Zülfikar Risalesi | Zülfikar Birinci Makamı | 60
(1-134)

Sasaniye Devleti’nin hiçbir yerde şevketi kalmadı. Fakat Kayser ve sâir melikler, name-i Nebeviyeye hürmet ettikleri için, mahvolmadılar.

İkincisi: Tevâtüre yakın meşhurdur ve âyât-ı Kur’âniye işâret ediyor ki: Bidâyet-i İslâmda Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Mescidü’l-Haram’da namaz kılarken; rüesâ-yı Kureyş toplandılar, ona karşı gâyet bed bir muamele ettiler. O da, o vakit onlara bedduâ etti. İbn-i Mes’ud der ki: Kasem ederim, o bed muameleyi yapan ve onun bedduâsına mazhar olanların, Gazve-i Bedir’de birer birer lâşelerini gördüm.

Üçüncüsü: Mudariyye denilen Arabın büyük bir kabîlesi, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm’ı tekzib ettikleri için, onlara kaht ile bedduâ etti. Yağmur kesildi, kaht ve galâ başgösterdi. Sonra Mudariyye kavminden olan Kabîle-i Kureyş, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’a iltimas ettiler. Duâ etti; yağmur geldi, kahtlık kalktı. Bu vâkıa tevâtür derecesinde meşhurdur.

Beşinci Misâl: Hususî adamlara bedduâsının dehşetli kabûlüdür. Bunun çok misâlleri var. Kat’i üç misâli nümûne olarak beyân ederiz:

Birincisi: Utbe İbn-i Ebî Leheb hakkında şöyle bedduâ etti:

Yâni: “Yâ Rab! Ona bir it’ini musallat et.” Sonra Utbe sefere giderken, bir arslan gelip, kafile içinde onu arayıp bulmuş, parçalamış. Şu vâkıa meşhurdur. Eimme-i hadîs, nakl ve tashih etmişler.

İkincisi: Muhallim İbn-i Cüsâme’dir ki, Âmir İbn-i Azbat’ı gadr ile katletmişti. Halbuki Âmir’i, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm onu, cihad ve harb için kumandan edip, bir bölük ile göndermişti. Muhallim de beraberdi. Bu gadrin haberi, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’a yetiştiği vakit hiddet etmiş.


diye bedduâ buyurmuş. Yedi gün sonra o Muhallim öldü. Kabre koydular, kabir dışarıya attı. Kaç def’a koydularsa yer kabûl etmedi. Sonra mecbûr oldular; iki taş ortasında muhkemce bir duvar yapılmış, o sûrette yer altında setredilmiş.

Üçüncüsü: Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm görüyordu bir adam sol eliyle yemek yer. Ferman etmiş:

“Sağ elinle ye.”demiş.

Ses Yok