Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 252
(1-445)
299/92- «Nakl-i sahih-i kat'î ile, hâdim-i Nebevî Hazret-i Enes'in amucası meşhur Ebu Talha der ki:
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm; yetmiş seksen adamı, Enes'in kolduğu altında getirdiği az arpa
ekmeğinden tok oluncaya kadar yedirdi. "O az ekmekleri parça parça ediniz!" emretti ve bereketle dua etti.
Menzil dar olduğundan, onar onar gelip yediler, tok olarak gittiler.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 115
Me'hazler: Sahih-i Bularî 3/234-235; Sünen-i Daremî sh: 27; Müsned-i Ahmed 3/218; Sahih-i
Müslim hadîs no: 1612 ve 2040; El-Feth-ür Rabbanî Şerh-i Müsned 22/59; Cem'-ül Fevaid 2/478-479; Eş
Şifa 1/291 ve 297; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 2/227-228; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/88; Delâil-ün
Nübüvve - Ebu Nuaym 2/415; Müstedrek-ül Hâkim 3/31
Zabıt şekli: Buharî'nin hadîsi şöyledir: "Enes bin Mâlik'den nakli: Ebu Talha (R.A.) hanımı olan
Ümm-ü Süleym'e gelmiş, demiş ki: "Ben Resulullah'ın sesini açlıktan zaif duydum. Yanında bir şeyler yok
mu?" O da: "Evet var" demiş ve bir kaç parça arpa ekmeğini çıkarmış bir bohçaya sarmış, Enes'in koltuğu
altına sıkıştırarak Peygamber'e göndermiş. Enes der: "Ben ekmeği aldım, götürdüm. Resulullah'ı
Mescid'de Sahabelerin içinde oturmuş buldum, yaklaştım... Resulullah (A.S.M.) bana dedi: "Ebu Talha mı
seni gönderdi?" Evet, dedim. "Taam ile mi?.." dedi. "Evet!" dedim.
Bunun üzerine Resulullah yanında oturan sahabelere: "Haydin kalkınız!" dedi ve yürüdüler... Ben de
beraberlerinde... Ebu Talha'ya geldim, haber verdim. Ebu Talha hanımına: "Ya Ümm-ü Süleym!
Resulullah beraberindeki insanlarla geliyor. Onlara yedirecek, başka bir şeyimiz de yok." Ümm-ü Süleym
dedi: "Merak etme! Onu Allah ve Resulü daha iyi bilirler." Sonra Ebu Talha Peygamber'i karşılamak
üzere yürüdü, karşıladı ve hep beraber evine geldiler. Resulullah Aleyhissalâtü Vesselâm: "Getir bakalım
yanındakini ya Ümm-ü Süleym!" dedi. Ümm-ü Süleym ise, Enes ile gönderdiği ekmeği getirdi. Resul-i
Ekrem (A.S.M.) ekmeklerin ufatılmasını emretti. Ümm-ü Süleym de Ukke, yani yağ tulumundaki çok az
alan yağı o ekmeğin üzerine sıkarak katık yaptı. Sonra Resul-i Ekrem (A.S.M.) o taamın üzerinde
birşeyler okudu ve Ebu Talha'ya (R.A.): "On kişiye izin ver gelsinler!" dedi. Geldiler, doyuncaya kadar
yediler, çıktılar. On kişi daha geldi, bunlar da tok oluncaya kadar yediler, çıktılar. Böylece, onar onar
gelip yiyip, çıktılar. Gelenlerin tamamı yetmiş-seksen kişiydiler."
300/93- Nakl-i sahih-i kat'i ile «Hazret-i Câbir-ül Ensarî diyor: Bir zât, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'dan iyali için taam istedi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm,
yarım yük arpa verdi. Çok zaman o adam iyali ile ve misafirleriyle o arpadan yediler. Bakıyorlar,
bitmiyor. Noksaniyetini anlamak için ölçtüler. Sonra bereket dahi kalktı, noksan olmağa başladı. Resul-i
Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a geldi, vak'ayı beyan etti. Ona cevaben ferman etti: Yani: "Eğer kile
ile tecrübe etmeseydiniz, hayatınızca size yeterdi."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 115
Me'hazler: Sahih-i Müslim 4/1784 hadîs no: 2281; Eş-Şifa 1/191; Mişkât-ül Masabih hadîs no: 5941;
Cem'-ül Fevaid 2/480; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 2/242; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/114 birkaç
tarikle; Kenz-ül Ummal 11/389; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 6/119
Zabıt şekli: Sahih-i Müslim ve Beyhakî'nin Delâil-ün Nübüvve eserindeki rivayet, aynen Hazret-i
Üstad'ın kaydettiği tarzda olduğu için başka bir şey yazmadım.
