Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 253
(1-445)
303/96- «Nakl-i sahih-i kat'î ile Hazret-i İmam-ı Ali der: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Benî
Abdülmuttalibi cem'etti. Onlar kırk adam idiler. Onlardan bazıları bir deve yavrusunu yerdi ve dört kıyye
süt içerdi. Halbuki umum onlara, bir avuç kadar bir yemek yaptı; umum yeyip tok oldular. Yemek eskisi
gibi kaldı. Sonra üç-dört adama ancak kâfi gelir ağaçtan bir kap içinde süt getirdi. Umumen içtilar,
doydular. İçilmemiş gibi baki kaldı.»
Risalede: Mektubat sh: 116
Me'hazler: Eş-Şifa 1/293; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/607; keza El-Hafacî 3/36; Mecma-uz Zevaid
8/302-303; Fezail-üs Sahabe - İbn-i Kesir hadîs no: 1220; Müsned-i Ahmed 1/159; El-Hasais-ül Kübra
1/306 ve 309 bir kaç tarikle; Cem'-ül Fevaid 2/481, İmam-ı Heysemî: "Hadîsin senedinde bulunan râviler
mutemed kişilerdir" demiş.
Zabıt şekli: El-Hasais-ül Kübra'da İmam-ı Suyutî, rivayetin dört tarikını kaydetmiş, her dört rivayet de
İmam-ı Ali'dendir. Âyeti nâzil olduğunda, Resul-i Ekrem (A.S.M.) en yakın akrabalarını topladı.
Bunların içinde Ebu Leheb, Hamza gibi amucaları da vardı. Rivayetin diğer kısmı, aynen Üstad'ın
kaydettiği gibidir. Ancak Ebu Leheb: "Yine bize sihir etti" deyip kalkmış, gitmiş" olan kısmı hariç. Bu
dört rivayet, Ebu İshak, Beyhakî, İbn-i Sa'd ve Ebu Nuaym gibi Erbab-ı Siyer ve ehl-i hadîsin tahric
ettikleri rivayetlerdir. Şerh-üş Şifa eserinde Aliyy-ül Karî de, rivayetler için Beyhakî ve İmam-ı Ahmed'in
güzel bir sened ile tahric ettiği... diye kaydetmiştir.
304/97- «Nakl-i sahih ile, Hazret-i Ali ve Fatımet-üz Zehra velîmesinde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm, Bilâl-i Habeşî'ye emretti: "Dört-beş avuç un ekmek yapılsın ve bir deve yavrusu kesilsin."
Hazret-i Bilâl der: Ben taamı getirdim, mübarek elini üstüne vurdu; sonra taife taife sahabeler geldiler,
yediler, gittiler. O yemekten baki kalan miktara yine bereketle dua etti, bütün Ezvac-ı Tahirat'a herbirine birer kâse gönderildi. Emretti ki: "Hem yesinler, hem yanlarına gelenlere yedirdiler."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 116
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/297; Şerh-üş Şifa - Aliyy-üy Karî 1/613; El-Musannef - San'anî 5/48;
Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 3/160
Zabıt şekli: Şifa-i Şerif Müellifi Kadı İyaz ve Şerh-üş Şifa sahibi Aliyy-ül Karî, hadîsin senedini, Ebu
Bekir bin Muhammed bin El-Hüseyn bin Abdullah El-Bağdadî El-Acürrî'nin "Kitab-üş Şerîa" eserinden
nakletmişler. Hiç kimse de itiraz edememiş. Öyle ise, sıhhatinde şübhe yoktur. Şifa-i Şerif ile Hazret-i
Üstad'ın kaydettiği şekil aynen birbiri gibidirler.
305/98- «Hazret-i İmam-ı Cafer-i Sâdık, pederleri İmam-ı Muhammed-ül Bâkır'dan, o da pederi
İmam-ı Zeynel'âbidîn'den, o dahi İmam-ı Ali'den naklederler ki: Fatımet-üz Zehra, yalnız ikisine kâfi
gelecek bir yemek pişirdi. Sonra Ali'yi gönderdi; tâ Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm gelsin, beraber
yesinler. Teşrif etti ve emretti ki: O yemekten her bir ezvacına birer kâse gönderildi. Sonra kendine, hem
Ali'ye, hem Fâtıma ve evlâdlarına birer kâse ayrıldıktan sonra, Hazret-i Fâtıma der: "Tenceremizi
kaldırdık, daha dolu olup taşıyordu. Meşiet-i İlahiye ile, hayli zaman o yemekten yedik."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 116
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/294; El-Hasais-ül Kübra 2/235; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/608
Zabıt şekli: Şerh-üş Şifa'da, Aliyy-ül Karî bu rivayeti İbn-i Sa'd ve Sîret-ül Halebiye'den naklederler.
