Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 264
(1-445)
344/137- Nakl-i sahih ile, Abdullah İbn-i Abbas ve İbn-i Mes'ud'dan haber veriyorlar ki, demişler:
«Feth-i Mekke gününde, Kâ'be ve etrafında, taşta rasasla mıhlanmış üçyüz altmış sanem vardı. Resul-i
Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm elinde kavse benzer bir değnekle, o sanemlere birer birer işaret ederek
deyip, hangisine işaret etti, yere düştü. Sanemin yüzüne işaret ettiyse, arkasına düşer; arkasına işaret
ettiyse, yüz üstüne düşer ve hâkeza.. sanemler yere yuvarlandılar.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 134
Me'hazler: Sahih-i Buharî 3/178-179, Abdullah bin Mes'ud'dan nakil; Sahih-i Müslim 3/1407, 1408;
Sahih-i İbn-i Hibban 7/544, 8/157, İbn-i Ömer ve İbn-i Abbas'dan nakil, hadîs no: 1702; Şerh-üs Sünne
Begavî 14/28, Abdullah bin Ömer'den; Cem'-ül Fevaid 2/65, 142 ve 143; El-Ezkâr - Nevevî sh: 273; Eş
Şifa 1/308; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/630; Tirmizî - Tahkik-i Ahmed Şâkir hadîs no: 3137; Mecma
uz Zevaid 6/176; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 10/10427-10657 on kadar rivayetlerle; Feth-ül Barî Şerh-i
Buharî 9/77; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/519; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 2/81; El-Musannef
İbn-i Ebi Şeybe hadîs no: 18752; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 5/605
Zabıt şekli: Buharî'nin hadîsi aynen Üstad'ın kaydettiği ibareyledir.
345/138- «Nübüvvetten evvel, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, amucası Ebu Talib ve bir kısım
Kureyşî ile beraber, Şam tarafına ticarete gidiyorlar. Buheyra-yı Rahib'in Kilisesi civarına geldikleri vakit
oturdular. İnsanlarla ihtilât etmeyen münzevî Buheyra-yı Rahib birden çıkageldi. Kafile içinde
Muhammed-ül Emîn'i (A.S.M.) gördü. Kafileye dedi: "Şu Seyyid-ül Âlemîn'dir ve Peygamber olacaktır."
Kureyşîler dediler: "Neden biliyorsun?" Mübarek rahib dedi ki: "Siz gelirken baktım ki, havada üstünüzde
bir parça bulut vardı. Siz otururken, şu Muhammed-ül Emîn (A.S.M.) tarafına bulut meyletti, gölge yaptı.
Hem görüyorum ki: Taş, ağaç ona secde eder gibi bir vaziyet gördüm. Bu ise, nebîlere yapılır."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 135
Me'hazler: (Not: Bu bahsin bazı me'hazleri, sıra no. 461'de de verilmiştir.)
Müstedrek-ül Hâkim 2/615; Cem'-ül Fevaid 2/59; Mir'at-ül Cinan - İmam-ı Yafaî 2/246; Tabakat-ı
İbn-i Sa'd 1/76 ve 99; Sîret-ü İbn-i Hişşam sh: 115; Üsüd-ül Gabe - İbn-ül Esir 1/146; Tuhfet-ül Ahvezî
10/90-93 hadîs no: 3699, İbn-i Esir-i Cezerî demiş: "Bu hadîsin isnadı sahih ve onun ricali de sahih
ricalidir."; Mişkât-ül Masabih 3/186 hadîs no: 5918; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/308; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül
Karî 1/631; Sıfat-üs Safve - Ebu-l Ferec İbn-ül Cevzî 1/66-67, geniş izahlar.
Zabıt şekli: Tuhfet-ül Ahvezî'nin rivayet ve şerhi dört sahifedir. Bahîra'-i Rahib'in Resul-i Ekrem'le
konuştuğu bütün sözleri ve onda gördükleri hârika haller, sahih olarak kaydedilmiştir. Hepsini buraya
kaydetmek çok uzun olacağı için, havale edildi.Not: Risalede "Buheyra" diye yazılmışsa da, sehivdir.
