Müdafalar | Müdafalar | 78
(1-190)
(Sav Karyesinden Mustafa Çavuş'un İfadesidir.) Muhterem Hey'et-i Hâkime! İddiâm : Ben, üçyüzkırkbir senesinden tâ ellibir-elliiki senelerine kadar zamanın vaziyetine göre... hayat-ı içtimaiye ile alâkadar olarak hâlim devam etmekte iken, mezkur senelerin sonlarında Cenâb-ı Hak'kın bizlere şefkat tokadı olarak gösterdiği bir-iki sene devam eden hastalığa dûçar oldum. O hastalığın izharıyla, içine dalmış olduğum dünyanın sefahetli hallerinden rücu' ettim. O hastalık içinde iken Cenab-ı Hak'ka verdiğim sözü yerine getirmek için dört seneden beri Cenab-ı Hak'kın rahmetiyle Risale-i Nur'u okuyup, yazdım. Yine Cenab-ı Hak'kın fazl ü kereminde, Risale-i Nur'un kerametiyle bizlere ihsan edilen bereket ile mülkümüzden gelen hasılat bize kâfi geliyordu. Şimdi ise, evimin taharrisinde bulunan bir "Hizbü'l-Kur'an" ve bir "Hizbü'n-Nuriye" yüzünden el'an mevkuf bulunuyorum. Ben, bu kitablarımın içinde bizlere isnad edilen suçlardan hiçbir şey görmedim ve yoktur. Hem, bizlere isnad edilen suçlar dünya ile alâkadardır. Bizler ise, dünyadan daha ziyade âhiretle alâkadarız. Netice itibarıyla, suçsuz olarak dokuz aydan beri devam eden mevkufiyetime nihayet verilerek, beraetime karar verilmesini dilerim efendim. Mustafa Yıldız

DENİZLİ MAHKEMESİNİN İTTİFAKLA VERDİĞİ KARAR SURETİDİR. Şahidlerin ifadeleri de, maznunlara atfen ve isnad olunan suçu işledikleri hakkında adem-i ma'lumat beyan etmişlerdir. Bilhassa Ankara Ağır Ceza Mahkemesi âzâsından Emin Büke'nin riyaseti altında ehl-i vukuf intihab olunan Ankara Diyanet İşleri Müşavere Hey'eti âzâsından dersiam profesör Yusuf Ziya Yörükan ve Ankara Dil-Tarih Fakültesi Şarkiyat Enstitüsü müdürü Necati Lügal ve Türk Tarih Kurulu ve Türk- İslâm Kitabları Derleme Hey'eti azasından Yusuf Aykurt tarafından tanzim kılınan evrak arasında mevcud raporlarında : Said Nursi'nin yegan yegan tedkik olunan risale ve kitablarında : "Halkı, din ve mukaddesatı âlet ederek devletin emniyetini ihlale teşvik etmek veya cem'iyet kurmak kastında olduğunu gösterir bir sarahat ve emare olmayıp, kendisini yegane âlim mahiyetinde göstermekle meraklı bir tavır takındığını.." Mevkuflardan Said Nursî'nin mensublarına gelince: "Onlar, Said Nursi'nin zihnen normal olduğu bir zamanda ilmî ve ekseri vâkıfane eserlerine kapılarak; cezbe ve rûhî heyecan halinde yazdığı gayr-ı ilmî eserlerine aldanmışlar. Ve onlardan dahi 'din mes'elelerini ve Kur'an hakikatlarını öğreneceğiz' diye, sâfiliklerinden peşine düşmüşler. Ve bunlar hüsn-ü niyet sahibleri olup, sırf dinî itikad yüzünden Said'e ve okudukları risalelere bağlılık göstermekte ve bu maksadla yaptıkları muhabere mektublarının münderecatında, hükûmete karşı kötü maksad beslemedikleri ve bir cem'iyet ve tarikat kurmak fikriyle hareket etmedikleri anlaşılmış olduğu görülmüş ve her ne kadar evrak arasında mevcud, sorgu hâkimliğince Denizli Ehl-i Vukuf Raporunda, (Said Nursî'nin bazı âsarından istidlâl tarikiyle ve mesnedsiz olarak) "Kendisinin ve mensublarının, hükümete karşı kötü bir maksad besledikleri" beyan olunmakta ise de... Evrak-ı tahkikiye münderecatına ve şühûdun, maznunlara atfen isnad olunan ef'âl hakkında