Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 255
(1-445)
SEKİZİNCİ NÜKTE - SU İLE ALÂKALI MU'CİZELER
310/103- «Başta Buharî, Müslim, kütüb-ü sahiha Hazret-i Enes'ten nakl-i sahih ile haber veriyorlar ki:Hazret-i Enes diyor: Zevra nam mahalde, üçyüz kişi kadar, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ile
beraberdik. İkindi namazı için abdest almayı emretti. Su bulunmadı. Yalnız bir parça su emretti, getirdik.
Mübarek ellerini içine batırdı. Gördüm ki, parmaklarından çeşme gibi su akıyor. Sonra bütün maiyetindeki üçyüz adam geldiler, umumu abdest alıp içtler.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 121 (Sekizinci Nükte)
Me'hazler: Sahih-i Buharî 4/233; Sahih-i Müslim hadîs no: 2279; Sahih-i İbn-i Hibban 8/171; Tirmizî
- Tahkik-i Ahmed Şâkir hadîs no: 3635; Nesaî 1/60; Muvatta' İmam-ı Mâlik 1/32; Cem'-ül Fevaid 2/476;
El-Hasais-ül Kübra 2/214; Şerh-üs Sünne - Begavî 2/24; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/405-413
Zabıt şekli: Buharî'nin hadîsi Arabça metniyle:
Meâli: Hazret-i Enes'den rivayet eden Hazret-i Katâde (R.A.) demiş ki: Peygamber'e (A.S.M.) Zevra'da
iken, bir kab su getirildi. Mübarek ellerini o su kabının içine koydu. Su, mübarek parmakları arasından
kaynamaya başladı... Bütün o insanlar abdest aldılar. Katâde der: Ben Enes'e sordum: "Siz kaç
kişiydiniz?" Hazret-i Enes demiş ki: "Biz üçyüz kişi, yahud da ona yakın idik."
311/104- «Başta Buharî, Müslim, kütüb-ü sahiha haber veriyorlar ki: Hazret-i Câbir İbn-i Abdullah-il Ensarî beyan ediyor: Biz bin beşyüz kişi, Gavze-i Hudeybiye'de susadık. Resul-i Ekrem Aleyhisselâtü
Vesselâm kırba denilen deriden bir kap sudan abdest aldı, sonra elini içine çoktu. Gördüm ki,
parmaklarından çeşme gibi su akıyor. Bin beşyüz kişi içip, kaplarını o kırbadan doldurdular. Sâlim İbn-i
Ebi-l Ca'd, Câbir'den sormuş: "Kaç kişi idiniz?" Câbir demiş ki: "Yüzbin kişi de olsaydı, yine kâfi gelirdi.
Fakat biz, onbeş yüz (yani bin beşyüz) idik."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 121
Me'hazler: Sahih-i Buharî 4/234, 5/156; Sahih-i İbn-i Hibban 8/110 ve 169, 9/168; Şerh-üs Sünne
Begavî 3/291; Cem'-ül Fevaid 2/476; Sahih-i Müslim hadîs no: 1856; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 4/110
ve 115; Kenz-ül Ummal 12/367; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/405-513
Zabıt şekli: Buharî'nin hadîsi, aynen ve tıpatıp Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzda olduğu için, başka
birşey yazılmadı.
312/105- «Gavze-i Buvat'da -yine Buharî, Müslim başta- kütüb-ü saliha beyan ediyorlar ki: Hazret-i
Câbir dedi ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti: "Abdest almak için nida et" dediler.
"Su yok" denildi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dedi: "Bir parça su bulunuz." Gayet az su
getirdik. Sonra o az su üstüne elini kapadı, birşeyler okudu; bilmedim ne idi. Sonra ferman etti: Yani,
kafilenin büyük teştini (tekne) getir bana. Getirildi; ben de Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın
önüne koydum. O da elini içine koydu, parmaklarını açtı. Ben de o az suyu, mübarek eli üzerine
döküyordum. Gördüm ki, mübarek parmaklarından kesretle su aktı; sonra teşt doldu. Suya muhtaç olanları çağırdım; bütün geldiler, o sudan abdest alıp içtiler. Ben dedim: "Daha kimse kalmadı." Elini kaldırdı, ocefne (yani tekne) lebâleb dolu kaldı.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 121
Me'hazler: Sahih-i Buharî 7/148; Sahih-i Müslim 4/2307 ve 2309 hadîs no: 3014; Cem'-ül Fevaid
2/486; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 2/214; Sahih-i İbn-i Hibban 8/159; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym
2/405-413; ve daha bir çok kaynaklar için bak: Miftah-u Künûz-is Sünne sh: 455
Zabıt şekli: Sahih-i Müslim'in hadîsi, tıpatıp aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzdadır. Yalnız
"Gavze-i Buvat" ifadesi Müslim'in hadîsinde yoktur. Fakat onun şerhlerinde olması lâzımdır. Ayrıca
hadîste Resul-i Ekrem (A.S.M.) Hazret-i Câbir'e: "Suyu elime dök ve Bismillâh de!" ifadeleri de
mevcuddur.
