Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 302
(1-445)
512/305- «Kâhirlerden Sevad İbn-i Karib-id Devsî ve Hunafir ve Ef'asiye Necran ve Cizl İbn-i Cizl-in
Kindî ve İbn-i Halasat-ed Devsî ve Fatıma Bint-i Nu'man-ı Neccariye gibi meşhur kâhinler, siyer ve tarih
kitablarında tafsilen beyan ettikleri vecih üzere; âhirzaman peygamberlerinin geleceğinin geleceğini, o
peygamber de Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm olduğunu haber vermişler.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 175
Me'hazler: Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 2/248; Mecma-uz Zevaid 8/248-249 ve 251; El-Bidaye Ven
Nihaye - İbn-i Kesir 2/335; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/365; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 1/112; Feth-ül
Barî 8/179; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/747-748; Hüccetullah Ale-l Âlemîn - Nebhanî sh: 169-180,
181ve 182; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 1/250-271
Zabıt şekli: Bu bölümde birkaç kâhinin hayat hikâyeleri ve hâdiseleri beraber zikredilmiş olmasından,
bunların ayrı ayrı herbirisinin söz ve şiirlerini yazmak çok uzun olacağından, sadece Sevad bin Karib-üd
Devsî ve Hunafir'in haberlerine ait söz ve şiirlerine kısaca temas edilecek.
Sahih-i Buharî'den hadîs: "Hazret-i Ömer (R.A.) Sevad bin Karib-üd Devsî'ye bir gün sordu: Kâhinlik
zamanında sana en garib gelen hâdise hangisidir ve nasıldır?" Sevad demiş ki: "Ben bir gün çarşıda iken,bana her zaman gelen cinnî geldi. Telâşlı bir hâli vardı, dedi:
diye uzun şiirini söyledi, gitti. Kısaca mânası ise: "Cinler, iblisler hepsi yeis içine girdiler ve kâhinlikleri
son bulmaktadır... "
Hazret-i Ömer de (R.A.) Sevad'ı tasdik ederek dedi ki: "Ben de câhilî devirde bir puta kesilen bir
kurbandan şöyle şöyle duydum..."Ve hâkeza, Hunafir ve sairenin şiirleri hayli uzun ve değişiktir...
513/306- «Hazret-i Osman'ın akrabasından Sa'd İbn-i Bint-i Küreyz kâhinlik vasıtasıyla, Resul-i
Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın nübüvvetinigaibden haber almış. Bidayet-i İslâmiyette Hazret-i Osman-ı Zinnureyn'e demiş ki: "Sen git iman et."
Osman bidayette gelmiş, iman etmiş. İşte o Sa'd o vâkıayı böyle bir şiir ile söylüyor:
(Yani: Cenab-ı Allah, Osman'ı benim ona söylediğim bir sözümle hidayete kavuşturdu ve elbette,
ancak hakka ve hakikata hidayet veren Allah'tır.)»
Risalede yeri: Mektubat sh: 175 Me'hazler: El-Hasais-ül Kübra 1/258;Meşahir-ün Nisa - (sadeleştirilmiş şekliyle) Muhammed Zihnî 1/367
Zabıt şekli: Aşağı yukarı Hazret-i Üstad'ın kaydetti şeklide olduğu için başka birşey yazmaya lüzum
görmedik.
HÂTİFLERDEN GELEN SESLER
514/307- «Zeyyab İbn-ül Haris'de hâtif-i cinnî böyle bağırmış, onun ve başkasının sebeb-i İslâmı
olmuş:
(Meâli: Üç kere: "Ey Zeyyab, ey Zeyyab, ey Zeyyab! Acaiblerin acaibi bir haberi işit ki; Muhammed
kitab ile ba's olunmuş, Mekke'de İslâm'a davet için halkı çağırdığıı halde, O'na icabet edenler yok gibidir.)
Risalede yeri: Mektubat sh: 175
Me'hazler: Es-Sîret-ül Halebiye 1/335-337; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 1/358; Hüccetullah Ale-l Âlemîn sh: 181
Zabıt şekli: Şerh-üş Şifa'da aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği gibidir. El-Hasais'te ise, Hazret-i
Osman'dan gelen rivayet şöyledir: "Bi'setten önce biz bir kafile ile Şam tarafına gidiyorduk. Şam'ın
hududunda girdiğimizde, orada yaşayan kadın bir kâhin bizi karşıladı ve dedi ki: "Benim cinnî arkadaşım
geldi, şöyle dedi: "Ahmed çıktı, O'nun emrine karşı çıkılamaz!." Ben döndüm, Mekke'ye geldim;
Resulullah'ın Hak din tebliğ ettiğini gördüm ve müslüman oldum." Daha bu neviden Hazret-i Osman'dan
gelen bir kaç rivayet vardır.
515/308- «Yine bir hâtif-i cinnî, Sâmia İbn-i Karret-il Gatafanî'ye böyle bağırmış, bazılarını imana
getirmiştir: »
(Yani: Hak geldi, Nur saçtı... Bâtıl ise, mahvoldu, kökü kazıldı.)
Risalede yeri: Mektubat sh: 175
Me'hazler: Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/748; El-Hasais-ül Kübra 1/252-271
Zabıt şekli: Aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzda olduğu için başka birşey yazmadık.
Ses Yok