Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 256
(1-445)
317/110- «Başta meşhur İbn-i Hazm Sahihinde, râviler Hazret-i Ömer'den naklediyorlar ki: Gazve-i
Tebük'te susuz kaldık. Hattâ bazılar devesini keser, susuzluktan içini sıkar, içerdi. Ebu Bekir-is Sıddîk,
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a, dua etmek için rica etti. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
elini kaldırdı; daha elini indirmeden bulut toplandı; yağmur öyle geldi ki, kablarımızı doldurduk. Sonra su
çekildi, ordumuza mahsus olarak hududumuzu tecavüz etmedi.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 124
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/190; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/600 Sahih-i İbn-i Huzeyme ve
Beyhakî'den nakil; Kenz-ül Ummal 12/353, bir çok sağlam kaynaklardan nakil; Sahih-i İbn-i Huzeyme 1/135; Delâil-in Nübüvve - Ebu Nuaym 2/523;
Mevarid-üz Zam'an - İbn-i Hibban hadîs no: 1707; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 2/63; El-Hasais-ül Kübra
- Suyutî 2/105; Mecma-uz Zevaid 6/195
Zabıt şekli: (Risalede "İbn-i Hazm'in Sahihinde" diye yazılmış. Lâkin bizce bu da kâtiplerin bir
sehvidir. Çünki İbn-ül Hazem El-Endülüsî'nin bir çok eserleri varsa da, hadîste sahihi veya müsnedi
yoktur. Bu zatın lakabı, -Risalede kaydedildiği gibi- İbn-ül Hazm değil, İbn-ül Hazem'dir. Herhalde,
"Sahih-i İbn-i Huzeyme" olması lâzımdır.) Rivayet ve naklin sair kısımları, aynen Hazret-i Üstad'ın
kaydettiği tarzdadır.
318/111- «Meşhur Abdullah İbn-i Amr İbn-il Âs'ın hafîdi ve dört imamın ona itimad edip ve ondan
tahric-i hadîs ettikleri Amr İbn-i Şuayb'dan nakl-i sahih ile haber veriyorlar ki, demiş: Nübüvvetten evvel,
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm amucası Ebu Talib ile deveye binip Arafa civarında Zilhicaz nam
mevkie geldikleri vakit Ebu Talib demiş: "Ben susadım." Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm inmiş,
yere ayağını vurmuş, su çıkmış; Ebu Talib içmiştir. Muhakkıkînden birisi demiş ki; Şu hâdise nübüvvetten
evvel olduğundan, irhasat kabilinden olmakla beraber, bin sene sonra aynı yerde Arafat çeşmesi çıkması,o hâdiseye binaen bir keramet-i Ahmediye (A.S.M.) sayılabilir.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 124
Me'hazler: Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 2/15-20, 6/141; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/290; Şerh-üş Şifa
Hafacî 3/29; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/601; El-Hasais-ül Kübra 1/309-311; Kenz-ül Ummal 12/347;
Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 10/10564; Er-Rakik-ul Mathum sh: 67; Muhtasar Sîret-ür Resul sh: 15-16
Zabıt şekli: Aynendir. Ancak zabıtta Arafat'taki mevki Zilhicaz değil, Zilmecaz olarak geçmektedir.
Bu rivayeti te'kid ve takviye eden Feth-ül Bâri Şerh-i Sahih-i Buharî 2/508'deki şu hadîs-i şeriftir:
"Enes bin Mâlik'ten rivayet: Bir Arabî Peygamber'e gelerek, kuraklık ve yağmursuzluktan sikâyetini dile
getiren başlıklı uzun şiirini okudu. Resul-i Ekrem (A.S.M.) hemen eteklerini yukarı çekerek minbere çıktı
ve ellerini göğe doğru açtı: diye dua etti. Hazret-i Enes (R.A.) yemin ederek der ki: "Resul-i Ekrem
(A.S.M.) henüz ellerini indirmeden, semadan gökgürültüleriyle yağmur boşandı. Halk geldi: "Aman, yâ
Resulallah, gark oluyoruz." dediler. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber ellerini kaldırarak dedi. Birden
bulutlar Medine'nin üstünden kayarak gittiler. Bu vaziyeti temaşa eden Resul-i Ekrem (A.S.M.) sevincinden öyle güldü ki; arka dişleri bile göründü... Sonra dedi: "Eğer Ebu Talib şimdi sağ olsaydı, bizi şiiriyle yâd eden sözlerine, asıl şimdi daha çok ferahlanırdı."Bunun üzerine Hazret-i Ali (R.A.) ayağa kalkarak dedi: "Yâ Resulallah! Siz O'nun şiirini kasdettiniz"
diyerek, Ebu Talib'in meşhur şiirini şöyle okudu:
Ebu Talib'in şiiri, her ne kadar bir başka yağmur hâdisesi için ise de, zımmen rivayetteki hâdiseyi de
belgelemektedir.Ve bu bölümde Hazret-i Üstad'ın kaydettiği rivayet, Eş-Şifa - Kadı İyaz Kitabında aynen mevcuddur.