gayr-ı ma'lumât beyan etmeleri.. ve Ankara Ağır Ceza Mahkemesince yaptırılan ehl-i vukuf raporu mahiyet ve münderecatına göre; şâyân-ı ihticac ve iltifat görülmemiş ve esasen maznunların ekseriyet-i azimesi, okumak-yazmaktan âciz bulunmuş, diğer kısmı da kendilerini ibadet ve taate vermiş oldukları.. binânenaleyh devletin emniyetin ihlal edecek mahiyet arz edecek şerâit ve evsafa haiz kimselerden olmadıkları tezahür ve tahakkuk etmiş ve mahkemenin kanaat-ı vicdaniyesi de ve bu merkezde tecelli ve tezahür etmiş olmakla, müdde-i umuminin tecziyeleri hakkındaki mütalaası, zikr ve ta'dâd olunan delâile karşı gayr-ı vârid görüldüğünden reddiyle, zan altına alındıkları ef'âlden beraetlerine... başka sebeble mevkuf değillerse tahliyelerine müttefikan karar verildi. 15 Haziran 1944 Denizli Ağır Ceza Mahkemesi ittifakla beraetlerine, kararlarını hükümleriyle imza ediyorlar. AzaAzaReis Ali Rıza K A R A R Dinî hissiyatı âlet ittihaz ederek devletin emniyetini ihlâl edecek şekilde cemiyet teşkil ettikleri iddiasiyle sanık Saidi Nursî ve arkadaşlarının usulen sabit görülmeyen fiillerinden dolayı beraetlerine dair verilip Yargıtayca tasdik edilerek kesinleşmiş olan 15/6/944 tarih ve 199/136 No.lu hükme dahil sanıklardan Isparta'nın Atabey K. den Hüsnü Oğlu Tahir Mutlu tarafından verilen 20/7/945 günü kendisine ait eşya ve kitapların geri verilmesine dair dilekçe ve bu yöndeki evrak tetkik edilerek icabı görüşülüp düşünüldü: Evrak meyanında mevcut Isparta polis baş komiseri tarafından tanzim edilen 11/10/943 günü zabıt varakasında yazılı 80 adet çinkoğraf klişe ile 25/9/943 tarihli Isparta Polisi tarafında tanzim edilen zabıt varakasında yazılı 500 adet matbu kitapların sahibi bulunan müsted'i Tahir Mutlu'ya iadesine 20/7/945 gününde oy birliği ile karar verildi. Temyiz İlâmı Dini hissiyatı ve dinen mukaddes tanınan şeyleri alet ittihaz ederek devletin emniyetini ihlâlden suçlu eşhastan Mirza oğlu Saidin Nursi ve arkadaşlarının bilmuhakeme beraetlerine dair Denizli ağır ceza mahkemesinden verilen 15/6/944 tarihli hüküm temyizen tetkiki C.M.U Liği tarafından istida edilerek dava evrakı C. Baş müdde-i umumiliği y. makamından tebliğname ile Temyiz mahkemesi birinci ceza dairesine gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra icabı konuşuldu ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Duruşmada toplanan bütün deliller mahkemece münakaşa edilerek beraet kararı verilmiş ve mucip sebepleri de gösterilmiş olmasına ve mahkemenin takdir hakkına karşı C.M.U.sinin aleyhindeki temyiz itirazları yerinde bulunmamış olduğundan reddedilen usûl ve kanuna uygun bulunan beraet hükmünün tebliğnamede yazılı mütalaa gibi tasdikına 30/12/944 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. 15/2/945 Adliye emanet memurluğuna Bağlı üç sahifeden ibaret dizi kağıdında müfredatı yazılı kitap Risale vesair eşyaların sahibi bulunan Saidin Nursi'ye iadesine mahkemece 25/6/945 tarihinde karar verilmiş olduğundan mezkûr kitap ve risalelerin Emirdağı noterliği 22/3/945 tarih ve 219 No.lu vekaletname ile Saidin Nursî'nin vekili bulunan Denizli Avukatlarından Ziya Sönmez'e verilmesi zımnında müzekkeredir.
Ses Yok