Yalnız rivayetin munkati' olduğunu ve fakat Es-Sîret-ül Halebiye sahibinin ise, "Rivayetin bu durumuyla
bir çeşit mürsel hadîs sayılır" dediğini de kaydetmiş ve "Ne İmam-ı Muhammed Bâkır ve ne de İmam-ı
Zeynel'âbidîn Hazret-i Ali'ye ulaşmamışlar" demiş. Rivayetin sair kısımları aynen Üstad'ın kaydettiği
tarzdadır.
306/99- «Müteaddit tariklerle Hazret-i Ömer İbn-il Hattab'dan naklediyorlar ki: Resul-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm, Hazret-i Ömer'e emretti: "Ahmesî Kabilesinden gelen dört yüz atlıya yolculuk
için zâd ü zahîre ver!" Hazret-i Ömer dedi: "Ya Resulallah! Mevcud zahîre, birkaç sa'dır. Kümesi,
oturmuş bir deve yavrusu kadardır." Ferman etti: "Git ver!" O da gitti, yarım yük hurmadan, dörtyüz
süvariye kifayet derecesinde zâd ü zahîre verdi. Ve dedi: Hiç noksan olmamış gibi eski halinde kaldı.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 117
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/294; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/609; El-Feth-ür Rabbanî Şerh-ül
Müsned 22/58; Mecma-uz Zevaid 8/304; Müsned-ül Humeydî hadîs no: 893; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî
5/365; Tabakat-ı İbn-i Sa'd 1/291; Şerh-i Mevahib-ül Ledünniye - Kastalani 4/37; Müsned-i Almed 5/445
Zabıt şekli: İmam-ı Beyhakî rivayetin dört tarikını zikretmiştir. Rivayetlerde "Müzeyne" veya
"Ahmesî" kabilesi şeklinde geçmektedir. Ve aynen Hazret-i Üstad'ın yazdığı gibidir.
Abdülmuttalibi cem'etti. Onlar kırk adam idiler. Onlardan bazıları bir deve yavrusunu yerdi ve dört kıyye
süt içerdi. Halbuki umum onlara, bir avuç kadar bir yemek yaptı; umum yeyip tok oldular. Yemek eskisi
gibi kaldı. Sonra üç-dört adama ancak kâfi gelir ağaçtan bir kap içinde süt getirdi. Umumen içtilar,
doydular. İçilmemiş gibi baki kaldı.»
Risalede: Mektubat sh: 116
Me'hazler: Eş-Şifa 1/293; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/607; keza El-Hafacî 3/36; Mecma-uz Zevaid
8/302-303; Fezail-üs Sahabe - İbn-i Kesir hadîs no: 1220; Müsned-i Ahmed 1/159; El-Hasais-ül Kübra
1/306 ve 309 bir kaç tarikle; Cem'-ül Fevaid 2/481, İmam-ı Heysemî: "Hadîsin senedinde bulunan râviler
mutemed kişilerdir" demiş.
Zabıt şekli: El-Hasais-ül Kübra'da İmam-ı Suyutî, rivayetin dört tarikını kaydetmiş, her dört rivayet de
İmam-ı Ali'dendir. Âyeti nâzil olduğunda, Resul-i Ekrem (A.S.M.) en yakın akrabalarını topladı.
Bunların içinde Ebu Leheb, Hamza gibi amucaları da vardı. Rivayetin diğer kısmı, aynen Üstad'ın
kaydettiği gibidir. Ancak Ebu Leheb: "Yine bize sihir etti" deyip kalkmış, gitmiş" olan kısmı hariç. Bu
dört rivayet, Ebu İshak, Beyhakî, İbn-i Sa'd ve Ebu Nuaym gibi Erbab-ı Siyer ve ehl-i hadîsin tahric
ettikleri rivayetlerdir. Şerh-üş Şifa eserinde Aliyy-ül Karî de, rivayetler için Beyhakî ve İmam-ı Ahmed'in
güzel bir sened ile tahric ettiği... diye kaydetmiştir.
