Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 290
(1-445)
448/241- «Hem yine Ebu Cehil kabilesinden -bir tarikte- Velid İbn-i Mugire, yine Resul-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm'ı vurmak için, büyük bir taşı alıp secdede iken vurmaya gitmiş; gözü kapanmış. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ı Mescid-i Haram'da görmedi, geldi. Onu gönderenleri de görmüyordu, yalnız seslerini işitiyordu. Tâ Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm namazdan çıktı, ihtiyaç kalmadığından onun gözü de açıldı.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 160
Me'hazler: El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 1/319-320; Eş-Şifa 1/351; Şerh-üş Şifa - Hafacî 3/247; keza
Aliyy-ül Karî 1/716; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 3/197; Tefsir-i Kurtubî 15/9; Delâil-ün Nübüvve - Ebu
Nuaym 1/208
Zabıt şekli: Beyhakî'nin Delâil-ün Nübüvve eserindeki rivayet şöyledir: "Benî-Mahzum kabilesinden
Ebu Cehil, Velid bin Mugire ve diğer bazıları, Peygamber'i öldürmek için niyetlendiler. Mescid-i
Haram'da Peygamber'in namaz kıldığını görünce, O'nu öldürmek için Velid bin Mugire'yi gönderdiler. O
da Peygamber'e doğru yürüdü, tâ Peygamber'in namaz kıldığı yere kadar geldi, Resul-i Ekrem (A.S.M.)
namazda okuduğu kıraatini duyuyordu. Fakat onu göremiyordu."
Rivayetin sair kısmı aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzda olmakla beraber, az bazı fazlalıklar da
vardır.
449/242- «Nakl-i sahih ile Ebu Bekir-i Sıddık'tan haber veriyorlar ki: Sûre-i "Tebbet Yedâ Ebî Leheb"
nâzil olduktan sonra, Ebu Leheb'in karısı Ümm-ü Cemil denilen "Hammâlet-el Hatab" bir taş alıp,
Mescid-i Haram'a gelmiş. Ebu Bekir ile Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm orada oturuyorlarmış.
Gözü Ebu Bekir-i Sıddık'ı görüyor, soruyor: "Ya Ebâ Bekir! Senin arkadaşın nerede? Ben işitmişim ki,
beni hicvetmiş. Ben görsem, bu taşı ağzına vuracağım." Yanında iken Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü
Vesselâm'ı görmemiş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 160
Me'hazler: Sahih-i İbn-i Hibban 8/152; Mevarid-üz Zam'an sh: 416; Müstedrek -ül Hâkim 2/361;
Müsned-i Humeydî 1/323; Eş-Şifa 1/711; El-Hasais-ül Kübra 2/318; Cem'-ül Fevaid 2/286; Delâil-ün
Nübüvve - Beyhakî 2/195; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 1/194
Zabıt şekli: Hâdise ve rivayet bir kaç tarikle gelmektedir. Aşağı yukarı hülâsası olarak Üstad'ın
kaydettiği gibidir. Ebu Leheb'in karısı olan Ümm-ü Cemil'in asıl ismi ise, Avra' binti Harb'dir ve Ebu
Süfyan'ın kız kardeşidir.
450/243- «Haber-i sahih ile haber veriliyor ki: Âmir İbn-i Tufeyl ve Erbed İbn-i Kays, ikisi ittifak
ederek; Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın yanına gitmişler. Âmir demiş: "Ben onu meşgul edeceğim, sen onu vuracaksın!" Sonra bakıyor ki, bir şey yapamıyor. Gittikten sonra arkadaşına dedi: "Neden vurmadın?" Dedi: "Nasıl vuracağım, ne kadar niyet ettim, bakıyorum ki, ikimizin ortasına sen geçiyorsun. Seni nasıl vuracağım?"»