319/112- «Başta İmam-ı Beyhakî ve Hâkim olarak, kütüb-ü sahiha, Hazret-i Ömer'den haber veriyorlar
ki: Hazret-i Ömer, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'dan yağmur duasını niyaz etti. Çünki ordu suya
muhtaçtı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm elini kaldırdı, birden bulut toplandı, yağmur geldi.
Ordunun ihtiyacı kadar su verdi, gitti. Âdeta yalnız orduya su vermek için me'mur idi. Geldi, ihtiyaca göre
verdi gitti.... İbn-i Cevzî gibi bir muhakkik der ki: Şu hâdise Gavze-i Meşhure-i Bedir'de vuku bulmuş. âyet-i
kerimesi, o hâdiseyi beyan edip, ifade eder.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 124
Me'hazler: Nesim-ür Riyad Şerh-üş Şifa - Hafacî 3/128; keza Şerh-üş Şifa -Aliyy-ül Karî 1/601; Tefsir
Ed-Dürr-ül Mensur - Suyutî 3/170-171; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/523; Sîret-ü İbn-i İshak 2/522,
hadîs-i mürsel olarak kaydetmiş.
Zabıt şekli: Ed-Dürr-ül Mensur tefsirinde bu hâdisenin hakkında yani (Enfal Sûresi, âyet: 11) 'in nüzûlü hakkında bir kaç rivayetle bu hâdisenin Bedir'de vuku' bulduğunu, hattâ başka rivayetlerde aynı âyet, Uhud Harbi'nde yağmur hâdisesine de baktığını kaydetmişlerdir.
320/113- «Dua-i Nebevî ile, birden ve sür'atle ve daha elini indirmeden yağmurun gelmesi, çok tekerrür etmiş, tek başıyla bir mu'cize-i mütevatiredir. Bazı defa câmide, minber üstünde elini kaldırmış,
daha indirmeden yağmış; tevatür ile nakledilmiş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 125
Me'hazler: Sahih-i Buharî 2/15, 34, 36, 36 ve 38, 4/236; Sahih-i İbn-i Hibban 4/228; Delâil-ün
Nübüvve - Beyhakî 6/139; Feth-ül Bâri Şerh-i Buharî 2/508
Zabıt şekli: Bu hâdise veya hadîs, aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği şekildedir ve mütevatir olarak bir
kaç tarik ile gelmiştir.
Tebük'te susuz kaldık. Hattâ bazılar devesini keser, susuzluktan içini sıkar, içerdi. Ebu Bekir-is Sıddîk,
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a, dua etmek için rica etti. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
elini kaldırdı; daha elini indirmeden bulut toplandı; yağmur öyle geldi ki, kablarımızı doldurduk. Sonra su
çekildi, ordumuza mahsus olarak hududumuzu tecavüz etmedi.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 124
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/190; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/600 Sahih-i İbn-i Huzeyme ve
Beyhakî'den nakil; Kenz-ül Ummal 12/353, bir çok sağlam kaynaklardan nakil; Sahih-i İbn-i Huzeyme 1/135; Delâil-in Nübüvve - Ebu Nuaym 2/523;
Mevarid-üz Zam'an - İbn-i Hibban hadîs no: 1707; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 2/63; El-Hasais-ül Kübra
- Suyutî 2/105; Mecma-uz Zevaid 6/195
Zabıt şekli: (Risalede "İbn-i Hazm'in Sahihinde" diye yazılmış. Lâkin bizce bu da kâtiplerin bir
sehvidir. Çünki İbn-ül Hazem El-Endülüsî'nin bir çok eserleri varsa da, hadîste sahihi veya müsnedi
yoktur. Bu zatın lakabı, -Risalede kaydedildiği gibi- İbn-ül Hazm değil, İbn-ül Hazem'dir. Herhalde,
"Sahih-i İbn-i Huzeyme" olması lâzımdır.) Rivayet ve naklin sair kısımları, aynen Hazret-i Üstad'ın
kaydettiği tarzdadır.
318/111- «Meşhur Abdullah İbn-i Amr İbn-il Âs'ın hafîdi ve dört imamın ona itimad edip ve ondan
tahric-i hadîs ettikleri Amr İbn-i Şuayb'dan nakl-i sahih ile haber veriyorlar ki, demiş: Nübüvvetten evvel,
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm amucası Ebu Talib ile deveye binip Arafa civarında Zilhicaz nam
mevkie geldikleri vakit Ebu Talib demiş: "Ben susadım." Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm inmiş,
yere ayağını vurmuş, su çıkmış; Ebu Talib içmiştir. Muhakkıkînden birisi demiş ki; Şu hâdise nübüvvetten
evvel olduğundan, irhasat kabilinden olmakla beraber, bin sene sonra aynı yerde Arafat çeşmesi çıkması,o hâdiseye binaen bir keramet-i Ahmediye (A.S.M.) sayılabilir.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 124
Me'hazler: Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 2/15-20, 6/141; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/290; Şerh-üş Şifa
Hafacî 3/29; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/601; El-Hasais-ül Kübra 1/309-311; Kenz-ül Ummal 12/347;
Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 10/10564; Er-Rakik-ul Mathum sh: 67; Muhtasar Sîret-ür Resul sh: 15-16
Zabıt şekli: Aynendir. Ancak zabıtta Arafat'taki mevki Zilhicaz değil, Zilmecaz olarak geçmektedir.
