Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 251
(1-445)
296/89- «Hazret-i Ömer İbn-il Hattab ve Ebu Hüreyre ve Seleme İbn-il Ekva' ve Ebu Amret El-Ensarî gibi, müteaddit tariklerle diyorlar ki: Bir gazvede ordu aç kaldı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a müracaat ettiler. Ferman etti ki: "Heybelerinizde kalan bakıye-i erzakı toplayınız!" Herkez azar birer parça hurma getirdi. En çok getiren dört avuç getirebildi. Bir kilime koydular. Seleme der ki: "Mecmuunu ben tahmin etmiş, oturmuş bir keçi kadar ancak vardı." Sonra Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bereketle dua edip, ferman etti: "Herkes kabını getirsin!" Koştular, getirdiler. O ordu içinde hiçbir kap kalmadı, hepsini doldurdular. Hem fazla kaldı. Sahabelerden bir râvi demiş: "O bereketin gidişatından anladım; eğer ehl-i Arz gelseydi, onlara dahi kâfi gelecekti."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 114
Me'hazler: Sahih-i Buharî Bab-ı Cihad, hadîsin bir parçası; Sahih-i Müslim 1/56 hadîs no: 45 ve 1729; Müstedrek-ül Hâkim 2/618, İmam-ı Zehebî hadîsi sahih görmüş; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/293; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 6/120; Ez-Zühd - İbn-ül Mübarek 1/321; Tuhfet-ül Eşraf 9/236
Zabıt şekli: (Not: Hazret-i Üstad'ın işaret ettiği gibi, hadîs ve rivayet bir kaç tarikle ve ayrı ayrı lafızlarla gelmiştir.)
Sahih-i Müslim'in hadîsi: Ebu Hüreyre veya Ebu Said'den nakil: "Tebük Gazası'nda ordu açlığa giriftar oldu. Resulullah'a geldiler, dediler: "Eğer izin verirseniz, biz binek hayvanlarımızı keserek, hem yeriz, hem de yağını alıp istifade ederiz." Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm: "Olur, yapabilirsiniz." dedi. O esnada Hazret-i Ömer (R.A.) geldi, dedi: "Yâ Resulallah! Eğer siz buna izin verseniz, hayvanlarımız azalacaktır... Herkesin yanında nesi kalmışsa, azıklarının bakiyelerini toplayıp, siz ona bereketle dua etseniz, belki Cenab-ı Hak bereketini içine kor da, askerler açlıktan kurtulur."
Bunun üzerine Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm: "Peki öyle olsun!" dedi.
Ve bir kilim getirilmesini emretti. Kilim geldi, yere serildi. Sonra, "Herkes yanındaki azığından kalan kısmı ne varsa getirsin!." dedi.
Kimisi bir avuç kavrulmuş un, kimisi bir avuç hurma, kimisi de bir parça kuru ekmek getirip, kilimin üstüne yığdılar. Çok az birşeyler toplanabildi. Sonra Peygamber bereketle dua etti ve ferman etti: "Herkes kabını getirsin!" Herkes geldi, orduda hiçbir kap kalmadı hepsi doldu...
297/90- «Abdurrahman İbn-i Ebî Bekir-i Sıddîk der: Biz yüzotuz sahabe, bir seferde Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ile beraberdik. Dört avuç mikdarı olan bir sa' ekmek için, hamur yapıldı. Bir keçi dahi kesildi, pişirildi; yalnız ciğer ve böbrekleri kebap yapıldı. Kasem ederim, o kebaptan yüzotuz sahabeden herbirisine bir parça kesti, verdi. Sonra Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, pişmiş eti iki kâseye koydu. Biz umumumuz tok oluncaya kadar yedik; fazla kaldı. Ben fazlasını deveye yükledim.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 114
Me'hazler: Sahih-i Buharî 7/90; Feth-ül Bâri, Şerh-i Buharî 5/230; Sahih-i Müslim 3/1626-1627 hadîs no: 2057; El-Feth-ür Rabbanî Şerh-i Müsned 4/174, 22/55; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/95; Cem'-ül Fevaid 2/480; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/418
Zabıt şekli: Sahih-i Buharî'nin hadîsi: Aynen ve kelimesi kelimesine, Hz. Üstad'ın kaydettiği tarzda olduğu için, başka birşey yazmaya gerek duyulmadı.
298/91- «Yevm-ül Hendek'te, Hazret-i Câbir-ül Ensarî kasem ile ilân ediyor: O günde, dört avuç olan bir sa' arpa ekmeğinden, bir senelik bir keçi oğlağından bin adam yediler ve öylece kaldı. Hazret-i Câbir der ki: "O gün yemek, hanemde pişirildi; bütün bin adam o sa'dan, o oğlaktan yediler, gittiler. Daha tenceremiz dolu kaynıyor, daha hamurumuz ekmek yapılıyor. O hamura, o tencereye mübarek ağzının suyunu koyup, bereketle dua etmişti.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 115
Me'hazler: Sahih-i Buharî 5/138-139; Sünen-i Daremî Mukaddeme sh: 26; Müstedrek-ül Hâkim 3/31;
Müsned-i Ahmed 3/218; Cem'-ül Fevaid 2/478; Eş-Şifa - Aliyy-ül Karî 1/290; Sahih-i Müslim hadîs no:
3029; El-Hasais-ül Kübra 1/556; Kenz-ül Ummal 12/409 ve 424
Zabıt şekli: Buharî, hâdiseyi bir kaç şekilde Hazret-i Câbir'den nakletmektedir. Amma Buharî'nin
5/139'daki rivayeti, aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzdadır. Yalnız "Hendek günü biz üç gün hiçbir
şey yememiştik... Ben Resulullah'ın simasında açlık eseri gördüm, eve gittim hanıma haber verdim... Beşon kişilik bir yemek hazırlamasını söyledim." gibi kısımlar hariç...