313/106- «Başta İmam-ı Mâlik, Muvatta' kitab-ı mu'teberinde, Muaz İbn-i Cebel gibi meşahir-i
sahabeden haber veriyor ki: Hazret-i Muaz İbn-i Cebel dedi ki: Gazve-i Tebük'te bir çeşmeye rastgeldik,
sicim kalınlığında güç ile akıyordu. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm emretti ki: "Bir parça o suyu
toplayınız." Avuçlarında bir parça topladılar. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, onunla elini yüzünü
yıkadı; suyu çeşmeye koyduk. Birden çeşmenin menfezi açılıp, kesretle aktı; bütün orduya kâfi geldi.
Hattâ bir râvi olan İmam İbn-i İshak der ki: Gök gürültüsü gibi, toprak altında o çeşmenin suyu gürültü
yaparak öyle aktı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Hazret-i Muaz'a ferman etti ki: Yani: Bu
eser-i mu'cize olan mübarek su devam edip, buraları bağa çevirecek; ömrün varsa göreceksin. Ve öyle
olmuştur.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 122
Me'hazler: Muvatta' - İmam-ı Mâlik Sefer/2; Sahih-i Müslim 4/1784 ve 1785, 7/60 hadîs no: 10;
Müsned-i Ahmed 5/228 ve 237; Sahih-i Buharî 4/235; Cem'-ül Fevaid 2/477 Muvatta' Kitabından
naklettiği uzun hadîs; Sahih-i İbn-i Hibban 8/167; Tirmizî - Tahkik-i Ahmed Şâkir hadîs no: 3637; Nesaî
1/60; El-Feth-ül Kebir 3/439 (Sahih-i Müslim ve Müsned-i Ahmed'den nakil); Kenz-ül Ummal 12/378;
Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 2/64, 5/238; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/405, 413 ve 522; Müsned-i
Ahmed 5/238
Zabıt şekli: Sahih-i Müslim'in hadîsi, ilk bölümü itibariyle, yani Tebük'e henüz gelmeden önceki şekli
hâriç olarak, geri kalanı aynen Üstad'ın kaydettiği tarzdadır.
310/103- «Başta Buharî, Müslim, kütüb-ü sahiha Hazret-i Enes'ten nakl-i sahih ile haber veriyorlar ki:Hazret-i Enes diyor: Zevra nam mahalde, üçyüz kişi kadar, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ile
beraberdik. İkindi namazı için abdest almayı emretti. Su bulunmadı. Yalnız bir parça su emretti, getirdik.
Mübarek ellerini içine batırdı. Gördüm ki, parmaklarından çeşme gibi su akıyor. Sonra bütün maiyetindeki üçyüz adam geldiler, umumu abdest alıp içtler.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 121 (Sekizinci Nükte)
Me'hazler: Sahih-i Buharî 4/233; Sahih-i Müslim hadîs no: 2279; Sahih-i İbn-i Hibban 8/171; Tirmizî
- Tahkik-i Ahmed Şâkir hadîs no: 3635; Nesaî 1/60; Muvatta' İmam-ı Mâlik 1/32; Cem'-ül Fevaid 2/476;
El-Hasais-ül Kübra 2/214; Şerh-üs Sünne - Begavî 2/24; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/405-413
Zabıt şekli: Buharî'nin hadîsi Arabça metniyle:
Meâli: Hazret-i Enes'den rivayet eden Hazret-i Katâde (R.A.) demiş ki: Peygamber'e (A.S.M.) Zevra'da
iken, bir kab su getirildi. Mübarek ellerini o su kabının içine koydu. Su, mübarek parmakları arasından
kaynamaya başladı... Bütün o insanlar abdest aldılar. Katâde der: Ben Enes'e sordum: "Siz kaç
kişiydiniz?" Hazret-i Enes demiş ki: "Biz üçyüz kişi, yahud da ona yakın idik."
311/104- «Başta Buharî, Müslim, kütüb-ü sahiha haber veriyorlar ki: Hazret-i Câbir İbn-i Abdullah-il Ensarî beyan ediyor: Biz bin beşyüz kişi, Gavze-i Hudeybiye'de susadık. Resul-i Ekrem Aleyhisselâtü
Vesselâm kırba denilen deriden bir kap sudan abdest aldı, sonra elini içine çoktu. Gördüm ki,
parmaklarından çeşme gibi su akıyor. Bin beşyüz kişi içip, kaplarını o kırbadan doldurdular. Sâlim İbn-i
Ebi-l Ca'd, Câbir'den sormuş: "Kaç kişi idiniz?" Câbir demiş ki: "Yüzbin kişi de olsaydı, yine kâfi gelirdi.