«Feth-i Mekke gününde, Kâ'be ve etrafında, taşta rasasla mıhlanmış üçyüz altmış sanem vardı. Resul-i
Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm elinde kavse benzer bir değnekle, o sanemlere birer birer işaret ederek
deyip, hangisine işaret etti, yere düştü. Sanemin yüzüne işaret ettiyse, arkasına düşer; arkasına işaret
ettiyse, yüz üstüne düşer ve hâkeza.. sanemler yere yuvarlandılar.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 134
Me'hazler: Sahih-i Buharî 3/178-179, Abdullah bin Mes'ud'dan nakil; Sahih-i Müslim 3/1407, 1408;
Sahih-i İbn-i Hibban 7/544, 8/157, İbn-i Ömer ve İbn-i Abbas'dan nakil, hadîs no: 1702; Şerh-üs Sünne
Begavî 14/28, Abdullah bin Ömer'den; Cem'-ül Fevaid 2/65, 142 ve 143; El-Ezkâr - Nevevî sh: 273; Eş
Şifa 1/308; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/630; Tirmizî - Tahkik-i Ahmed Şâkir hadîs no: 3137; Mecma
uz Zevaid 6/176; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 10/10427-10657 on kadar rivayetlerle; Feth-ül Barî Şerh-i
Buharî 9/77; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/519; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 2/81; El-Musannef
İbn-i Ebi Şeybe hadîs no: 18752; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 5/605
Zabıt şekli: Buharî'nin hadîsi aynen Üstad'ın kaydettiği ibareyledir.
345/138- «Nübüvvetten evvel, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, amucası Ebu Talib ve bir kısım
Kureyşî ile beraber, Şam tarafına ticarete gidiyorlar. Buheyra-yı Rahib'in Kilisesi civarına geldikleri vakit
oturdular. İnsanlarla ihtilât etmeyen münzevî Buheyra-yı Rahib birden çıkageldi. Kafile içinde
Muhammed-ül Emîn'i (A.S.M.) gördü. Kafileye dedi: "Şu Seyyid-ül Âlemîn'dir ve Peygamber olacaktır."
Kureyşîler dediler: "Neden biliyorsun?" Mübarek rahib dedi ki: "Siz gelirken baktım ki, havada üstünüzde
bir parça bulut vardı. Siz otururken, şu Muhammed-ül Emîn (A.S.M.) tarafına bulut meyletti, gölge yaptı.
Hem görüyorum ki: Taş, ağaç ona secde eder gibi bir vaziyet gördüm. Bu ise, nebîlere yapılır."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 135
Me'hazler: (Not: Bu bahsin bazı me'hazleri, sıra no. 461'de de verilmiştir.)
Müstedrek-ül Hâkim 2/615; Cem'-ül Fevaid 2/59; Mir'at-ül Cinan - İmam-ı Yafaî 2/246; Tabakat-ı
İbn-i Sa'd 1/76 ve 99; Sîret-ü İbn-i Hişşam sh: 115; Üsüd-ül Gabe - İbn-ül Esir 1/146; Tuhfet-ül Ahvezî
10/90-93 hadîs no: 3699, İbn-i Esir-i Cezerî demiş: "Bu hadîsin isnadı sahih ve onun ricali de sahih
ricalidir."; Mişkât-ül Masabih 3/186 hadîs no: 5918; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/308; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül
Karî 1/631; Sıfat-üs Safve - Ebu-l Ferec İbn-ül Cevzî 1/66-67, geniş izahlar.
Zabıt şekli: Tuhfet-ül Ahvezî'nin rivayet ve şerhi dört sahifedir. Bahîra'-i Rahib'in Resul-i Ekrem'le
konuştuğu bütün sözleri ve onda gördükleri hârika haller, sahih olarak kaydedilmiştir. Hepsini buraya
kaydetmek çok uzun olacağı için, havale edildi.Not: Risalede "Buheyra" diye yazılmışsa da, sehivdir.
Kaynak kitaplarda "Bahîra" olarak kayıtlıdır.
Ses Yok