Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 285
(1-445)
CENAZE, CİN VE MELÂİKELRELE ALÂKADAR MU'CİZELER
428/221- «Ülema-i zâhir ve bâtının, Tabiîn zamanında en büyük reisi ve İmam-ı Ali'nin mühim ve
sâdık bir şakirdi olan Hasan-ı Basrî haber veriyor ki: Bir adam, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın
yanına gelerek ağlayıp sızladı. Dedi: "Benim küçük bir kızım vardı, şu yakın derede öldü, oraya attım."
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ona acıdı. Ona acıdı. Ona dedi: "Gel oraya gideceğiz." Gittiler.
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm o ölmüş kızı çağırdı:
"Ya filâne!" dedi. Birden o ölmüş kız, "Leybeyk ve sa'deyk" dedi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
ferman etti: "Tekrar peder ve validenin yanına gelmeyi arzu eder misin?" O dedi: "Yok, ben onlardan
daha hayırlısını buldum."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 155
Me'hazler: El-Hasais-ül Kübra 2/280; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/320; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/648;
keza Şerh-üş Şifa - Hafacî 3/106; Hüccetullah Ale-l Âlemîn - Nebhanî sh: 412
Zabıt şekli: Hazret-i Üstad'ın kaydettiği gibi, rivayet Hasan-ı Basrî'dendir. Fakat senedi zikredilmiş
değildir. Aliyy-ül Karî, aynı hâdiseye benzer bir başka hâdiseyi, Beyhakî'nin Delâil-ün Nübüvve
kitabından şöyle nakleder: Resul-i Ekrem (A.S.M.) bir adamı imana davet etti. O adam dedi ki: "Benim
ölmüş kızımı diriltmezsen, sana iman etmem." Resul-i Ekrem (A.S.M.) dedi: "Onun kabrini bana göster!"
Dedi. Kabirdeki kız: "Lebbeyk ve sa'deyk!" dedi. Resul-i Ekrem, ona: "Dünyaya yeniden dönmeyi ister
misin?" dedi. Kız dedi: "Yok, vallahî yâ Resulallah, ben anamdan ve babamdan daha hayırlı olan
Allah'ımı buldum. Ahireti ise, bu dünyadan daha çok hayırlı gördüm."
429/222- «İmam-ı Beyhakî ve İmam-ı İbn-i Adiyy gibi bazı mühim imamlar, Hazret-i Enes İbn-i
Mâlik'ten haber veriyorlar ki: Enes demiş: Bir ihtiyare kadının birtek oğlu vardı, birden vefat etti. O sâliha
kadın çok müteessir oldu, dedi: "Yâ Rab! Senin rızan için, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın biatı
ve hizmeti için hicret edip buraya geldim. Benim hayatımda istirahatımı te'min edecek tek evlâdcığımı, o
Resulün hürmetine bağışla." Enes der: O ölmüş adam kalktı, bizimle yemek yedi.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 155
Me'hazler: Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/50; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/320; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî
1/649; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 6/154
Zabıt şekli: Rivayet aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği gibidir. Yalnız Beyhakî'nin birinci tarikinde,
ölen gencin annesinin çok yaşlı ve gözleri a'ma idi diye yazılıdır.
430/223- «Başta İmam-ı Beyhakî gibi râviler, Abdullah İbn-i Ubeydullah-il Ensarî'den haber veriyorlar
ki: Abdullah demiş: Sâbit İbn-i Kays İbn-i Şemmas'ın Yemame Harbi'nde şehid düştüğü ve kabre
koyduğumuz vakit, ben hâzırdım. Kabre konurken, birden ondan bir ses geldi: dedi.
(Yani: Muhammed Allah'ın Resulüdür. Hazret-i Ebu Bekir sıddıkdır, Ömer şehiddir. Osman ise,
şefkatli ve masumdur.) Sonra açtık, baktık; ölü, cansız.»
Risalede yeri: Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/58; Eş-Şifa 1/320; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/649;
El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesri 6/157-158
Zabıt şekli: İmam-ı Beyhakî'nin Delâil-ün Nübüvve eserinde rivayet iki tarikle gelmiş.. ve aynen
Hazret-i Üstad'ın kaydettiği gibidir. Yalnız Sâbit bin Kays bin Şemmas'ın ismi sarih olarak
geçmemektedir. Lâkin Şifa'nın şerhinde Aliyy-ül Karî, ismini de sarih olarak kaydetmiştir.
431/224- «İmam-ı Taberanî ve Ebu Nuaym Delâil-i Nübüvvet'te, Nu'man İbn-i Beşir'den haber
veriyorlar ki: Zeyd İbn-i Hârice, çarşı içinde birden düşüp vefat etti. Eve getirdik. Akşam ve yatsı arasında
etrafında kadınlar ağlarken birden "Susunuz!" dedi. Sonra fasih bir lisanla:
diyerek bir mikdar konuştu. Sonra baktık ki, cansız vefat etmiş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 155
Me'hazler: Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/55; Mecma-uz Zevaid 5/179, 180 ve 8/291; Eş-Şifa 1/320;
Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/649-650; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 6/156, 157 ve 293; Mu'cem-üt
Taberanî El-Kebir 5/5140 ve 5145
Zabıt şekli: Beyhakî'nin Delâil-ün Nübüvve eserindeki rivayet aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği
tarzda olmakla beraber, daha biraz tafsilat verilmektedir. Meselâ o ölmüş cenazenin konuşmasını şöyle
kaydetmiş:
Meâli: Üstte yazılı mâna ile yakın olduğu için başka bir şey yazmadık.
Ses Yok