Risalede yeri: Mektubat sh: 160
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/353; Nesim-ür Riyad - Hafacî 3/249; keza Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî
1/719; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 10/107; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 1/207; Delâil-ün Nübüvve
Beyhakî 5/318
Zabıt şekli: Aliyy-ül Karî, hâdiseyi Beyhakî ve İbn-i İshak'tan nakleder.. ve aynen Üstad'ın kaydettiği
tarzdadır. Hem Cem'-ül Fevaid 2/449 eserinde ayın hâdiseye benzer bir başka hâdiseyi de; Amr ve Vehb
adlarında iki şahsın aynı tarzda teşebbüs ettiklerini ve yine akîm kaldığını kaydetmektedir.
451/244- «Nakl-i sahih ile haber veriliyor ki: Gazve-i Uhud'da veya Huneyn'de Şeybe İbn-i Osman-el
Hacebî -ki, Hazret-i Hamza, onun hem amucasını, hem pederini öldürmüştü- intikamını almak için gizli
geldi. Tâ Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın arkasından yalın kılınç kaldırdı. Birden kılınç elinden
düştü. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ona baktı, elini göğsüne koydu. Şeybe der ki: "O dakikada
dünyada ondan daha sevgili bir adama bana olmazdı." İmana geldi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm ferman etti: "Haydi git, harbet!" Şeybe dedi: "Ben gittim, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
önünde harbettim. Eğer o vakit pederim de rastgelseydi, vuracaktım."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 161
Me'hazler: Mecma-uz Zevaid 6/183-184; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/353; Nesim-ür Riyad Şerh-üş Şifa
Hafacî 3/248; ve keza Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/718; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 1/195; El-İsabe
- İbn-i Hacer 2/157
Zabıt şekli: Hâdisenin Huneyn'de vuku' bulduğunu Aliyy-ül Karî kaydetmiştir. Çünki Şeybe Feth-i
Mekke günü müslüman olmuştur. Ancak ihtimal vardır ki; Feth-i Mekke gününde İslâmı kabul etmiş.
Amma sahih olmamış olabilir. Eğer hâdise O'nun İslâm'a girmesinden önce olmuşsa, o zaman Uhud
Harbi'nde cereyan etmiş olmasına ihtimal verilebilir.
Aleyhissalâtü Vesselâm'ı vurmak için, büyük bir taşı alıp secdede iken vurmaya gitmiş; gözü kapanmış. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ı Mescid-i Haram'da görmedi, geldi. Onu gönderenleri de görmüyordu, yalnız seslerini işitiyordu. Tâ Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm namazdan çıktı, ihtiyaç kalmadığından onun gözü de açıldı.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 160
Me'hazler: El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 1/319-320; Eş-Şifa 1/351; Şerh-üş Şifa - Hafacî 3/247; keza
Aliyy-ül Karî 1/716; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 3/197; Tefsir-i Kurtubî 15/9; Delâil-ün Nübüvve - Ebu
Nuaym 1/208
Zabıt şekli: Beyhakî'nin Delâil-ün Nübüvve eserindeki rivayet şöyledir: "Benî-Mahzum kabilesinden
Ebu Cehil, Velid bin Mugire ve diğer bazıları, Peygamber'i öldürmek için niyetlendiler. Mescid-i
Haram'da Peygamber'in namaz kıldığını görünce, O'nu öldürmek için Velid bin Mugire'yi gönderdiler. O
da Peygamber'e doğru yürüdü, tâ Peygamber'in namaz kıldığı yere kadar geldi, Resul-i Ekrem (A.S.M.)
namazda okuduğu kıraatini duyuyordu. Fakat onu göremiyordu."
Rivayetin sair kısmı aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzda olmakla beraber, az bazı fazlalıklar da
vardır.
449/242- «Nakl-i sahih ile Ebu Bekir-i Sıddık'tan haber veriyorlar ki: Sûre-i "Tebbet Yedâ Ebî Leheb"
nâzil olduktan sonra, Ebu Leheb'in karısı Ümm-ü Cemil denilen "Hammâlet-el Hatab" bir taş alıp,
Mescid-i Haram'a gelmiş. Ebu Bekir ile Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm orada oturuyorlarmış.
