânâmede suç delilleri olarak ileri sürülen ve anâsır-ı cürmüyyeden ma'dûd bulunduğu beyan edilen ef'âli ve kanunî müstenidat ve müeyyidatı ber-vech-i âti arz ve izah eden işbu müdafaanâmemi hey'et-i ilmiyenize takdim ederken pek âşikâre olan ma'sumiyetimin enzar-ı adâletinizden devr edilmeyeceğine mutmain bulunuyorum.
Cumhuriyet müdde-i umumisi tarafından yapılan aramada eşyalarım arasında bulunmuş olan ve bundan üçbuçuk sene evvel Kastamonu'da kızkardeşim tarafından gönderilen mektubun bir tarafında yazılı Risale-i Nur eczalarının birisinden iktibas edilmiş olan vahdetü'l vücud akidesinin reddine müteallik ilmî ve hükmî hakâikı muhtevi bir yazı, suç delili gösterilmektedir.
Kur'an-ı Hakim'in i'cazını beyan ve ehâdis-i şerifenin ma'na ve medlûlünü isbat etmekte olan Risale-i Nur müellifatının, dinî hissiyatı aletle halkı hükûmet aleyhine teşvik değil, din ve ahlâk üzerinde irşadkâr hizmeti bulunduğu mütehassıs ilim hey'etinin raporuyla tesbit ve tebarüz ettirilmiştir.
Makam-ı iddianın, hakkımda tatbikini taleb ettiği ceza kanununun 163. maddesi : "Dini hissiyatı veya dinen mukaddes tanınan şeyleri alet ederek, devletin emniyetini ihlâl edebilecek harekete halkı teşvik ve bu babda cem'iyyet teşkil edenlerin mahkum edileceği ve böyle bir cem'iyete girenler 313. maddeye göre cezalandırılacağı" tasrih edilerek, devlet aleyhine kurulmuş bir cem'iyetin bütün şerâit ve delâili ile tahakkuk ve tesbit edilmiş olmasına işaret etmiştir. 313. madde ise: "Beş kişi veya daha ziyade kimsenin, adliye kuvveti veya âmmenin emniyet ve selâmeti aleyhine cürm işlemek kasdıyla bir cem'iyet teşkil eylediği takdirde, ceza tayin olunacağını" göstermektedir. Hakkımda tatbiki istenilen bu maddeler hükmünün istimali için anasır-ı cürmüyyenin tekevvün etmiş ve maddi deliller ile tesbit edilmiş olması icab eder. Halbuki : Cürm vasfı verilmek istenilen ef'âlin; dinî, ahlâkî ve içtimaî birçok hakâiki gösteren Risale-i Nur nâm âsârdır ki, bunların kâffesinin Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Reisliğinin tayin etmiş olduğu salahiyetli bir naibin nezaret ve murakabesinde teşekkül eden yüksek ilim sahibi, mütehassis şahsiyetlerin tedkiki neticesini bildiren raporda, davamızı teşkil eden hâdisede cem'iyet, tarikat kasdı olmadığı gibi hükûmetin siyasetini ilgilendirecek hiçbir fikir ve maksat bulunmadığı tebarüz ettirilmiştir.
Kanunun sarih olarak suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemeyeceği.. ceza kanununun birinci maddesi ve cürümde kasdın bulunmaması keyfiyetinin cezayı kaldıracağı ceza kanunun beşinci maddesi, müeyyide-i kanuniyeden bulunmuş olması itibariyle hakkımda taayyün-ü ceza değil, beraetime hüküm ve tahliyemi te'min etmek şiar-ı adâlettir sanırım.
Dünya işleriyle alâkası bulunmadığı tahakkuk etmiş olan bazı kitabları sırf bir saika-i diyanetle okumaklığım, kanunen suç sayılamayacağı keyfiyeti, mevzuat-ı kanuniyeden bulunmuş olması itibariyle beraetime ve arama neticesinde alınmış olan şahsıma aid kitab, mektub vesairemin de ceza usulü kanununun 103. maddesi hükmüne tatbit edilmek suretiyle iadesine karar verilmesini, yüce hey'etinizin insaf ve adâletinden dilerim.
İhsan Sırrı
Ses Yok