Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 257
(1-445)
DOKUZUNCU NÜKTE - AĞAÇLARLA ALÂKADAR MU'CİZELER
(Bu hâdise, nev'i mütevatirdir. Bak: Nazm-ül Mütenasir Fil-Hadîs-il Mütevatir sh: 137) 321/114- «Başta İmam-ı Mace ve Daremî ve İmam-ı Beyhakî nakl-i sahihle Hazret-i Enes İbn-iMâlik'ten ve Hazret-i Ali'den ve Bezzaz ve İmam-ı Beyhakî Hazret-i Ömer'den haber veriyorlar ki: Üç sahabe demişler: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, küffarın tekzibinden müteessir olarak mahzun idi. Dedi: ş Enes'in rivayetinde, Hazret-i Cebrail hâzır idi. Vadi kenarında bir ağaç vardı. Hazret-i Cebrail'in i'lamiyle, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm o ağacı çağırdı; tâ yanına geldi. Sonra git dedi.Tekrar gitti, yerine yerleşti.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 125
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/302 (Aynı bu rivayet, Hazret-i Ali'den de menkul olduğunu kaydetmiş. Amma onun rivayetinde "Cebrail hâzırdı" lafzı yok); Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/13
(Hazret-i Ömer'den) ve yine 6/14 (Hazret-i Hasan'dan); Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/620; İbn-i Mace
2/1336 hadîs no: 4028; Sünen-i Daremî Mukaddeme bab: 3 sh: 20; Müsned-i Ahmed 1/223, 3/113, 4/117;
Mecma-uz Zevaid 9/10; Kenz-ül Ummal 12/354; Hüccetullah Ale-l Âlemîn - Nebhanî sh: 441; Delâil-ün
Nübüvve - Ebu Nuaym 2/389-390; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 1-302
Zabıt şekli: İbn-i Mace'nin hadîsi:
Meâli: Enes bin Mâlik (R.A.) demiş ki: "Bir gün Cebrail Aleyhisselâm, Resulullah'a geldi. O sırada
Peygamber (A.S.M.) bazı ehl-i Mekke'nin O'nu tekzib ve tahkirlerinden ötürü oturmuş, başı-yüzü kanlı,
hüzün içinde ağlıyordu. Cebrail Aleyhisselâm Resul-i Ekrem'e (A.S.M.) dedi: "Neden böyle mahzunsun?"
Peygamber (A.S.M.) dedi ki: "Şunlar, şunlar bana karşı böyle böyle yaptılar." Cebrail dedi: "İster misin ki
sana bir âyet göstereyim?" Resulullah, "Evet göster" dedi. Cebrail (A.S.) vadinin gerisindeki bir ağaca
baktı ve dedi: "Şimdi şu ağacı çağır!" Resulullah (A.S.M.) onu çağırdı, ağaç yürüyerek geldi. Tâ O'nun iki
eli arasında durdu. Cebrail dedi: "Şimdi ona, yerine dönmesini söyle!" Peygamber (A.S.M.) öyle söyledi.
Ağaç yine gitti, eski yerine dikildi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (A.S.M.) dedi: "Bu bana kâfidir."
322/115- «Allâme-i Mağrib Kadı İyaz Şifa-i Şerif'te ulvî bir senedle, doğru ve sağlam bir an'ane ile,
Hazret-i Abdullah İbn-i Ömer'den haber veriyor ki: Bir seferde Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın
yanına bir bedevi geldi. Ferman etti: Nereye gidiyorsun?" Bedevi dedi: "Ehlime." Ferman etti:
"Ondan daha iyi bir hayr istemiyor musun?" Bedevi dedi: "Nedir?" Ferman etti:
Bedevi dedi: "Bu şehadete şâhid nedir?" Ferman etti: "Vadi kenarındaki ağaç şâhid olacak." İbn-i
Ömer der ki: O ağaç yerinden sallanarak çıktı, yeri şak etti, geldi; tâ Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm o ağacı istişhad etti. Ağaç da, sıdkına şehadet etti. Emretti yine yerine gidip yerleşti.»