301/94- «Hazret-i Semure bin Cündub der: "Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a bir kâse (büyükçe
bir kap) et geldi. Sabahdan akşama kadar fevc-fevc adamlar geldiler, yediler."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 115
Me'hazler: Tirmizî 2-205, İmam-ı Tirmizî hadîs için "Hasenün Sahihun" demiş. Yine Tirmizî
Tahkik-i Ahmed Şâkir hadîs no: 2629; Müsned-i Ahmed 5/12 ve 18; Câmi-ül Usûl - İbn-ül Esir hadîs no:
8913; Sünen-i Daremî hadîs no: 32-33/157; Mişkât-ül Masabih hadîs no: 5928; Eş-Şifa 1/292; Sahih-i
İbn-i Hibban 8/162; Cem'-ül Fevaid 2/480; El-Hasais-ül Kübra 2/232; Müstedrek-ül Hâkim 2/618, İmam-ı
Zehebî sıhhatine hükmeylemiş.
Zabıt şekli: Müstedrek-ül Hâkim'in hadîsi: Semure bin Cündüp der: "Biz Peygamber'in (A.S.M.)
yanında sabahtan akşama kadar büyükçe bir kabdan yemek yedik. On kişi kalkar, on'u oturur, giderlerdi.
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a sorduk: "Bu bereket neredendir?" Ferman etti: "Niye taaccüb
ediyorsunuz?" Ve eliyle göklere işaret ederek: "Buradandır buradan..." dedi.
302/95- «Ebu Hüreyre (R.A.) der: "Resul-i Ekrem (A.S.M.) bana emretti: "Mescid-i Şerif'in sofasını
mesken ittihaz eden yüzden ziyade fukara-i muhacirîni davet et!" Ben dahi onları aradım, topladım.
Umumumuza bir tabla taam konuldu. Biz istediğimiz kadar yedik, kalktık. O kâse konulduğu vakit nasıl
idi, yine öyle dolu kaldı. Yalnız parmakların izi taamda görünüyordu."»
Risalede yeri: Mektubat sh:116
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/293; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/606; El-Hasais-ül Kübra 2/235;
Mecma-uz Zevaid 8/305-308; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/101; Kenz-ül Ummal 12/426
Zabıt şekli: Şerh-üş Şifa'daki rivayetten: "İbn-i Ebi Şeybe ve Taberanî-i Evsat'ın güzel bir senedle
rivayet ettikleri" diye başladıktan sonra, çeşitli hadîs rivayetleriyle "Ehl-i Soffa"yı tarif eder. Rivayetin
diğer kısmı aynı aynısına Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzdadır.
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm; yetmiş seksen adamı, Enes'in kolduğu altında getirdiği az arpa
ekmeğinden tok oluncaya kadar yedirdi. "O az ekmekleri parça parça ediniz!" emretti ve bereketle dua etti.
Menzil dar olduğundan, onar onar gelip yediler, tok olarak gittiler.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 115
Me'hazler: Sahih-i Bularî 3/234-235; Sünen-i Daremî sh: 27; Müsned-i Ahmed 3/218; Sahih-i
Müslim hadîs no: 1612 ve 2040; El-Feth-ür Rabbanî Şerh-i Müsned 22/59; Cem'-ül Fevaid 2/478-479; Eş
Şifa 1/291 ve 297; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 2/227-228; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/88; Delâil-ün
Nübüvve - Ebu Nuaym 2/415; Müstedrek-ül Hâkim 3/31
Zabıt şekli: Buharî'nin hadîsi şöyledir: "Enes bin Mâlik'den nakli: Ebu Talha (R.A.) hanımı olan
Ümm-ü Süleym'e gelmiş, demiş ki: "Ben Resulullah'ın sesini açlıktan zaif duydum. Yanında bir şeyler yok
mu?" O da: "Evet var" demiş ve bir kaç parça arpa ekmeğini çıkarmış bir bohçaya sarmış, Enes'in koltuğu
altına sıkıştırarak Peygamber'e göndermiş. Enes der: "Ben ekmeği aldım, götürdüm. Resulullah'ı
Mescid'de Sahabelerin içinde oturmuş buldum, yaklaştım... Resulullah (A.S.M.) bana dedi: "Ebu Talha mı
seni gönderdi?" Evet, dedim. "Taam ile mi?.." dedi. "Evet!" dedim.
Bunun üzerine Resulullah yanında oturan sahabelere: "Haydin kalkınız!" dedi ve yürüdüler... Ben de
beraberlerinde... Ebu Talha'ya geldim, haber verdim. Ebu Talha hanımına: "Ya Ümm-ü Süleym!