Bu rivayeti te'kid ve takviye eden Feth-ül Bâri Şerh-i Sahih-i Buharî 2/508'deki şu hadîs-i şeriftir:
"Enes bin Mâlik'ten rivayet: Bir Arabî Peygamber'e gelerek, kuraklık ve yağmursuzluktan sikâyetini dile
getiren başlıklı uzun şiirini okudu. Resul-i Ekrem (A.S.M.) hemen eteklerini yukarı çekerek minbere çıktı
ve ellerini göğe doğru açtı: diye dua etti. Hazret-i Enes (R.A.) yemin ederek der ki: "Resul-i Ekrem
(A.S.M.) henüz ellerini indirmeden, semadan gökgürültüleriyle yağmur boşandı. Halk geldi: "Aman, yâ
Resulallah, gark oluyoruz." dediler. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber ellerini kaldırarak dedi. Birden
bulutlar Medine'nin üstünden kayarak gittiler. Bu vaziyeti temaşa eden Resul-i Ekrem (A.S.M.) sevincinden öyle güldü ki; arka dişleri bile göründü... Sonra dedi: "Eğer Ebu Talib şimdi sağ olsaydı, bizi şiiriyle yâd eden sözlerine, asıl şimdi daha çok ferahlanırdı."Bunun üzerine Hazret-i Ali (R.A.) ayağa kalkarak dedi: "Yâ Resulallah! Siz O'nun şiirini kasdettiniz"
diyerek, Ebu Talib'in meşhur şiirini şöyle okudu:
Ebu Talib'in şiiri, her ne kadar bir başka yağmur hâdisesi için ise de, zımmen rivayetteki hâdiseyi de
belgelemektedir.Ve bu bölümde Hazret-i Üstad'ın kaydettiği rivayet, Eş-Şifa - Kadı İyaz Kitabında aynen mevcuddur.
319/112- «Başta İmam-ı Beyhakî ve Hâkim olarak, kütüb-ü sahiha, Hazret-i Ömer'den haber veriyorlar
ki: Hazret-i Ömer, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'dan yağmur duasını niyaz etti. Çünki ordu suya
muhtaçtı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm elini kaldırdı, birden bulut toplandı, yağmur geldi.
Ordunun ihtiyacı kadar su verdi, gitti. Âdeta yalnız orduya su vermek için me'mur idi. Geldi, ihtiyaca göre
verdi gitti.... İbn-i Cevzî gibi bir muhakkik der ki: Şu hâdise Gavze-i Meşhure-i Bedir'de vuku bulmuş. âyet-i
kerimesi, o hâdiseyi beyan edip, ifade eder.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 124
Me'hazler: Nesim-ür Riyad Şerh-üş Şifa - Hafacî 3/128; keza Şerh-üş Şifa -Aliyy-ül Karî 1/601; Tefsir
Ed-Dürr-ül Mensur - Suyutî 3/170-171; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/523; Sîret-ü İbn-i İshak 2/522,
hadîs-i mürsel olarak kaydetmiş.
Zabıt şekli: Ed-Dürr-ül Mensur tefsirinde bu hâdisenin hakkında yani (Enfal Sûresi, âyet: 11) 'in nüzûlü hakkında bir kaç rivayetle bu hâdisenin Bedir'de vuku' bulduğunu, hattâ başka rivayetlerde aynı âyet, Uhud Harbi'nde yağmur hâdisesine de baktığını kaydetmişlerdir.
320/113- «Dua-i Nebevî ile, birden ve sür'atle ve daha elini indirmeden yağmurun gelmesi, çok tekerrür etmiş, tek başıyla bir mu'cize-i mütevatiredir. Bazı defa câmide, minber üstünde elini kaldırmış,
daha indirmeden yağmış; tevatür ile nakledilmiş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 125
Me'hazler: Sahih-i Buharî 2/15, 34, 36, 36 ve 38, 4/236; Sahih-i İbn-i Hibban 4/228; Delâil-ün
Nübüvve - Beyhakî 6/139; Feth-ül Bâri Şerh-i Buharî 2/508
Zabıt şekli: Bu hâdise veya hadîs, aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği şekildedir ve mütevatir olarak bir
kaç tarik ile gelmiştir.
Ses Yok