Risalede yeri: Mektubat sh. 125
Me'hazler: Sahih-i İbn-i Hibban 8/150; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/298; Cem'-ül Fevaid 2/472; Tirmizî
kitab: 46, bab: 6; Mevarid-üz Zam'an sh: 519, iki rivayet tarikıyle.. birisi, İbn-i Abbas'dan; Delâil-ün
Nübüvve - Beyhakî 6/14, 15; Müstedrek-ül Hâkim 2/620; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 6/125; Şerh
üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/615; Mecma-uz Zevaid 8/292; El-Metalib-ül Âliye 4/16 hadîs no: 3836; Mişkât
ül Masabih hadîs no: 5925; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 12/13582; Mecma-uz Zevaid 9/10; El-Hasais-ül
Kübra - Suyutî 2/200; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/390
Zabıt şekli: Sahih-i İbn-i Hibban'ın hadîsi:
Meâli: Abdullah bin Ömer dedi ki: "Biz Peygamber'le beraber bir yolculukta olduğumuz bir zamanda,
karşıdan bir Arabî geliyordu. Arabî tam yanımıza gelince, Resulullah ona sordu: "Nereye gidiyorsun?"
Arabî: "Nedir o?" dedi. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm: "Allah'tan başka bir İlâhın olmadığına ve
O'nun şeriki olmadığına ve tek bir İlâh olduğuna ve Muhammed de O'nun abdi ve Resulü olduğuna
şehadet getirmendir."
Arabî dedi: "Senin bu dediklerine bir şâhid var mı?" Resul-i Ekrem (A.S.M.) dedi: "Şu karşıdaki
ağaç.." Ve o ağacı çağırdı, ağaç vadinin karşı kenarındaydı. Birden ağaç bu tarafa yönelerek, yeri yarıp
geldi, tâ Peygamber'in (A.S.M.) yanında durdu. Resul-i Ekrem (A.S.M.) o ağacı üç defa istişhad etti. Yani,
Peygamberliğine şehadet getirmesini istedi. Ağaç da Peygamber'in söylediği Resulullah'a dedi ki: "Ben
gidip milletime senin Peygamberliğini söylediği şekilde aynen şehadet etti. Sonra yine kendi yerine
döndü... Arabî Resulullah'a dedi ki: "Ben gidip miletime senin Peygamberliğini söyleyeceğim. Eğer onlar
da beni dinlerlerse, beraber sana geleceğiz. Eğer dinlemezlerse, ben tek başıma sana döneceğim ve hep seninle beraber olacağım."
323/116- Hazret-i Büreyde İbn-i Hasib bin Abdullah-il Eslemî tarikinde, «nakl-i sahih ile Büreyde
dedi ki: Biz, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın yanında iken, bir seferde bir a'rabî geldi. Bir âyet,
yani bir mu'cize istedi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti:
Bir ağaca işaret etti; ağaç sağa ve sola meylederek köklerini yerden çıkarıp, huzur-u Nebevî'ye geldi.
"Esselâmü aleyke yâ Resulullah" dedi. Sonra a'rabî dedi: "Yine yerine gitsin." Emretti, yerine gitti. A'rabî
dedi: "İzin ver, sana secde edeyim." Dedi. "İzin yok kimseye." Dedi: "Öyle ise, senin elini ayağını
öpeceğim." İzin verdi.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 126
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/299; Nesim-ür Riyad, Şerh-üş Şifa - Hafacî 3/49; keza, Aliyy-ül Karî
1/616; Mecma-uz Zevaid 9/10; Hüccetullah Ale-l Âlemîn - Nebhanî sh: 441
Zabıt şekli: Şifa-i Şerif'in hadîsi: Bu hadîs Müsned-ül Bezzar'dandır ve tıpatıp aynen Hazret-i Üstad'ın
naklettiği tarzdadır. Yalnız, Arabî Resulullah'a secde etmek için izin istediği zaman, Resul-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm: "Eğer izin olsaydı, karının kocasına secde etmesini emrederdim" lafzı vardır.
