Şualar | İkinci Şuâ | 16
(5-43)

Hem kendi san’atını kendisi temaşa etmek ve kendi cemâl-i fıtratını kendisi müşâhede etmek ve kendi cilve-i esmâsının güzelliklerini âyineciklerde kendisi seyretmek isteyen Fâtır-ı Zülcelâl’in nazar-ı şuhuduna görünmek ve mazhar olmak, gâyet yüksek bir netice-i hilkatidir.

Hem kâinattaki hadsiz faaliyeti iktiza eden tezahür-ü Rubûbiyete ve tebarüz-ü kemâlât-ı İlâhîyyeye (Yirmi Dördüncü Mektub’da beyân edildiği gibi) beş vecihle hizmeti dahi, ulvî bir vazife-i fıtratıdır. Ve böyle faideleri ve neticeleri vermekle beraber; kendi yerinde, bu âlem-i şehâdette zîruh ise ruhunu ve hadsiz hâfızalarda ve sâir elvah-ı mahfuzalarda sûretini ve hüviyetini ve tohumlarında ve yumurtacıklarında mahiyetinin kanunlarını ve bir nevi müstakbel hayatını ve âlem-i gaybta ve dâire-i esmâda âyinedarlık ettiği kemâlleri ve güzellikleri bırakıp, mesrurane terhis ma’nasında bir zâhirî mevt ile bir zeval perdesi altına girer; yalnız dünyevî gözlerden saklanır mahiyetinde gördüm, “Oh Elhamdülillâh!” dedim.

Evet, kâinatın bütün tabakatında ve umum nevilerinde göz ile görünen ve her tarafa kök salan gâyet esaslı ve çok kuvvetli ve kusursuz ve nihayet derecede parlak olan bu cemâller ve güzellikler, elbette şirkin iktiza ettiği çok çirkin ve haşin ve gâyet menfur ve perişan olan evvelki vaziyet muhâl ve mevhûm olduğunu gösteriyor. Çünkü, böyle çok esaslı bir cemâl perdesi altında, böyle dehşetli bir çirkinlik saklanamaz ve bulunamaz. Eğer bulunsa, o hakîkatlı cemâl, hakîkatsız, asılsız, vâhî ve vehmî olur. Demek şirkin hakîkatı yok, yolu kapalı, bataklıkta saplanır; hükmü muhal, mümteni’dir. Bu mezkûr hissî olan hakîkat-ı îmaniye, tafsilâtla ve kat’i bürhanlar ile Sirâcınnûr’un müteaddid risâlelerinde beyân edildiğinden burada bu kısacık işâretle iktifa ederiz.

ÜÇÜNCÜ MEYVE

Zîşuura, bilhassa insana bakar. Evet sırr-ı vahdet ile İNSAN, bütün mahlûkat içinde büyük bir kemâl sâhibi ve kâinatın en kıymetdar meyvesi ve mahlûkatın en nâzenini ve en mükemmeli ve zîhayatın en bahtiyarı ve en mes’udu ve Hâlık-ı Âlem’in muhatabı ve dostu olabilir.

Dinle
-