Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 300
(1-445)
503/296- «Meşhur Kuss İbn-i Sâide ki, kavm-i Arabın en meşhur ve mühim hatîbi ve muvahhid bir
zât-ı ruşenzamirdir. İşte şu zât da, bi'set-i Nebevîden evvel risalet-i Ahmediyeyi (A.S.M.) şu şiirle ilân
ediyor:
Risalede yeri: Mektubat sh: 172
Me'hazler: El-Feth-ül Kebir - Suyutî 2/133; Es-Sîret-ül Halebiye 1/320; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i
Kesir 2/230; Eş-Şifa 1/363; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/740; Hüccetullah Ale-l Âlemîn - Nebhanî sh:
207-209; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 12/1254 (Resul-i Ekrem tarafından Kuss bin Sâide tarif
edilmektedir); Delâil-ün Nübüvve -Beyhakî 2/101; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 1/105
Zabıt şekli: Kuss bin Sâide'den Resul-i Ekrem'in de hayır ile bahsettiğini gösteren şu hadîs-i şeriftir:
Taberanî'den naklen: Yani: "Allah Kuss'a rahmet eylesin. O, benim babam olan İbrahim'in oğlu İsmail'in
dini üzerine idi."
Aslında Kuss bin Sâide, Resul-i Ekrem'in sağlığında O'nu görmüş, ancak Peygamberlik zamanına
ulaşamadan vefat etmiştir. Peygamberlik gelmeden önce, Kuss bin Sâide, Sûk-u Ukaz'da Peygamber'i
görmüştür. Hattâ İbn-i Şahin gibi bazı zâtlar, onu Sahabelerden saymaktadırlar. Şiirin tamamı şöyledir:
504/297- «Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın ecdadından olan Kâ'b İbn-i Lüeyy, nübüvvet-i
Ahmediyeyi (A.S.M.) ilhan eseri olarak şöyle ilân etmiş:
Risalede yeri: Mektubat sh: 173
Me'hazler: El-Bidaye Ven-Nihaye İbn-i Kesir 2/244; Eş-Şifa 1/364; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/740;
Hüccetullah Ale-l Âlemîn - Nebhanî sh: 119; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 1/89-90
Zabıt şekli: Kâ'b bin Lüeyy, Resul-i Ekrem'in yedinci ceddidir.. ve Resul-i Ekrem'in bi'seti ondan
beşyüz altmış sene sonra zuhur etmiştir. İmam-ı Ebu Nuaym, sahabî-i meşhur Ebu Seleme'den tahric
etmiş olduğu rivayette, Kâ'b bin Lüeyy'in hem şifahî hutbelerinde, hem de şiirlerinde, Beyt-ül Haram'dan
bir büyük Peygamber'in çıkacağını ihbar ettiğini kaybetmiş. Şiirin tamamı şöyledir:
505/298- «Yemen padişahlarından Seyf İbn-i Zîyezen, kütüb-ü sâbıkada Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm'ın evsafını görmüş; iman etmiş, müştak olmuş idi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın
ceddi Abdülmuttalib; Yemen'e, kafile-i Kureyş ile gittiği zaman, Seyf İbn-i Zîyezen onları çağırmış.
Onlara demiş ki:
... Sonra gizli Abdülmuttalib'i çağırmış, "O çocuğun ceddi de sensin" diye kerametkârane, bi'setten evvel
haber vermiş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 173
Me'hazler: Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 2/9; Es-Sîret-ül Halebiye 1/187; El-Bidaye Ven-Nihaye
2/328; Eş-Şifa 1/143; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/740; Müstedrek-ül Hâkim 2/388; Hüccetullah Ale-l
Âlemîn sh: 143-145; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 1/95-96 ve için, bak aynı eser 1/98
Zabıt şekli: Seyf bin Zîyezen, Peygamberimizin doğumundan iki yıl evvel; Habeşlilerin Yemen'e
tasallutlarını bertaraf edip, onları kovup muzaffer olduğunda, onu tebrik için Arablardan ayrı ayrı temsilci
grublar ona gitmişler, zafer ve nusretini tebrik etmişlerdir. Bu arada Kureyşliler namına da temsilci bir
cemaat gitmiş. Bunların içinde Abdülmuttalib, Ümeyye bin Abd-i Şems, Abdullah bin Ced'ân, Huveylid
bin Esad bin Abdüluzza ve Vehb bin Abd-i Menaf bin Zühre ve Kureyş'ten bu zâtlar gibi daha bazılar
beraber Yemen'in San'a şehrine gitmişler. Seyf bin Zîyezen'in Gamedan isimli sarayına gitmişler ve uzun
izahlar... En sonunda Abdülmuttalib ile hususî şekilde görüşerek mezkûr sözleri söylemiştir. Bütün
me'hazler bu hadîseyi kaydetmektedirler.
506/299- «Varaka İbn-i Nevfel (Hatice-i Kübra'nın ammizâdelerinden) bidayet-i vahiyde Resul-i
Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm telâş etmiş. Hatice-i Kübra o hâdiseyi, meşhur Varaka İbn-i Nevfel'e
hikâye etmiş. Varaka demiş: "Onu bana gönder." Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Varaka'nın
yanına gitmiş, mebde-i vahiydeki vaziyeti hikâye etmiş. Varaka demiş:
Yani: "Telâş etme, o hâlet vahiydir. Sana müjde! İntizar edilen Nebi sensin! İsa, seninle müjde
vermiş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 173
Me'hazler: Sahih-i Buharî 1/3, 6/215; Cem'-ül Fevaid 2/60; Eş-Şifa 1/363; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî
1/743; Hüccetullah Ale-l Âlemîn - Nebhanî sh: 163-166; Eş-Şerîa Acürrî sh: 443; Delâil-ün Nübüvve
Ebu Nuaym 1/217; ve daha geniş me'hazler için Miftah-u Künûz-is Sünne sh: 522
Zabıt şekli: Varaka, hayatının son günlerinde gözleri a'ma olmuş, daha evvellerinde Hristiyan dinini
tedkik edip kabul etmiş, okur-yazar bir insan imiş. Peygamberimize vahyin başlangıcında onu teskin ve
tebşir edici sözler söylemiş, aynı zamanda Peygamberliğine iman ettiğini bildirmiştir. Daha bu hususda
onun uzun ve mânidar bir şiiri de meşhurdur. Varaka'nın hikâyesi meşhur ve sahih olduğundna başka bir
şey yazmaya gerek duyulmadı.
Ses Yok