Zülfikar Risalesi | Zülfikar Birinci Makamı | 58
(1-134)

Urve diyor ki: Ben ba’zı Kûfe çarşısında duruyordum, bir günde kırk bin kazanıyordum, sonra evime dönüyordum. İmâm-ı Buhârî der ki: “Toprağı da eline alsa, onda bir kazanç bulurdu.”

Hem Abdullah İbn-i Ca’fer’e, kesret-i mal ve bereket için duâ etmiş. Hazret-i Abdullah İbn-i Ca’fer, o derece servet kazanmış ki, o asırda şöhretgîr olmuş. O bereket-i duâ-yı Nebevî ile hâsıl olan serveti kadar, sehavetle de iştihar etmiş. Bu neviden çok misâller var. Nümûne için bu dört misâlle iktifa ediyoruz.

Hem başta İmâm-ı Tirmizî, haber veriyor ki: Sa’d İbn-i Ebî Vakkas için Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm duâ etmiş:

demiş. Sa’d’ın duâsının kabûlü için duâ etmiş. O asırda, Sa’d’ın bedduâsından herkes korkuyordu. Duâsının kabûlü de şöhret buldu.

Hem meşhur Ebû Katâde’ye ferman etmiş:

diye, genç kalmasına duâ etmiş. Ebû Katâde yetmiş yaşında vefat ettiği vakit; on beş yaşında bir genç gibi olduğu, nakl-i sahîh ile şöhret bulmuş.

Hem meşhur şâir Nâbiga’nın kıssa-i meşhûresidir ki, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın yanında bir şiirini okumuş. Şu fıkra:

Yâni: “Şerefimiz göğe çıktı, biz daha üstüne çıkmak istiyoruz!” Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, mülâtafe sûretinde ferman etti:

Dedi:

Yâni: Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, latife olarak dedi: “Gökten öbür tarafa nereyi istiyorsun ki, şiirinde orayı niyet ediyorsun?” Nâbiga dedi: “Göklerin fevkinde Cennet’e gitmek istiyoruz...” Sonra bir ma’nidar şiirini daha okudu. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm duâ etti:

Yâni, “Senin ağzın bozulmasın.” İşte o duâ-yı Nebevînin bereketiyle, o Nâbiga, yüz yirmi yaşında bir dişi noksan olmadı.

Dinle
Ses Yok