(Bu hâdise, nev'i mütevatirdir. Bak: Nazm-ül Mütenasir Fil-Hadîs-il Mütevatir sh: 137) 321/114- «Başta İmam-ı Mace ve Daremî ve İmam-ı Beyhakî nakl-i sahihle Hazret-i Enes İbn-iMâlik'ten ve Hazret-i Ali'den ve Bezzaz ve İmam-ı Beyhakî Hazret-i Ömer'den haber veriyorlar ki: Üç sahabe demişler: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, küffarın tekzibinden müteessir olarak mahzun idi. Dedi: ş Enes'in rivayetinde, Hazret-i Cebrail hâzır idi. Vadi kenarında bir ağaç vardı. Hazret-i Cebrail'in i'lamiyle, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm o ağacı çağırdı; tâ yanına geldi. Sonra git dedi.Tekrar gitti, yerine yerleşti.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 125
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/302 (Aynı bu rivayet, Hazret-i Ali'den de menkul olduğunu kaydetmiş. Amma onun rivayetinde "Cebrail hâzırdı" lafzı yok); Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/13
(Hazret-i Ömer'den) ve yine 6/14 (Hazret-i Hasan'dan); Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/620; İbn-i Mace
2/1336 hadîs no: 4028; Sünen-i Daremî Mukaddeme bab: 3 sh: 20; Müsned-i Ahmed 1/223, 3/113, 4/117;
Mecma-uz Zevaid 9/10; Kenz-ül Ummal 12/354; Hüccetullah Ale-l Âlemîn - Nebhanî sh: 441; Delâil-ün
Nübüvve - Ebu Nuaym 2/389-390; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 1-302
Zabıt şekli: İbn-i Mace'nin hadîsi:
Meâli: Enes bin Mâlik (R.A.) demiş ki: "Bir gün Cebrail Aleyhisselâm, Resulullah'a geldi. O sırada
Peygamber (A.S.M.) bazı ehl-i Mekke'nin O'nu tekzib ve tahkirlerinden ötürü oturmuş, başı-yüzü kanlı,
hüzün içinde ağlıyordu. Cebrail Aleyhisselâm Resul-i Ekrem'e (A.S.M.) dedi: "Neden böyle mahzunsun?"
Peygamber (A.S.M.) dedi ki: "Şunlar, şunlar bana karşı böyle böyle yaptılar." Cebrail dedi: "İster misin ki
sana bir âyet göstereyim?" Resulullah, "Evet göster" dedi. Cebrail (A.S.) vadinin gerisindeki bir ağaca
baktı ve dedi: "Şimdi şu ağacı çağır!" Resulullah (A.S.M.) onu çağırdı, ağaç yürüyerek geldi. Tâ O'nun iki
eli arasında durdu. Cebrail dedi: "Şimdi ona, yerine dönmesini söyle!" Peygamber (A.S.M.) öyle söyledi.
Ağaç yine gitti, eski yerine dikildi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (A.S.M.) dedi: "Bu bana kâfidir."
322/115- «Allâme-i Mağrib Kadı İyaz Şifa-i Şerif'te ulvî bir senedle, doğru ve sağlam bir an'ane ile,
Hazret-i Abdullah İbn-i Ömer'den haber veriyor ki: Bir seferde Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın
yanına bir bedevi geldi. Ferman etti: Nereye gidiyorsun?" Bedevi dedi: "Ehlime." Ferman etti:
"Ondan daha iyi bir hayr istemiyor musun?" Bedevi dedi: "Nedir?" Ferman etti:
Bedevi dedi: "Bu şehadete şâhid nedir?" Ferman etti: "Vadi kenarındaki ağaç şâhid olacak." İbn-i
Ömer der ki: O ağaç yerinden sallanarak çıktı, yeri şak etti, geldi; tâ Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm o ağacı istişhad etti. Ağaç da, sıdkına şehadet etti. Emretti yine yerine gidip yerleşti.»