304/97- «Nakl-i sahih ile, Hazret-i Ali ve Fatımet-üz Zehra velîmesinde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm, Bilâl-i Habeşî'ye emretti: "Dört-beş avuç un ekmek yapılsın ve bir deve yavrusu kesilsin."
Hazret-i Bilâl der: Ben taamı getirdim, mübarek elini üstüne vurdu; sonra taife taife sahabeler geldiler,
yediler, gittiler. O yemekten baki kalan miktara yine bereketle dua etti, bütün Ezvac-ı Tahirat'a herbirine birer kâse gönderildi. Emretti ki: "Hem yesinler, hem yanlarına gelenlere yedirdiler."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 116
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/297; Şerh-üş Şifa - Aliyy-üy Karî 1/613; El-Musannef - San'anî 5/48;
Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 3/160
Zabıt şekli: Şifa-i Şerif Müellifi Kadı İyaz ve Şerh-üş Şifa sahibi Aliyy-ül Karî, hadîsin senedini, Ebu
Bekir bin Muhammed bin El-Hüseyn bin Abdullah El-Bağdadî El-Acürrî'nin "Kitab-üş Şerîa" eserinden
nakletmişler. Hiç kimse de itiraz edememiş. Öyle ise, sıhhatinde şübhe yoktur. Şifa-i Şerif ile Hazret-i
Üstad'ın kaydettiği şekil aynen birbiri gibidirler.
305/98- «Hazret-i İmam-ı Cafer-i Sâdık, pederleri İmam-ı Muhammed-ül Bâkır'dan, o da pederi
İmam-ı Zeynel'âbidîn'den, o dahi İmam-ı Ali'den naklederler ki: Fatımet-üz Zehra, yalnız ikisine kâfi
gelecek bir yemek pişirdi. Sonra Ali'yi gönderdi; tâ Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm gelsin, beraber
yesinler. Teşrif etti ve emretti ki: O yemekten her bir ezvacına birer kâse gönderildi. Sonra kendine, hem
Ali'ye, hem Fâtıma ve evlâdlarına birer kâse ayrıldıktan sonra, Hazret-i Fâtıma der: "Tenceremizi
kaldırdık, daha dolu olup taşıyordu. Meşiet-i İlahiye ile, hayli zaman o yemekten yedik."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 116
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/294; El-Hasais-ül Kübra 2/235; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/608
Zabıt şekli: Şerh-üş Şifa'da, Aliyy-ül Karî bu rivayeti İbn-i Sa'd ve Sîret-ül Halebiye'den naklederler.
Yalnız rivayetin munkati' olduğunu ve fakat Es-Sîret-ül Halebiye sahibinin ise, "Rivayetin bu durumuyla
bir çeşit mürsel hadîs sayılır" dediğini de kaydetmiş ve "Ne İmam-ı Muhammed Bâkır ve ne de İmam-ı
Zeynel'âbidîn Hazret-i Ali'ye ulaşmamışlar" demiş. Rivayetin sair kısımları aynen Üstad'ın kaydettiği
tarzdadır.
306/99- «Müteaddit tariklerle Hazret-i Ömer İbn-il Hattab'dan naklediyorlar ki: Resul-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm, Hazret-i Ömer'e emretti: "Ahmesî Kabilesinden gelen dört yüz atlıya yolculuk
için zâd ü zahîre ver!" Hazret-i Ömer dedi: "Ya Resulallah! Mevcud zahîre, birkaç sa'dır. Kümesi,
oturmuş bir deve yavrusu kadardır." Ferman etti: "Git ver!" O da gitti, yarım yük hurmadan, dörtyüz
süvariye kifayet derecesinde zâd ü zahîre verdi. Ve dedi: Hiç noksan olmamış gibi eski halinde kaldı.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 117
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/294; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/609; El-Feth-ür Rabbanî Şerh-ül
Müsned 22/58; Mecma-uz Zevaid 8/304; Müsned-ül Humeydî hadîs no: 893; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî
5/365; Tabakat-ı İbn-i Sa'd 1/291; Şerh-i Mevahib-ül Ledünniye - Kastalani 4/37; Müsned-i Almed 5/445
Zabıt şekli: İmam-ı Beyhakî rivayetin dört tarikını zikretmiştir. Rivayetlerde "Müzeyne" veya
"Ahmesî" kabilesi şeklinde geçmektedir. Ve aynen Hazret-i Üstad'ın yazdığı gibidir.
Ses Yok