Gözü Ebu Bekir-i Sıddık'ı görüyor, soruyor: "Ya Ebâ Bekir! Senin arkadaşın nerede? Ben işitmişim ki,
beni hicvetmiş. Ben görsem, bu taşı ağzına vuracağım." Yanında iken Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü
Vesselâm'ı görmemiş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 160
Me'hazler: Sahih-i İbn-i Hibban 8/152; Mevarid-üz Zam'an sh: 416; Müstedrek -ül Hâkim 2/361;
Müsned-i Humeydî 1/323; Eş-Şifa 1/711; El-Hasais-ül Kübra 2/318; Cem'-ül Fevaid 2/286; Delâil-ün
Nübüvve - Beyhakî 2/195; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 1/194
Zabıt şekli: Hâdise ve rivayet bir kaç tarikle gelmektedir. Aşağı yukarı hülâsası olarak Üstad'ın
kaydettiği gibidir. Ebu Leheb'in karısı olan Ümm-ü Cemil'in asıl ismi ise, Avra' binti Harb'dir ve Ebu
Süfyan'ın kız kardeşidir.
450/243- «Haber-i sahih ile haber veriliyor ki: Âmir İbn-i Tufeyl ve Erbed İbn-i Kays, ikisi ittifak
ederek; Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın yanına gitmişler. Âmir demiş: "Ben onu meşgul edeceğim, sen onu vuracaksın!" Sonra bakıyor ki, bir şey yapamıyor. Gittikten sonra arkadaşına dedi: "Neden vurmadın?" Dedi: "Nasıl vuracağım, ne kadar niyet ettim, bakıyorum ki, ikimizin ortasına sen geçiyorsun. Seni nasıl vuracağım?"»
Risalede yeri: Mektubat sh: 160
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/353; Nesim-ür Riyad - Hafacî 3/249; keza Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî
1/719; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 10/107; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 1/207; Delâil-ün Nübüvve
Beyhakî 5/318
Zabıt şekli: Aliyy-ül Karî, hâdiseyi Beyhakî ve İbn-i İshak'tan nakleder.. ve aynen Üstad'ın kaydettiği
tarzdadır. Hem Cem'-ül Fevaid 2/449 eserinde ayın hâdiseye benzer bir başka hâdiseyi de; Amr ve Vehb
adlarında iki şahsın aynı tarzda teşebbüs ettiklerini ve yine akîm kaldığını kaydetmektedir.
451/244- «Nakl-i sahih ile haber veriliyor ki: Gazve-i Uhud'da veya Huneyn'de Şeybe İbn-i Osman-el
Hacebî -ki, Hazret-i Hamza, onun hem amucasını, hem pederini öldürmüştü- intikamını almak için gizli
geldi. Tâ Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın arkasından yalın kılınç kaldırdı. Birden kılınç elinden
düştü. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ona baktı, elini göğsüne koydu. Şeybe der ki: "O dakikada
dünyada ondan daha sevgili bir adama bana olmazdı." İmana geldi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm ferman etti: "Haydi git, harbet!" Şeybe dedi: "Ben gittim, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
önünde harbettim. Eğer o vakit pederim de rastgelseydi, vuracaktım."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 161
Me'hazler: Mecma-uz Zevaid 6/183-184; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/353; Nesim-ür Riyad Şerh-üş Şifa
Hafacî 3/248; ve keza Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/718; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 1/195; El-İsabe
- İbn-i Hacer 2/157
Zabıt şekli: Hâdisenin Huneyn'de vuku' bulduğunu Aliyy-ül Karî kaydetmiştir. Çünki Şeybe Feth-i
Mekke günü müslüman olmuştur. Ancak ihtimal vardır ki; Feth-i Mekke gününde İslâmı kabul etmiş.
Amma sahih olmamış olabilir. Eğer hâdise O'nun İslâm'a girmesinden önce olmuşsa, o zaman Uhud
Harbi'nde cereyan etmiş olmasına ihtimal verilebilir.
Ses Yok