Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 225
(1-445)
180- «At ve gemi gibi bir merkûbe binildiği zaman kıraatı sünnet olan
Risalede yeri: Mektubat sh: 16
Me'hazler: Sahih-i Müslim 2/978; Sahih-i İbn-i Hibban 4/166-167 iki kanaalla; Müstedrek-ül Hâkim 2/254; Şerh-üs Sünne 5/140; El-Musannef - San'anî 10/336; El-Ezkâr - Nevevî sh: 192; Tuhfet-ül Ahvezî 9/408; Müsned-ül Bezzar hadîs no: 773; Amel-ül Yevmi Vel-Leyle - Nesaî sh:548
Zabıt şekli: Müslim'in hadîsi Meâli: Abdullah bin Ömer'den rivayet: "Resululah (A.S.M.) bir sefere çıkmak üzere kendi bineğine binip doğrulduğu zaman, üç kere "Allahu Ekber" dedikten sonra: okuyordu."
181- Yıldızlar, melâike elinde lüküs lâmbaları gibi hareket ettikleri...
Risalede yeri: Mektubat sh: 18
Me'haz: Es-Sîret-ül Halebiye 1/344
Zabıt şekli:
Meâli: Selman-ı Farisî'den (R.A.) rivayeten şöyle gelmiştir ki: "Bütün yıldızlar, Nur'dan kandiller gibi olup, dünyanın semasına asılıdırlar. Nasıl ki mescidlere, aydınlatma için kandiller asıldığı gibi..."
Bazıları demişler: "Yıldızlar melâikelerin ellerinde asılıdırlar."
182- Melekler hem zemin yüzünü, hem de Cennet'i temaşa ederler.
Risalede yeri: Mektubat sh: 20
Me'hazler: Müşkil-ül Âsâr - Tahavî 2/43; Cem'-ül Fevaid 2/692; El-Feth-ül Kebir 1/191
Zabıt şekli: ... Ve daha meleklerle alâkadar ve onların göklerden yere nüzûlü ve yerden göklere çıkmaları hakkında gelen âyet ve hadîsler bu hakikatı, yani hem dünyayı hem de âlem-i âhireti, izn-i İlahî ile gördüklerini ve bu âlemlere kısa bir zamanda inip çıktıklarını gösterir.
183- Risalede yeri: Mektubat sh: 26 (Altıncı Mektub)
Me'haz: Şeyh Atâullah El-İskenderî'nin "Şerh-ül Hikem-il Atâiye" sh: 208
Hazret-i İmam-ı Ali'nin "Müntehabat Min Kelâm-i Emîr-il Mü'minîn" sh: 15'te, bu sözden daha yüksek mânada şöyle bir sözü vardır:
Yani: "(Allah'a hitaben) Ey Allah'ım! Seni taşıyan daha neyi bulacak ve seni bulan daha neyi tanıyacak?"
184- (Bu hadîs mütevatir hadîslerdendir. Bak: Nazm-ül Mütenasir sh: 34)
Risalede yeri: Mektubat sh: 26; Âsâr-ı Bediiye sh: 79
Me'hazler: Türkçe Terceme Sahih-i Müslim 1/194, hadîs no: 232 ve 251; Ez-Zühd - İbn-ül Mübarek 1/267; Cem'-ül Fevaid 1/24; Müsned-ül Firdevs 2/29; Mecma-uz Zevaid 3/278; Müsned-i Ahmed 1/318, 2/177, 4/73; İbn-i Mace hadîs no: 3986, 3987 ve 3988; Daremî 2/220; Müşkil-ül Âsâr - Tahavî 1/297299;
Cem'-ül Fevaid 2/545; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 6/5867 ve 6147, 10/10081, 11/11075, El-Kâmil FidDuafa' - İbn-i Ady 7/2566, 4/1415, 5/1823; Müsned-ül Bezzar hadîs no: 1119
Zabıt şekli: Cem'-ül Fevaid'deki hadîs:
Meâli: "İslâm dini garib olarak başladı, yine de ilk başladığık gibi garibliğe dönecektir. Öyle ise, ne mutlu gariblere..."
185- Peygamber'in (A.S.M.) manevî evlâdı ve hizmetkârı Zeyd (R.A.) izzetli zevcesini kendine küfüv bulmadığı için tatlik etmiş.. Allah'ın emriyle Resul-i Ekrem (A.S.M.) sonra onu nikâhlamış...
