Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 113
(1-445)
Şimdi mevzumuzu gayet açık bir tarzda ifade eden nübüvvet fermanlarının en büyüklerinden nümunelik bir-ikisini kaydediyoruz:
Birincisi: Az yukarda, birinci maddede yazılı olan Peygamber'in (A.S.M.) Abdullah bin Amr bin ElAs'a söylemiş olduğu şu: "Sen yaz! Benim nefsim kabza-i kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki; bu ağızdan yalnız ve yalnız hak çıkar!" hadîs-i şerifidir.
İkincisi: (*) hadîs-i şerifidir.
Meâli: "Kat'iyyen biliniz ki, bana Kur'an Allah tarafından nâzil olduğu gibi, onunla beraber ve onun kadar da sünneti bildiren hadîslerin mânaları nâzil olmuştur."
Muhaddislerce, şu Kur'an'la birlikte nâzil olmuş olan hakikatı "Kur'an-ı gayr-ı metlû" denilmiş. Yani lafzıyla değil, mânasıyla nâzil olmuş olan Kur'an...
Üçüncüsü (meâlen): "Ben ne dedim ise, ne diyorsam, muhakkak ki semadandır... Yani vahiydendir." (**)
Dördüncüsü: Hasan bin Atiyye (R.A.) demiş ki: "Cebrail (A.S.) Resulullah'a nâzil olur, Ona Kur'an'ı tâlim ettiği gibi, Sünneti de tâlim ederdi." (***)
Beşincisi: Hadîs ve Sünnete -sözde Kur'ana dayanarak- ehemmiyet vermeyenlerin bid'at ehli olacaklarını bildiren şu çok mühim ve pek azîm hadîs-i şeriftir ki; ferman buyurmuş:
Meâli: "Yakın bir gelecekte sizden bazılarınız, koltuğuna yaslanmış olduğu halde, ona benim bir hadîsim okunduğu zaman diyecek: "Bizimle sizin aranızda Kur'an vardır. Kur'an'ın helâl ettiğini helâl sayar, haram ettiğini de haram biliriz." Sakın dikkat ediniz ki; Resulullah'ın haram kıldığı şeyler, aynen Allah'ın haram kıldığı şeyler gibidir. Ve keza helâl ettikleri de Kur'anın helâl ettikleri gibidir."
Âhirki hadîs-i şerif, değişik lafızlar ve ayrı ayrı rivayet yollarıyla gelmiştir. Bazılarında mes'eleyi daha da geniş izah etmişlerdir. Verilen me'hazlerde görebilir.
Böylece, Resul-i Ekrem'in hayatında, kendi hadîs ve sünnetinin, Sahabelerinde ve ümmeti içinde yerleşmesi, muhafazası, tebliği, neşri ve Kur'an'la birlikte büyük ehemmiyetli makam ve derecesi hakkında verilen kaideli nümunelik hadîsler, bence durumu kemâliyle izah etmişlerdir. Başka beyana da ihtiyaç bırakmamışlardır.
__________________________
(*) Mişkât-ül Masabih 1/57 hadîs no: 163; Tarh-ut Tesrib 2/35; El-Feth-ül Kebir 1/484, 487
(**) El-Esrar-ül Merfûa - Aliyy-ül Karî, tahkik M. Sabbağ sh: 25
(***) Ez-Zühd - İbn-ül Mübarek 2/23; El-Musannef - San'anî 11/255; Meftah-u Künûz-is Sünne sh: 257
(****) El-Menhel-ül Latif sh: 12 (Ebu Davud ve Tirmizî'den naklen); kezâ El-Feth-ül Kebir 1/484 ve 487 (Müsned-i Ahmed bin Hanbel ve Ebu Davud'dan nakil)
Ses Yok