Resulullah beraberindeki insanlarla geliyor. Onlara yedirecek, başka bir şeyimiz de yok." Ümm-ü Süleym
dedi: "Merak etme! Onu Allah ve Resulü daha iyi bilirler." Sonra Ebu Talha Peygamber'i karşılamak
üzere yürüdü, karşıladı ve hep beraber evine geldiler. Resulullah Aleyhissalâtü Vesselâm: "Getir bakalım
yanındakini ya Ümm-ü Süleym!" dedi. Ümm-ü Süleym ise, Enes ile gönderdiği ekmeği getirdi. Resul-i
Ekrem (A.S.M.) ekmeklerin ufatılmasını emretti. Ümm-ü Süleym de Ukke, yani yağ tulumundaki çok az
alan yağı o ekmeğin üzerine sıkarak katık yaptı. Sonra Resul-i Ekrem (A.S.M.) o taamın üzerinde
birşeyler okudu ve Ebu Talha'ya (R.A.): "On kişiye izin ver gelsinler!" dedi. Geldiler, doyuncaya kadar
yediler, çıktılar. On kişi daha geldi, bunlar da tok oluncaya kadar yediler, çıktılar. Böylece, onar onar
gelip yiyip, çıktılar. Gelenlerin tamamı yetmiş-seksen kişiydiler."
300/93- Nakl-i sahih-i kat'i ile «Hazret-i Câbir-ül Ensarî diyor: Bir zât, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'dan iyali için taam istedi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm,
yarım yük arpa verdi. Çok zaman o adam iyali ile ve misafirleriyle o arpadan yediler. Bakıyorlar,
bitmiyor. Noksaniyetini anlamak için ölçtüler. Sonra bereket dahi kalktı, noksan olmağa başladı. Resul-i
Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a geldi, vak'ayı beyan etti. Ona cevaben ferman etti: Yani: "Eğer kile
ile tecrübe etmeseydiniz, hayatınızca size yeterdi."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 115
Me'hazler: Sahih-i Müslim 4/1784 hadîs no: 2281; Eş-Şifa 1/191; Mişkât-ül Masabih hadîs no: 5941;
Cem'-ül Fevaid 2/480; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 2/242; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/114 birkaç
tarikle; Kenz-ül Ummal 11/389; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 6/119
Zabıt şekli: Sahih-i Müslim ve Beyhakî'nin Delâil-ün Nübüvve eserindeki rivayet, aynen Hazret-i
Üstad'ın kaydettiği tarzda olduğu için başka bir şey yazmadım.
301/94- «Hazret-i Semure bin Cündub der: "Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a bir kâse (büyükçe
bir kap) et geldi. Sabahdan akşama kadar fevc-fevc adamlar geldiler, yediler."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 115
Me'hazler: Tirmizî 2-205, İmam-ı Tirmizî hadîs için "Hasenün Sahihun" demiş. Yine Tirmizî
Tahkik-i Ahmed Şâkir hadîs no: 2629; Müsned-i Ahmed 5/12 ve 18; Câmi-ül Usûl - İbn-ül Esir hadîs no:
8913; Sünen-i Daremî hadîs no: 32-33/157; Mişkât-ül Masabih hadîs no: 5928; Eş-Şifa 1/292; Sahih-i
İbn-i Hibban 8/162; Cem'-ül Fevaid 2/480; El-Hasais-ül Kübra 2/232; Müstedrek-ül Hâkim 2/618, İmam-ı
Zehebî sıhhatine hükmeylemiş.
Zabıt şekli: Müstedrek-ül Hâkim'in hadîsi: Semure bin Cündüp der: "Biz Peygamber'in (A.S.M.)
yanında sabahtan akşama kadar büyükçe bir kabdan yemek yedik. On kişi kalkar, on'u oturur, giderlerdi.
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a sorduk: "Bu bereket neredendir?" Ferman etti: "Niye taaccüb
ediyorsunuz?" Ve eliyle göklere işaret ederek: "Buradandır buradan..." dedi.
302/95- «Ebu Hüreyre (R.A.) der: "Resul-i Ekrem (A.S.M.) bana emretti: "Mescid-i Şerif'in sofasını
mesken ittihaz eden yüzden ziyade fukara-i muhacirîni davet et!" Ben dahi onları aradım, topladım.
Umumumuza bir tabla taam konuldu. Biz istediğimiz kadar yedik, kalktık. O kâse konulduğu vakit nasıl
idi, yine öyle dolu kaldı. Yalnız parmakların izi taamda görünüyordu."»
Risalede yeri: Mektubat sh:116
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/293; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/606; El-Hasais-ül Kübra 2/235;
Mecma-uz Zevaid 8/305-308; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/101; Kenz-ül Ummal 12/426
Zabıt şekli: Şerh-üş Şifa'daki rivayetten: "İbn-i Ebi Şeybe ve Taberanî-i Evsat'ın güzel bir senedle
rivayet ettikleri" diye başladıktan sonra, çeşitli hadîs rivayetleriyle "Ehl-i Soffa"yı tarif eder. Rivayetin
diğer kısmı aynı aynısına Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzdadır.
Ses Yok