Risalede yeri: Mektubat sh: 28
Me'hazler: Bu mes'ele, Sûre-i Ahzab âyet: 37 tefsirinde, bütün müfessirler onun sahih hadîslerle, doğru rivayetlerle tahlil ve tefsir etmişlerdir. Hikâyenin aslı şöyledir:
Zeyd bin Harise (R.A.) müslüman olduktan sonra, Hz. Peygamber tarafından kölelikten âzad edilmiş, sonra Resulullah'a hizmetkârlık şerefine nâil olmuştur. Peygamber'in iltifatlarına, in'amlarına mazhar olmuş olan bu zâta, Resulullah (A.S.M.) bazen "Oğlum diye hitab ediyormuş, onu çok sevmiş ve i'timad etmiştir. Daha sonra kendi halası kızı "Zeyneb binti Cehaş-ül Esediye"yi onunla evlendirmişlerdir. Amma bu evlilik ancak bir sene kadar sürebilmiş, aralarında geçimsizlikler başlamış, durmuş. Hazret-i Zeyd (R.A.) bizzat Resulullah'a gelmiş, şikâyette bulunmuştur. Resul-i Ekrem (A.S.M.) ona âyette geçtiği ifade ile ... nasihatlarda bulunmuş. Yani: "Hanımını kendine bağlamaya çalış ve Allah'a karşı takvada bulun!" Fakat nedense, geçimsizlik halledilememiş, devam etmiştir. Nihayet Zeyd (R.A.) zevcesi Zeyneb'i boşamak durumunda kalmıştır.
Bir müddet sonra Allah (C.C.) kat'î emriyle ve direkt Allah tarafında Resulullah'a tezvic ettirilmiştir. Bu mes'elenin geniş izahı için Tefsir-i İbn-i Kesir 3/419-420 sahifelerine ve bilhassa İmam-ı Celâleddin-i Suyutî'nin Ed-Dürr-ül Mensur 5/201-420 sahifelerine bakılabilir.
Bu münasebetle, Resul-i Ekrem (A.S.M.)'ın istediği kadar kadınlarla evlenebilmesine izin ve imkân veren İlahî irade hakkında gelen hadîslerin me'hazleri için nümune olmak üzere, Cem'-ül Fevaid 2/254; Kenz-ül Ummal 12/432-452 kitaplara bakılabilir.
186- «Üstadım İmam-ı Rabbanî; aşk-ı mecazîyi makam-ı Nübüvvet'e pek münasib görmediği için demiş ki: Mehasin-i Yusufiye'ye (A.S.) mehasin-i uhreviye nev'inden olduğundan, ona muhabbet ise mecazî muhabbetler nev'inden değildir ki kusur olsun.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 31 (Sekizinci Mektub)
Me'hazler: Evvelâ Üstad Bediüzzaman'ın şu hükmün başında bahse mevzu ettiği ve "Hey âşık efendi!" diye hitab ettiği zâtın kim olduğuna, yani bu sözün kime ait olduğuna dair bir araştırma yaptık. Çünki risalede âşık birisinden bahsederek, "Hey âşık efendi! Ne hakkınd var" diye söyler.
Risalede yeri: Mektubat sh: 16
Me'hazler: Sahih-i Müslim 2/978; Sahih-i İbn-i Hibban 4/166-167 iki kanaalla; Müstedrek-ül Hâkim 2/254; Şerh-üs Sünne 5/140; El-Musannef - San'anî 10/336; El-Ezkâr - Nevevî sh: 192; Tuhfet-ül Ahvezî 9/408; Müsned-ül Bezzar hadîs no: 773; Amel-ül Yevmi Vel-Leyle - Nesaî sh:548
Zabıt şekli: Müslim'in hadîsi Meâli: Abdullah bin Ömer'den rivayet: "Resululah (A.S.M.) bir sefere çıkmak üzere kendi bineğine binip doğrulduğu zaman, üç kere "Allahu Ekber" dedikten sonra: okuyordu."
181- Yıldızlar, melâike elinde lüküs lâmbaları gibi hareket ettikleri...
Risalede yeri: Mektubat sh: 18
Me'haz: Es-Sîret-ül Halebiye 1/344
Zabıt şekli:
Meâli: Selman-ı Farisî'den (R.A.) rivayeten şöyle gelmiştir ki: "Bütün yıldızlar, Nur'dan kandiller gibi olup, dünyanın semasına asılıdırlar. Nasıl ki mescidlere, aydınlatma için kandiller asıldığı gibi..."
Bazıları demişler: "Yıldızlar melâikelerin ellerinde asılıdırlar."
182- Melekler hem zemin yüzünü, hem de Cennet'i temaşa ederler.
Risalede yeri: Mektubat sh: 20
Me'hazler: Müşkil-ül Âsâr - Tahavî 2/43; Cem'-ül Fevaid 2/692; El-Feth-ül Kebir 1/191
Zabıt şekli: ... Ve daha meleklerle alâkadar ve onların göklerden yere nüzûlü ve yerden göklere çıkmaları hakkında gelen âyet ve hadîsler bu hakikatı, yani hem dünyayı hem de âlem-i âhireti, izn-i İlahî ile gördüklerini ve bu âlemlere kısa bir zamanda inip çıktıklarını gösterir.
183- Risalede yeri: Mektubat sh: 26 (Altıncı Mektub)
Me'haz: Şeyh Atâullah El-İskenderî'nin "Şerh-ül Hikem-il Atâiye" sh: 208
Hazret-i İmam-ı Ali'nin "Müntehabat Min Kelâm-i Emîr-il Mü'minîn" sh: 15'te, bu sözden daha yüksek mânada şöyle bir sözü vardır:
Yani: "(Allah'a hitaben) Ey Allah'ım! Seni taşıyan daha neyi bulacak ve seni bulan daha neyi tanıyacak?"