Fakat biz, onbeş yüz (yani bin beşyüz) idik."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 121
Me'hazler: Sahih-i Buharî 4/234, 5/156; Sahih-i İbn-i Hibban 8/110 ve 169, 9/168; Şerh-üs Sünne
Begavî 3/291; Cem'-ül Fevaid 2/476; Sahih-i Müslim hadîs no: 1856; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 4/110
ve 115; Kenz-ül Ummal 12/367; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/405-513
Zabıt şekli: Buharî'nin hadîsi, aynen ve tıpatıp Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzda olduğu için, başka
birşey yazılmadı.
312/105- «Gavze-i Buvat'da -yine Buharî, Müslim başta- kütüb-ü saliha beyan ediyorlar ki: Hazret-i
Câbir dedi ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti: "Abdest almak için nida et" dediler.
"Su yok" denildi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dedi: "Bir parça su bulunuz." Gayet az su
getirdik. Sonra o az su üstüne elini kapadı, birşeyler okudu; bilmedim ne idi. Sonra ferman etti: Yani,
kafilenin büyük teştini (tekne) getir bana. Getirildi; ben de Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın
önüne koydum. O da elini içine koydu, parmaklarını açtı. Ben de o az suyu, mübarek eli üzerine
döküyordum. Gördüm ki, mübarek parmaklarından kesretle su aktı; sonra teşt doldu. Suya muhtaç olanları çağırdım; bütün geldiler, o sudan abdest alıp içtiler. Ben dedim: "Daha kimse kalmadı." Elini kaldırdı, ocefne (yani tekne) lebâleb dolu kaldı.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 121
Me'hazler: Sahih-i Buharî 7/148; Sahih-i Müslim 4/2307 ve 2309 hadîs no: 3014; Cem'-ül Fevaid
2/486; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 2/214; Sahih-i İbn-i Hibban 8/159; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym
2/405-413; ve daha bir çok kaynaklar için bak: Miftah-u Künûz-is Sünne sh: 455
Zabıt şekli: Sahih-i Müslim'in hadîsi, tıpatıp aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzdadır. Yalnız
"Gavze-i Buvat" ifadesi Müslim'in hadîsinde yoktur. Fakat onun şerhlerinde olması lâzımdır. Ayrıca
hadîste Resul-i Ekrem (A.S.M.) Hazret-i Câbir'e: "Suyu elime dök ve Bismillâh de!" ifadeleri de
mevcuddur.
313/106- «Başta İmam-ı Mâlik, Muvatta' kitab-ı mu'teberinde, Muaz İbn-i Cebel gibi meşahir-i
sahabeden haber veriyor ki: Hazret-i Muaz İbn-i Cebel dedi ki: Gazve-i Tebük'te bir çeşmeye rastgeldik,
sicim kalınlığında güç ile akıyordu. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm emretti ki: "Bir parça o suyu
toplayınız." Avuçlarında bir parça topladılar. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, onunla elini yüzünü
yıkadı; suyu çeşmeye koyduk. Birden çeşmenin menfezi açılıp, kesretle aktı; bütün orduya kâfi geldi.
Hattâ bir râvi olan İmam İbn-i İshak der ki: Gök gürültüsü gibi, toprak altında o çeşmenin suyu gürültü
yaparak öyle aktı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Hazret-i Muaz'a ferman etti ki: Yani: Bu
eser-i mu'cize olan mübarek su devam edip, buraları bağa çevirecek; ömrün varsa göreceksin. Ve öyle
olmuştur.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 122
Me'hazler: Muvatta' - İmam-ı Mâlik Sefer/2; Sahih-i Müslim 4/1784 ve 1785, 7/60 hadîs no: 10;
Müsned-i Ahmed 5/228 ve 237; Sahih-i Buharî 4/235; Cem'-ül Fevaid 2/477 Muvatta' Kitabından
naklettiği uzun hadîs; Sahih-i İbn-i Hibban 8/167; Tirmizî - Tahkik-i Ahmed Şâkir hadîs no: 3637; Nesaî
1/60; El-Feth-ül Kebir 3/439 (Sahih-i Müslim ve Müsned-i Ahmed'den nakil); Kenz-ül Ummal 12/378;
Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 2/64, 5/238; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/405, 413 ve 522; Müsned-i
Ahmed 5/238
Zabıt şekli: Sahih-i Müslim'in hadîsi, ilk bölümü itibariyle, yani Tebük'e henüz gelmeden önceki şekli
hâriç olarak, geri kalanı aynen Üstad'ın kaydettiği tarzdadır.
Ses Yok