Risalede yeri: Mektubat sh. 125
Me'hazler: Sahih-i İbn-i Hibban 8/150; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/298; Cem'-ül Fevaid 2/472; Tirmizî
kitab: 46, bab: 6; Mevarid-üz Zam'an sh: 519, iki rivayet tarikıyle.. birisi, İbn-i Abbas'dan; Delâil-ün
Nübüvve - Beyhakî 6/14, 15; Müstedrek-ül Hâkim 2/620; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 6/125; Şerh
üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/615; Mecma-uz Zevaid 8/292; El-Metalib-ül Âliye 4/16 hadîs no: 3836; Mişkât
ül Masabih hadîs no: 5925; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 12/13582; Mecma-uz Zevaid 9/10; El-Hasais-ül
Kübra - Suyutî 2/200; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/390
Zabıt şekli: Sahih-i İbn-i Hibban'ın hadîsi:
Meâli: Abdullah bin Ömer dedi ki: "Biz Peygamber'le beraber bir yolculukta olduğumuz bir zamanda,
karşıdan bir Arabî geliyordu. Arabî tam yanımıza gelince, Resulullah ona sordu: "Nereye gidiyorsun?"
Arabî: "Nedir o?" dedi. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm: "Allah'tan başka bir İlâhın olmadığına ve
O'nun şeriki olmadığına ve tek bir İlâh olduğuna ve Muhammed de O'nun abdi ve Resulü olduğuna
şehadet getirmendir."
Arabî dedi: "Senin bu dediklerine bir şâhid var mı?" Resul-i Ekrem (A.S.M.) dedi: "Şu karşıdaki
ağaç.." Ve o ağacı çağırdı, ağaç vadinin karşı kenarındaydı. Birden ağaç bu tarafa yönelerek, yeri yarıp
geldi, tâ Peygamber'in (A.S.M.) yanında durdu. Resul-i Ekrem (A.S.M.) o ağacı üç defa istişhad etti. Yani,
Peygamberliğine şehadet getirmesini istedi. Ağaç da Peygamber'in söylediği Resulullah'a dedi ki: "Ben
gidip milletime senin Peygamberliğini söylediği şekilde aynen şehadet etti. Sonra yine kendi yerine
döndü... Arabî Resulullah'a dedi ki: "Ben gidip miletime senin Peygamberliğini söyleyeceğim. Eğer onlar
da beni dinlerlerse, beraber sana geleceğiz. Eğer dinlemezlerse, ben tek başıma sana döneceğim ve hep seninle beraber olacağım."
323/116- Hazret-i Büreyde İbn-i Hasib bin Abdullah-il Eslemî tarikinde, «nakl-i sahih ile Büreyde
dedi ki: Biz, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın yanında iken, bir seferde bir a'rabî geldi. Bir âyet,
yani bir mu'cize istedi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti:
Bir ağaca işaret etti; ağaç sağa ve sola meylederek köklerini yerden çıkarıp, huzur-u Nebevî'ye geldi.
"Esselâmü aleyke yâ Resulullah" dedi. Sonra a'rabî dedi: "Yine yerine gitsin." Emretti, yerine gitti. A'rabî
dedi: "İzin ver, sana secde edeyim." Dedi. "İzin yok kimseye." Dedi: "Öyle ise, senin elini ayağını
öpeceğim." İzin verdi.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 126
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/299; Nesim-ür Riyad, Şerh-üş Şifa - Hafacî 3/49; keza, Aliyy-ül Karî
1/616; Mecma-uz Zevaid 9/10; Hüccetullah Ale-l Âlemîn - Nebhanî sh: 441
Zabıt şekli: Şifa-i Şerif'in hadîsi: Bu hadîs Müsned-ül Bezzar'dandır ve tıpatıp aynen Hazret-i Üstad'ın
naklettiği tarzdadır. Yalnız, Arabî Resulullah'a secde etmek için izin istediği zaman, Resul-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm: "Eğer izin olsaydı, karının kocasına secde etmesini emrederdim" lafzı vardır.
Ses Yok