184- (Bu hadîs mütevatir hadîslerdendir. Bak: Nazm-ül Mütenasir sh: 34)
Risalede yeri: Mektubat sh: 26; Âsâr-ı Bediiye sh: 79
Me'hazler: Türkçe Terceme Sahih-i Müslim 1/194, hadîs no: 232 ve 251; Ez-Zühd - İbn-ül Mübarek 1/267; Cem'-ül Fevaid 1/24; Müsned-ül Firdevs 2/29; Mecma-uz Zevaid 3/278; Müsned-i Ahmed 1/318, 2/177, 4/73; İbn-i Mace hadîs no: 3986, 3987 ve 3988; Daremî 2/220; Müşkil-ül Âsâr - Tahavî 1/297299;
Cem'-ül Fevaid 2/545; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 6/5867 ve 6147, 10/10081, 11/11075, El-Kâmil FidDuafa' - İbn-i Ady 7/2566, 4/1415, 5/1823; Müsned-ül Bezzar hadîs no: 1119
Zabıt şekli: Cem'-ül Fevaid'deki hadîs:
Meâli: "İslâm dini garib olarak başladı, yine de ilk başladığık gibi garibliğe dönecektir. Öyle ise, ne mutlu gariblere..."
185- Peygamber'in (A.S.M.) manevî evlâdı ve hizmetkârı Zeyd (R.A.) izzetli zevcesini kendine küfüv bulmadığı için tatlik etmiş.. Allah'ın emriyle Resul-i Ekrem (A.S.M.) sonra onu nikâhlamış...
Risalede yeri: Mektubat sh: 28
Me'hazler: Bu mes'ele, Sûre-i Ahzab âyet: 37 tefsirinde, bütün müfessirler onun sahih hadîslerle, doğru rivayetlerle tahlil ve tefsir etmişlerdir. Hikâyenin aslı şöyledir:
Zeyd bin Harise (R.A.) müslüman olduktan sonra, Hz. Peygamber tarafından kölelikten âzad edilmiş, sonra Resulullah'a hizmetkârlık şerefine nâil olmuştur. Peygamber'in iltifatlarına, in'amlarına mazhar olmuş olan bu zâta, Resulullah (A.S.M.) bazen "Oğlum diye hitab ediyormuş, onu çok sevmiş ve i'timad etmiştir. Daha sonra kendi halası kızı "Zeyneb binti Cehaş-ül Esediye"yi onunla evlendirmişlerdir. Amma bu evlilik ancak bir sene kadar sürebilmiş, aralarında geçimsizlikler başlamış, durmuş. Hazret-i Zeyd (R.A.) bizzat Resulullah'a gelmiş, şikâyette bulunmuştur. Resul-i Ekrem (A.S.M.) ona âyette geçtiği ifade ile ... nasihatlarda bulunmuş. Yani: "Hanımını kendine bağlamaya çalış ve Allah'a karşı takvada bulun!" Fakat nedense, geçimsizlik halledilememiş, devam etmiştir. Nihayet Zeyd (R.A.) zevcesi Zeyneb'i boşamak durumunda kalmıştır.
Bir müddet sonra Allah (C.C.) kat'î emriyle ve direkt Allah tarafında Resulullah'a tezvic ettirilmiştir. Bu mes'elenin geniş izahı için Tefsir-i İbn-i Kesir 3/419-420 sahifelerine ve bilhassa İmam-ı Celâleddin-i Suyutî'nin Ed-Dürr-ül Mensur 5/201-420 sahifelerine bakılabilir.
Bu münasebetle, Resul-i Ekrem (A.S.M.)'ın istediği kadar kadınlarla evlenebilmesine izin ve imkân veren İlahî irade hakkında gelen hadîslerin me'hazleri için nümune olmak üzere, Cem'-ül Fevaid 2/254; Kenz-ül Ummal 12/432-452 kitaplara bakılabilir.
186- «Üstadım İmam-ı Rabbanî; aşk-ı mecazîyi makam-ı Nübüvvet'e pek münasib görmediği için demiş ki: Mehasin-i Yusufiye'ye (A.S.) mehasin-i uhreviye nev'inden olduğundan, ona muhabbet ise mecazî muhabbetler nev'inden değildir ki kusur olsun.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 31 (Sekizinci Mektub)
Me'hazler: Evvelâ Üstad Bediüzzaman'ın şu hükmün başında bahse mevzu ettiği ve "Hey âşık efendi!" diye hitab ettiği zâtın kim olduğuna, yani bu sözün kime ait olduğuna dair bir araştırma yaptık. Çünki risalede âşık birisinden bahsederek, "Hey âşık efendi! Ne hakkınd var" diye söyler.
Ses Yok