Risalede yeri: Mektubat sh: 114
Me'hazler: Sahih-i Buharî Bab-ı Cihad, hadîsin bir parçası; Sahih-i Müslim 1/56 hadîs no: 45 ve 1729; Müstedrek-ül Hâkim 2/618, İmam-ı Zehebî hadîsi sahih görmüş; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/293; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 6/120; Ez-Zühd - İbn-ül Mübarek 1/321; Tuhfet-ül Eşraf 9/236
Zabıt şekli: (Not: Hazret-i Üstad'ın işaret ettiği gibi, hadîs ve rivayet bir kaç tarikle ve ayrı ayrı lafızlarla gelmiştir.)
Sahih-i Müslim'in hadîsi: Ebu Hüreyre veya Ebu Said'den nakil: "Tebük Gazası'nda ordu açlığa giriftar oldu. Resulullah'a geldiler, dediler: "Eğer izin verirseniz, biz binek hayvanlarımızı keserek, hem yeriz, hem de yağını alıp istifade ederiz." Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm: "Olur, yapabilirsiniz." dedi. O esnada Hazret-i Ömer (R.A.) geldi, dedi: "Yâ Resulallah! Eğer siz buna izin verseniz, hayvanlarımız azalacaktır... Herkesin yanında nesi kalmışsa, azıklarının bakiyelerini toplayıp, siz ona bereketle dua etseniz, belki Cenab-ı Hak bereketini içine kor da, askerler açlıktan kurtulur."
Bunun üzerine Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm: "Peki öyle olsun!" dedi.
Ve bir kilim getirilmesini emretti. Kilim geldi, yere serildi. Sonra, "Herkes yanındaki azığından kalan kısmı ne varsa getirsin!." dedi.
Kimisi bir avuç kavrulmuş un, kimisi bir avuç hurma, kimisi de bir parça kuru ekmek getirip, kilimin üstüne yığdılar. Çok az birşeyler toplanabildi. Sonra Peygamber bereketle dua etti ve ferman etti: "Herkes kabını getirsin!" Herkes geldi, orduda hiçbir kap kalmadı hepsi doldu...
297/90- «Abdurrahman İbn-i Ebî Bekir-i Sıddîk der: Biz yüzotuz sahabe, bir seferde Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ile beraberdik. Dört avuç mikdarı olan bir sa' ekmek için, hamur yapıldı. Bir keçi dahi kesildi, pişirildi; yalnız ciğer ve böbrekleri kebap yapıldı. Kasem ederim, o kebaptan yüzotuz sahabeden herbirisine bir parça kesti, verdi. Sonra Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, pişmiş eti iki kâseye koydu. Biz umumumuz tok oluncaya kadar yedik; fazla kaldı. Ben fazlasını deveye yükledim.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 114
Me'hazler: Sahih-i Buharî 7/90; Feth-ül Bâri, Şerh-i Buharî 5/230; Sahih-i Müslim 3/1626-1627 hadîs no: 2057; El-Feth-ür Rabbanî Şerh-i Müsned 4/174, 22/55; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/95; Cem'-ül Fevaid 2/480; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/418
Zabıt şekli: Sahih-i Buharî'nin hadîsi: Aynen ve kelimesi kelimesine, Hz. Üstad'ın kaydettiği tarzda olduğu için, başka birşey yazmaya gerek duyulmadı.
298/91- «Yevm-ül Hendek'te, Hazret-i Câbir-ül Ensarî kasem ile ilân ediyor: O günde, dört avuç olan bir sa' arpa ekmeğinden, bir senelik bir keçi oğlağından bin adam yediler ve öylece kaldı. Hazret-i Câbir der ki: "O gün yemek, hanemde pişirildi; bütün bin adam o sa'dan, o oğlaktan yediler, gittiler. Daha tenceremiz dolu kaynıyor, daha hamurumuz ekmek yapılıyor. O hamura, o tencereye mübarek ağzının suyunu koyup, bereketle dua etmişti.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 115
Me'hazler: Sahih-i Buharî 5/138-139; Sünen-i Daremî Mukaddeme sh: 26; Müstedrek-ül Hâkim 3/31;
Müsned-i Ahmed 3/218; Cem'-ül Fevaid 2/478; Eş-Şifa - Aliyy-ül Karî 1/290; Sahih-i Müslim hadîs no:
3029; El-Hasais-ül Kübra 1/556; Kenz-ül Ummal 12/409 ve 424
Zabıt şekli: Buharî, hâdiseyi bir kaç şekilde Hazret-i Câbir'den nakletmektedir. Amma Buharî'nin
5/139'daki rivayeti, aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzdadır. Yalnız "Hendek günü biz üç gün hiçbir
şey yememiştik... Ben Resulullah'ın simasında açlık eseri gördüm, eve gittim hanıma haber verdim... Beşon kişilik bir yemek hazırlamasını söyledim." gibi kısımlar hariç...
Ses Yok