Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 287
(1-445)
437/230- «Hazret-i Hamza, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'dan niyaz etti ki:"Ben Cebrail'i
görmek istiyorum." Kâ'be'de onu gösterdi. Dayanamadı, bîhuş oldu, yere düştü.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 157
Me'hazler: Tabakat-ı İbn-i Sa'd 3/6, k.1; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 1/311, İbn-i Sa'd ve Beyhakî,
Ammar bin Ammar'dan mürsel olarak nakletmişlerdir; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/362; Nesim-ür Riyad
Hafacî 3/82; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/736; Tefsir-i Ruh-ul Beyan - Burusevî 9/214
Zabıt şekli: Bütün me'hazlerde, aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzda olduğu için başka birşey
yazmaya lüzum görülmedi.
CİNLERLE ALÂKADAR MU'CİZELER
438/231- «En kat'î, en sahih haber ile eimme-i hadîs bize diyorlar ki: İbn-i Mes'ud "Batn-ı Nahl'de
ecinnîlerin ihtidası gecesinde, ecinnîleri gördüm ve Sudan kabilesinden Zutt denilen uzun boylu taifeye
benzettim, onlara benziyordular."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 157
Me'hazler: (Bu bölümün bir kısım me'hazleri, sıra no: 329'da verilmekle beraber, burada yine de
bazılarını verelim.)
El-Hasais-ül Kübra- Suyutî 1/343, 2/361; Müsned-i Ahmed - Tahkik-i Ahmed Şâkir 6/165 hadîs no:
4353; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/362; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/736; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym
1/316
Zabıt şekli: El-Hasais-ül Kübra'da, İmam-ı Beyhakî'den nakledilen rivayet şöyledir: "İbn-i Mes'ud
(R.A.) bir gün yolda giderken, Sudan'ın Zutt kabilesinden bir cemaat görmüş, demiş ki: "Bunlar kimdir?"
Demişler: "Bunlar Zutt kabilesindendir." Bunun üzerin Hazret-i İbn-i Mes'ud demiş ki: "Cinlerin ihtidası
gecesinde, aynen bunlara benzer cinleri gördüm, birbirlerini ta'kiben koşuşuyorlardı."
439/232- «Meşhurdur ve hadîs imamları tahric ve kabul ettikleri Hazret-i Hâlid İbn-i Velid vak'asıdır
ki: Uzza denilen sanemi tahrip ettikleri vakit, siyah bir kadın şeklinde, o sanem içinde bir cinniye çıktı.
Hazret-i Hâlid, bir kılınç ile o cinniyeyi iki parça etti. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, o hâdise için
ferman etmiş ki: "Uzza sanemi içinde ona ibadet ediliyordu, daha ona ibadet edilmez."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 157
Me'hazler: El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 4/316; Mecma-uz Zevaid 6/176; Eş-Şifa 1/362; Şerh-üş
Şifa - Hafacî 3/287; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/738; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/535; Sîret-ü
İbn-i İshak 2/436
Zabıt şekli: Beyhakî'nin Delâil-ün Nübüvve eserindeki rivayet şöyledir: Ebu-t Tufeyl'den rivayet: Feth-i
Mekke'de, Resul-i Ekrem (A.S.M.) Hâlid bin Velid'i bir bahçeye gönderdi. Uzza sanemi o bahçemin
içindeydi. Hâlid bin Velid, Uzza'nın içerisinde bulunduğu evin yanındaki ağaçları kesti. O evi de yıktı ve
Resulullah'a döndü.
Resul-i Ekrem (A.S.M.) sordu: "Ne yaptın?" O da ne yaptığını söyledi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm: "Birşey yapmamışsın, tekrar dön!" dedi. Hazret-i Hâlid (R.A.) tekrar döndü, gördü ki: Çıplak
bir kadın, oturup saçlarını sarkıtmış, başına da topraklar saçıyor. Hazret-i Hâlid yaklaştı ve bir kılınçla
onu ikiye böldü. Sonra Resul-i Ekrem'e (A.S.M.) döndü, vâkıayı haber verdi. Resul-i Ekrem (A.S.M.)
ferman etti: "Tamam, işte Uzza o idi."
440/233- «Hazret-i Ömer'den meşhur bir haberdir ki, demiş: "Biz Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm'ın yanında iken, ihtiyar şeklinde, elinde bir asâ, "Hâme" isminde bir cinnî geldi, iman etti.
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesse lâm ona kısa sûrelerden birkaç sûreyi ders verdi. Dersini aldı, gitti.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 157
Me'hazler: Eş-Şifa 1/362; Nesim-ür Riyad Şerh-üş Şifa - Hafacî 3/287; keza Aliyy-ül Karî 1/737;
Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 5/416-418; El-Hasais-ül Kübra 2/350; Kenz-ül Ummal 3/166; El-Fetavi-l
Hadîsiye - İbn-i Hacer-i Heysemî, sh: 166; Hüccetullah Ale-l Âlemîn - Nebhanî sh: 183-184; Ed-Duafa'-ul
Kebir - Akilî 1/98
Zabıt şekli: (Not: Hazret-i Üstad da bu hadîs için haber-i meşhur diye işaret ettiği gibi, bazı müfrit
muhaddisler, onun senedine ilişerek cerh etmek istemişler. Lâkin bunlara mukabil diğer mühim bazı
imamlar ise, kabul etmiş ve sıhhatine hükmetmişlerdir. Misal için, İmam-ı Suyutî'nin El-Lealil-Masnuâ
eseri 1/174 ve üstte sahife numarası verilmiş Molla Aliyy-ül Karî ve Hafacî'nin şerh ve tahriclerindeki
tahkikatlarına bakılabilir.)
Me'hazlerde, bu hadîs veya rivayet hayli uzundur. O cinnî Hâme'nin Resul-i Ekremle (A.S.M.) uzun
konuşmalarını kaydetmişlerdir. Hazret-i Üstad hâdisenin hülâsasının hülâsasını almış.
Ses Yok